Medicana Bahçelievler Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Avni Solgun yaptığı yazılı açıklamada, sarılığın şiddetinin ve süresinin, bebeğin doğum ağırlığından, doğum haftasına, beslenme şeklinden, ırk ve genetik yapına kadar pek çok faktörden etkilendiğini belirtti.
Solgun, bu sarılığın genelde tehlikeli bir durum olmadığını aktararak, şunları kaydetti: "Sarılığa, kandaki bilirubin değerinin yükselmesi yol açar. Ancak bazı vakalarda bebeğin kanındaki bilirubin değeri kalıcı hasarlara açacak kadar yükselir. Yenidoğan dönemi (Neonatal dönem); hayatın ilk bir ayını kapsayan dönemdir. Yenidoğan sarılığı genelikle doğumu takip eden günlerde başlar. Sarılık genellikle ilk olarak bebeğin yüzünde ve sklera denilen gözlerinin beyazında belirir, şiddeti arttıkça gövde ve bacaklara doğru yayılım gösterir."
Sarılığın görüldüğü bebeklerin özellikle ilk 1 hafta (Prematüre bebeklerde ilk 2 hafta) her gün soyularak gün ışığı altında cildine bakılması gerektiğini vurgulayan Solgun, bebeğin karnında ve bacaklarında sarılık fark edildiği zaman çocuk doktoruna müracaat edilmesini tavsiye etti.
Bilirubinin kanda bulunan kırmızı kürelerin parçalanması ile ortaya çıktığını belirten Solgun, ''Anne karnında bebeğe gelen damarlarda oksijen miktarı düşüktür. Bebeğe yeterli oksijen taşınabilmesi için fazla miktarda kırmızı küreye ihtiyaç vardır. Doğum sonrası ise solunum ile gereken oksijen karşılanır ve gerekenden fazla olan kırmızı küreler yıkılır. Bu süreçte bilirubin oluşur. Oluşan bilirubin karaciğerde bazı işlemlerden geçtikten sonra safra yolları aracılığı ile bağırsaklara gelir ve dışarı atılır. Yeterli beslenme bilirubinin uzaklaştırılmasını kolaylaştırır." ifadelerini kullandı.
Solgun, tüm yenidoğan bebeklerde bilirubin değerlerinin normalden yüksek olduğunu kaydederek, "Bu, son derece doğal bir durumdur. Bilirubin değeri 5mg/dl’ye ulaştığında yüz ve göz akında sarılık başlar, 15 mg/dl’ye çıktığında ise tüm vücut sararır. Bebeklerin yaş ve kilolarına göre zarar vermeyecek bilirubin düzeyleri bilinmektedir. Kan bilirubin düzeyleri bu değerlerin üzerine çıkarsa önce ışık tedavisi (fototerapi) yapılmaktadır." bilgisini verdi.
Bilirubin düzeylerinin kan değişimi sınırlarını aşması durumunda bebeğin kanının değiştirilmesi gerektiğini bildiren Solgun, aksi halde bilirubin pigmenti kandan beyin dokusuna geçerek bebekte nörolojik bozukluklar oluştururacağını belirtti.
'HAFİF SARILIKLARDA HERHANGİ BİR TEDAVİYE İHTİYAÇ YOK'
Solgun, yeterli beslenememe, kan grubu uygunsuzlukları, bebekte hipotiroidi, idrar yolu enfeksiyonu, bazı enzim eksiklikleri, metabolik hastalıklarını yenidoğan döneminde sarılığın ciddi düzeyde olmasına neden olan faktörlerden olduğunu vurguladı.
Hafif sarılıklarda herhangi bir tedaviye ihtiyaç olmadığını aktaran Solgun, bebeğin iyi bir şekilde beslenmesiyle sarılığın geçeceğini belirtti.
Gerekli durumlarda tedavi yöntemi olarak ışık tedavisinin, bebeğin çıplak vücuduna belli bir dalga boyunda ışık uygulanarak, bilirubinin vücuttan atılımını kolaylaştırma prensibine dayandığını belirten Sorgun, "Tedavi sırasında bebeğin gözleri özel fototerapi gözlükleriyle kapatılarak, ışığın muhtemel zararlı etkilerinden korunur. Işık tedavisinin bebekte herhangi ciddi bir yan etkisi yoktur. Tedavi süresince bebeklerin kaka yapma sıklığının artması veya sulu kaka yapma bir de bazı normal cilt döküntülerinde artış olabilir. Evde floresan lamba ile tedavi yada tuzlama gibi yanlış eski inanışların tedavide herhangi bir yeri yoktur.'' değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA