HABER

Her 10 çocuktan birinde "polen alerjisi" görülüyor

Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Erkekol: - "Bitki örtüsü nedeniyle İç Anadolu Bölgesi'nde polen alerjisi biraz daha düşük olsa da bu bölgede de her 20 çocuktan birisinde, kuzey ve güney bölgelerde ise her 10 çocuktan birinde polen alerjisi görülmektedir" - "Burnu akan, hapşıran, sık nezle semptomları ve göz yaşarmaları olan çocukların bir alerji immünoloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekir. Bu çocuğun hem yaşam kalitesini artıracak hem de ileride astım gelişmesinde risk faktörünün ortadan kaldırılmasına neden olacaktır"

DUYGU YENER - Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ferda Öner Erkekol, bahar aylarında doğanın canlanması ve dışarıda geçirilen sürenin de artmasıyla alerji şikayetlerinde artış yaşandığını belirterek, her 10 çocuktan birinde polen alerjileri görüldüğünü söyledi.

Prof. Dr. Erkekol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilkbaharla beraber polen salınımındaki artış ve değişen hava koşulları nedeniyle alerjisi bulunanları açık havada dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Türkiye'nin güney ve kuzey bölgelerinde polen alerjilerinin çok sık görüldüğünü dile getiren Erkekol, "Bitki örtüsü nedeniyle İç Anadolu Bölgesinde polen alerjisi biraz daha düşük olsa da bu bölgede her 20 çocuktan birisinde, kuzey ve güney bölgelerde ise her 10 çocuktan birinde polen alerjisi görülmektedir." dedi.

Prof. Dr. Erkekol, polen alerjisinin alerjik rinit (nezle) konusunda tetikleyici olduğunu ifade ederek, alerjik nezlenin yaşam kalitesi üzerinde çok önemli etkileri olan bir hastalık olduğunu söyledi.

- "Alerjik nezlesi olanlar risk altında"

Alerjinin ölümle sonuçlanmadığını ancak iş gücü ve okul kayıplarına neden olduğuna dikkati çeken Erkekol, "Alerji doğru tedavi ve tanılanması gereken bir hastalık. Alerjik nezlesi olan bireyler astım geliştirmek için risk altındalar. Alerjik nezlenin doğru tanı alması ve tedavi edilmesi hem astım gelişimini önlüyor hem de hastaların yaşam kalitesinde önemli veriler sunuyor." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Erkekol, havaların ısınmasıyla park ve bahçelerde geçirilen sürenin de arttığını, bu nedenle kişilerin polenlere daha çok maruz kaldığını dile getirerek şunları kaydetti:

"Polenden korunmak çok mümkün değil. Alerjisi olan bireylere genelde alerjiden kaçınmalarını öneririz. Çocuklar da parklarda, bahçelerde tabii ki koşacaklar. Bu, çocuk olmanın doğasında olan bir şey. Çocuğun alerjik olup olmadığının doğru tanılanması burada son derece önemli. Burnu akan, hapşıran, sık nezle semptomları ve göz yaşarmaları olan çocukların bir alerji immünoloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekir. Bu çocuğun hem yaşam kalitesini artıracak hem de ileride astım gelişmesinde bir risk faktörünün ortadan kaldırılmasına neden olacaktır."

Bahar döneminde viral enfeksiyonların da çok sık görüldüğüne işaret eden Erkekol, "Alerjik rinit ve viral enfeksiyonları ayırmanın birtakım ipuçları var. Eğer çocuğunuz her bahar döneminde benzer şikayetlerle geliyorsa alerjisi var diyebiliriz. Özellikle burun kaşıntısı, burun akıntısının şeffaf renkli olması, göz yaşarmaları bize alerji semptomlarının olduğunu gösterir. Hafif ateş, kırgınlık, burun akıntısının renginin sarıya dönmesi ise viral enfeksiyonların olduğunu düşündürür." dedi.

En Çok Aranan Haberler