Kadın Doğum ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Volkan Turan, hastada tekrarlayan düşüklerin önemine dikkat çekti. Eğer tekrarlanan düşükler varsa buna yol açabilecek birçok faktörün sistematik olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Volkan Turan, “Bunlardan ilki genetik nedenlerdir ve akraba evliliği veya çiftlerden birinin genetik yapısında bozukluk olması başlıca nedenleridir. Bu tür hastalarda tüp bebek yapılarak genetiği seçilmiş embriyo oluşturulmakta ve transfer edilmektedir” açıklaması yaptı.
Her ne kadar 10 kadından birinde düşük olsa da üst üste iki düşük oranının yüzde 5’den az olduğuna değinen Prof. Dr. Turan, “Mutlaka ileri tetkik yapılması gerekmektedir. Burada düşük denildiğinde kimyasal gebelikler göz önünde bulundurulmamakta ve sadece ultrasonografik olarak görülenler hesaba katılmalıdır” dedi.
Diğer bir neden ise pıhtılaşma sorunlarıdır fakat bu özellikle ülkemizde yanlış değerlendiğinin altını çizen Prof. Dr. Turan, “Burada önemli olan doğuştan gelen pıhtılaşma sorunları değil daha sonradan kazanılmış ve pıhtılaşmaya neden olan bazı antikorlardır. Bu tür hastalarda gebelik oluşur oluşmaz hem hap hem de iğne olarak kan sulandırıcılar gebelik boyunca kullanılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Turan, “Diğer bir düşük nedeni mekanik nedenlerdir ve bu hastalarda rahim tüp filmi çok önemlidir. Tüplerdeki enfeksiyon veya rahim içinde yer kaplayan oluşum ve perde gibi rahim içi şekil bozuklukları yapan durumlar bu şekilde değerlendirilmelidir. İmmunolojik nedenler yine rahimde bulunan katil hücreler dediğimiz bir çeşit akyuvarlar sayısının fonksiyon veya sayısının fazla olmasına bağlı embriyo üzerine toksik etkiler oluşumudur. Buna benzer şekilde kişide otoimmun bir hastalık varlığı varsa bu da aynı şekilde düşüğe yol açabilmektedir ve hastalara serum tedavisi ve bazı haplar kullandırılması gerekmektedir” açıklamasını yaptı.
Diğer neden ise endokrinolojik nedenlerdir ve burada özellikle şeker ve tiroid hastalığı çok büyük önem taşıdığına işaret eden Prof. Dr. Turan, “Burada hastalığın kontrol alınması ile düşükler önlenebilmektedir. Tüm bu nedenler dışında çevresel etkenler de mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Çiftlerde yüksek oranda sigara ve alkol tüketimi de özellikle spermlerde DNA hasarına yol açarak düşüklere yol açabilmektedir. Tüm yukarıdaki nedenler göz önüne alındığında çiftin birçok açıdan sistematik incelenmesi ile birlikte düşüklerin önüne geçilebilmekte ve çiftler sağlıklı bir şekilde bebeklerini kucaklarına alabilmektedir” dedi. (İHA)