Temel işlevi toksinleri uzaklaştırmak ve gıda besinleri işlemek olan karaciğer, vücudun en büyük iç organı ve 6 ayda bir olmak üzere kendini yenileme özelliğine sahip olan organ olarak bilinmektedir. Karaciğer yağlanmasının toplumda görülme sıklığı kesin olmamakla birlikte her 10 insandan birinde görüldüğü düşünülmektedir. Halk arasında sarılık ya da hepatit olarak adlandırılan durum, karaciğer iltihaplanması, karaciğer yağlanmasına bağlı görülmektedir. Karaciğer yağlanması hiperlipidemi yani yüksek kolesterol seviyelerinde, buna bağlı insülin direnci durumunda ve obezite hastalarında sık görülmektedir.
Bel çevresinin yağlanması başta hayati öneme sahip organlardan kalp olmak üzere karaciğeri de olumsuz etkilemektedir. Sinsice ilerleyen karaciğer iltihaplanması çoğu zaman belirti vermemektedir. Bazı ilaçlar ve toksinler karaciğer yağlanmasına neden olabilmektedir. Bundan dolayı hekim gözetimi ve onayı olmadan ilaç alınmamalıdır. Nadiren, yorgunluk, halsizlik hissi ve sağ üst karın bölgesinde belirsiz bir rahatsızlık olan kişilerde alkolsüz yağlı karaciğer tablosu görülmektedir.
Karaciğer yağlanması durumunda karaciğer normal rutininde çalışır ve herhangi bir belirti görülmemektedir. Ancak karaciğer yağlanması karaciğer yetmezliği ve karaciğer kanserine kadar ilerleyebilmektedir. Karaciğer yağlanması belirtileri şu şekilde sıralanabilir;
Karaciğer yağlanmasının en ciddi komplikasyonu karaciğer sirozu olarak bilinmektedir. Erken dönemde tedavi gerektiren karaciğer yağlanması, zaman içerisinde ilerleyerek yaş ve diyabet faktörüne bağlı siroz geliştirme olasılığını artırmaktadır. Karaciğer yağlanması sıklıkla metabolik sendrom ile seyretmektedir. Metabolik sendrom da kalp hastalığı, kalp krizi için yüksek risk barındırmaktadır. Bu rahatsızlıkta uzman hekim desteği ile kilo verme; obezite, insülin direnci ve hiperlipidemi gibi durumların kontrol altına alınması ile iyileşme sağlanabilmektedir. Karaciğer yağlanması için Akdeniz tipi beslenme şekli önerilmektedir. Taze meyve, sebze, balık, tahıl ve sağlıklı yağ tüketimini ön plana çıkaran Akdeniz tipi beslenme biçimi karaciğer yağlanması riskini azaltarak vücudun ihtiyaç duyduğu zengin protein, vitamin ve minerallerin bazı belirli besinler üzerinden karşılanmasını sağlamaktadır. Beslenme biçimi değişikliği ve düzenli olarak yapılacak egzersizler ile karaciğer yağlanması riskini azaltmak ve korunmak mümkün olabilmektedir.