KADIN

Her 4 kadından 3'ü bu hastalığı taşıyor

Acı veren uterus fibroidlerden (miyom) dolayı risk altında mısınız?

Her 4 kadından 3'ü bu hastalığı taşıyor

Sizi kısır bırakabilir, düşük yapma riskinizi arttırabilir ve ağır kanamalara sebebiyet verebilir. Her 4 kadından 3’ünde bu rahatsızlık görülüyor.

• 50 yaşından önce her 4 Amerikalı kadından 3’ünde ur meydana geliyor.

• Fibroidler, uterusun kas duvarında gelişen selim tümörlerdir.

• Ağır kanamaya, acıya, kısırlığa ve düşük yapma risklerinin artmasına yol açar.

• Doktorlara göre ABD’deki en yaygın tedavi yöntemi histeroktomidir.

• Ancak yeni denemeler ümit verici sonuçları da beraberinde getirmiş olup oral terapi yöntemleriyle umutları yeşertiyor.

• Uzmanlar bu çalışmayı birçok kadın açısından “ileriye doğru atılan heyecan verici bir adım” olarak niteleyip taktir ediyor.

Amerika’da yüz binlerce kadın fibroid tanısı aldığından, hâlihazırdaki tedavi seçeneklerinin sayısı pek de fazla değildir.
Her dört kadından üçünde, yaşamın bazı evrelerinde rahimdeki duvar kaslarında bu iyi huylu tümör ortaya çıkar. 20'li ya da 30'lu yaşlarındayken bu tanıyı alanlarda, kişilerin kısır kalması gibi bir tehdit söz konusudur.


Şu ana kadar sadece envazif cerrahi kanser dışı tümör büyümelerini engellemiş olup bir çok durumda olduğu gibi bu sancılı şartları iyileştirebilen tek tedavi yöntemi histeroktomidir. Ancak şimdilerde yeni bir çalışma uterus fibroid görülen kadınlar için umut ışığı olmuştur.

Fibroidlere karşı yeni bir oral ilaç bulundu ve ABD’de fibroidden şikayetçi kadınlara ilk defa ve envazif olmayan uzun vadede bir tedavi seçeneği sundu.

Çalışmalara göre dört Amerikalı kadından üçünde 50 yaşına kadar uterine fibroid görülüyor. Şu ana kadar tedavinin ana yöntemi olarak envazif cerrahi prosedürler ele alınıyordu. Ancak günümüzdeki çalışmaların sonucunda ortaya çıkan ve ağızdan alınan bir ilaç, milyonlarca kadına ümit aşılıyor.
Fibroid uzmanlarından Augusta Üniversitesi’nde kadın doğum uzmanı olan Dr. Ayman Al-Hendy, Daily Mail Online’a bu gelişmeleri bu alanda “heyecan verici” olarak nitelendiriyor.


Miyom olarak da bilenen uterus fibroidler, ABD’de kadınların 50 yaşına kadar yaklaşık yüzde 80’nini etkileyen ve yaygın olarak görülen selim bir tümördür. Tümörün oluşturduğu rahatsızlıklar, ülkede histeroktomi mevcudiyetinin ana sebebi olmakla birlikte bir sene içerisinde ekonomiye olan maliyeti 34 milyar doları bulunuyor. Tümörler uterusun duvar kasının içinde veya etrafında büyüyen kas hücreleri ve diğer dokulardan meydana geliyor.

Uterus fibroidlerin semptomları hafif dereceden başlayıp ileri dereceye kadar olmak üzere geniş bir aralık içerisinde olup kadınların günlük işlevi üzerinde etki yaratma potansiyeline sahiptir. Dr. Al-Hendy fibroidlerin kanser gibi olmadığını söylüyor “ Bir kadının hayatı üzerine şiddetli bir etkisi olabilir ve çok farklı semptomlar içerebilir.”


RAHMİNİZDE MİYOM OLDUĞUNU NASIL ANLARSINIZ?

Dr-Al Hendy, fibroidden şikayetçi olan bir kadında en yaygın semptomun ağır vajinal kanama olduğunu söylüyor. Bir hasta normal regl dönemlerinde bir değişiklikten şikâyet ediyorsa belirti olabileceğine dikkat çekiyor. Daily Mail Online’a verdiği röportajda şöyle belirtiyor: “Regl dönemim normalde 4 ila 5 gün arasında sürerken şimdilerde 8 ila 9 gün sürüyor” şeklinde şikayetlerini dile getirebilirler.

Bunun yanı sıra, kanamanın şiddeti öyle bir düzeye ulaşmıştır ki pedlerini daha sık, her birkaç saatte bir değiştirmek durumunda kalıyor olabilirler. Hatta bazen kanama çok yoğun olduğundan üstleri bile kirlenebilir.”
Durumun şiddetine göre değişmekle birlikte, bir kadının ay boyunca regl dönemlerinde ara olmaksızın devamlı kanama geçireceği vakalar da olabilir. Diğer vakalarda Dr. Al-Hendy kadınların regl dönemleri arasında ağır kanamaya maruz kalabileceklerini açıkladı.

Bundan başka, daha nadir görülen semptomlar ise şunlardır:

• Pelvik acı veya baskı-Dr. Al Hendy fibroidlerin bulunduğu yere bağlı olarak kadınların abdomen bölgesinde acı duyabileceklerini söylüyor.

• Sık sık idrara çıkma-Eğer fibroidler kadının idrar kesesine baskı uygularsa, kadında sık sık idrara çıkma isteği doğar.

• İdrar kesesini boşaltmakta zorluk çekme

• Konstipasyon

• Bel ve bacak ağrısı


Bunlara ek olarak uterus fibroid teşhisi konulması kadınların sağlığı üzerine çeşitli yollardan etki edebilir. Dr. Al-Hendy teşhisin oluşturduğu şartların kadınların doğurganlığı üzerinde belirgin bir etkisi olduğunu söylüyor: Bu durumu “Fibroidler düşük yapma riskini arttırır” cümlesiyle açıklıyor. İyi halli tümörler rahmin duvarlarına yapışarak uterusun boşluğunu doldurduğu için düşük yapma olasılığının artacağını söylüyor. Ek olarak hamileliği son dönemine kadar sürdüren kadınların durumunda fibroidler sezaryen doğum riskini ve doğum sırasında aşırı kanama riskini artırır. Dr Al-Hendy: “Gerçekten de çok tehlikeli bir hal alabilirler” şeklinde ifade ediyor.

KİMLER RİSK ALTINDA?

Dr. Al-Hendy, fibroidlerin çok ama çok yaygın görüldüğünü söylüyor. 50 yaşına kadar Amerikalı kadınların yüzde 80’ine bu rahatsızlığın teşhisi konuldu. Araştırmalar, uterus fibroidlerin oluşma sıklığının Afrika kökenli Amerikalı kadınlarda daha yaygın olduğunu söylüyor. Dr Al-Hendy, Daily Mail Online’a Afrika kökenli Amerikalı kadınlarda, akranlarına oranla çok daha erken dönemde, 20li yaşlarda bile, uterus fibroid görüldüğünden bahsetti. Bu durumda olan kadınlar için şartlar 30’una ve 40’ına geldiklerinde çok daha zor bir hale bürünüyor.

Doğurganlık çağına ulaşmış her kadın risk altındayken çalışmalar Afrika kökenli Amerikalı kadınların daha büyük bir risk altında olduklarını ve daha genç bir yaşta uterus fibroid gelişebileceğini gösteriyor. Buna ek olarak bir kadın, eğer annesinde veya kız kardeşinde daha önceden teşhis konulmuşsa, bilim adamları tarafından arada genetik bir bağ olduğu düşüncesi sebebiyle daha da fazla risk altındadır. Regl dönemine erken yaşta giren kadınlarda, kırmızı eti fazla ancak yeşil sebzeleri az tüketen kadınlarda ve içki içen kadınlarda bu risk daha fazladır.

FİBROİDLERE NELER YOL AÇAR?

Doktorlar fibroidlere yol açan sebepleri tam olarak bilmemekle beraber, geçmiş araştırmalar birkaç olasılığa işaret ediyor
Genetik değişikliklerin muhtemel bir sebep olduğu düşünülüyor. Çoğu fibroid, normal uterus hücrelerinden ayrılan bir yapı sergiler ve genlerdeki değişikliklerle bağlantılıdır.

Ek olarak, bilim adamları bu durumların ailelerde ortaya çıkabileceğini ve özdeş ikizlerin özdeş olmayan ikizlere oranla her ikisine de teşhis konma şansının daha fazla olduğunu gözlemledi.
Aynı zamanda hormonlar da bu süreçte rol oynayabilir.


Östrojen ve progesteron (kadın hormonları) fibroidlerin oluşmasına katkı sağlıyor.
Bu iki hormon üretiminin daha fazla olduğu kadınların daha büyük bir risk altında oldukları düşünülüyor.
Kadınlar menopoza girip bu hormonların üretim hızı önemli derecede düşünce fibroidlerin oluşma sıklığı da azalma eğilimine giriyor.

ABD’de en yaygın tedavi yöntemi ise kadının doğurganlığını ortadan kaldıran histeroktomidir. Çocuk sahibi olma şanslarından yaşlanana kadar feragat eden kadınların sayısı gün geçtikçe arttığından, uzmanlar alternatif tedavi çözümlerine yönelik arayışın da arttığını ifade ediyor.

TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜ?

Dr Al-Hendy şu anki mevcut şartlarda ABD’de fibroidleri tedavi edebilen yöntemler arasında sadece envazif cerrahi veya diğer cerrahi prosedürler çevresinde konu alındığını açıklıyor.

Bir çok durumda doktorların bu selim tümörlerin büyümesini durdurmak için histeroktomiye başvurmak zorunda kaldığını açıklıyor. Tek kalıcı tedavi yönteminin bu olduğunu belirtiyor. Ancak bu yöntemin büyük bir operasyon olduğunu ve doğum yapmayı engellediği için genç yaştaki hastalar için karar vermenin ne kadar zor olduğunu söylüyor.

Bir diğer yaygın tedavi yöntemi ise miyomektomi olarak bilinen bir işlemdir.

Bu yöntemde fibroidler uterusdan alınıyor ama uterus yerinde bırakılıyor. Histeroktomi kadar nihai bir sonuç vermediği için bu işlem uterusda yara dokusu gibi komplikasyonlara sebebiyet verebiliyor.

Ancak Dr.Al-Hendy, oral alternatifleri araştırmanın, heyecan verici olduğunu belirtiyor.

Oral yolla alınan bir ilaç olan “ulipristal acetate” denemelerini yürüten Allergan şirketinin yapılan son denemesini referans olarak alıyor. Daily Mail Online’a verdiği röportajda şunu belirtiyor: “ Teşhis konulan kadınlara oral bir tedavi yöntemi sunabilir ve bu durum potansiyel olarak heyecan verici.”

Yapılan denemelerde toplam 157 denekten 101’ine rastgele ilaç verilirken 56 deneğe plasebo verildi. Allergan: “ Sonuçlara bakıldığında, ilaç tedavisinde plaseboya kıyasla anlamlı sonuçlar alındı” diyerek özetliyor.

Bir ilaç firması olan Allergan tarafından yapılan yeni bir çalışmada, oral tedavi için ümit vadedici sonuçlarla karşılaşıldı. Uzmanlar, oral ilaç tedavisinin milyonlarca kadına ümit veren, ileriye dönük heyecan verici bir gelişme olduğunu belirtti.

Uzmanlar en önemlisinin, plasebo alanlara nazaran, ilacı alan kadınların sayılarının önemli bir bölümünde kanamaların tamamıyla kaybolması olduğunu belirttiler.

Allergan ile çalışan Gedeon Richter Plc.’de Araştırma Müdürü Dr.Istvan Greiner: “Bu rahatsızlıktan yakınan birçok kadına medikal terapi sağlayabileceğini kanıtladığından, ulipristal acetate ile almış olduğumuz bu önemli adım karşısında çok mutluyuz.”

Dr Al-Hendy cümlesine şöyle devam ediyor: “ Bu ve diğer araştırmalar, bazı kadınların bu ilacı güvenle kullanabileceğine ve hem kolay hem de hızlı bir tedavi olup hastalığı durdurabileceğine bir kanıt niteliğindedir. Bu konsept gerek şahsım adına gerekse araştırmacılarım adına son derece heyecan verici. Gerçekten heyecan verici ve umarım ki bunu daha ileriye taşıyarak kadınlar için oral formda geçerli bir tedavi yöntemine ulaşmış olacağız”.

Avrupa’da oral tedavinin mevcut olduğunu, yapılan çalışmaların ABD’de türünün ilk örneği olduğunu da belirtiyor.
Kariyerlerine odaklanmak için çocuk doğurmayı geciktiren kadınların sayısı arttıkça, önümüzdeki 20 ila 30 sene içerisinde uterus fibroidlerin büyüyen bir sorun olacağını söylüyor.

Dr. Al-Hendy Gürcistan’ın Augusta şehrinde ortalama 20-25 hastanın (ağırlıklı olarak yaşlı kadınlar) her hafta uterus fibroid sebebiyle hastaneye başvurduğunu belirtiyor.

En Çok Aranan Haberler