Prof. Dr. Hakan Yaralı, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, tüp bebek merkezi seçiminde yapılan yanlışlıkların önemli riskleri de beraberinde getirdiğini vurgulayarak, mutlaka ruhsatlı tüp bebek merkezlerinin tercih edilmesi gerektiğini kaydetti.
Tüp bebek yönteminde asıl hedefin tem hamilelik olduğunun altını çizen Yaralı, "Tüp bebekte çoğul gebeliklerin toplumumuza bir başarı gibi sunulması yanlış, bu durum oluşabilecek sağlık sorunlarının da gözden kaçmasına sebep oluyor" dedi.
Tüp bebek yöntemiyle meydana gelen çoğul gebeliklerin ciddi riskler taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. Hakan Yaralı, birden fazla sayıda bebeğe gebe kalmanın, anne ve çocuğun yaşamını ciddi sağlık sorunlarıyla tehdit edebildiğini ifade etti. Yaralı, özellikle tüp bebek yöntemiyle meydana gelen çoğul gebeliklerin erken doğum, zeka gerilikleri, sağırlık, körlük veya kalıcı felç gibi olumsuz sonuçlara yol açabildiğini bildirdi. Yaralı, Sağlık Bakanlığı'nca hazırlanan, "Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Yönetmeliği"nde yapılan değişikliklerle tüp bebek merkezlerinde 3'ten fazla embriyo transfer edilmemesinin esas olduğuna dikkat çekerek, bu yönetmeliğin çoğul gebeliklerin en aza indirilmesi açısından önemli yararlar içerdiğini söyledi.
Doğru tüp bebek merkezinin, bebek bekleyen aileyi "Tek ve sağlıklı bebek" ile evine uğurlayan merkez olduğunu ifade eden Prof. Dr. Hakan Yaralı, çoğul gebeliğin tüp bebek merkezleri için vahim bir olay olduğunun altını çizdi. Hakan Yaralı, bazı tüp bebek merkezlerinin hastalardan, devletin ödediği katkı payından başka para talep etmediğini dile getirerek, bu durumun tüp bebek tedavisinin maliyet hesabına uygun olmadığını dile getirdi. Tüp bebek tedavisinin pahalı bir işlem olduğuna vurgulayan Prof. Dr. Yaralı, tüp bebek tedavisinin kamuya ait merkezlerde 2.5 milyar lira, özel merkezlerde ise 3 milyar 400 milyona yapıldığını hatırlattı.
Prof. Dr. Hakan Yaralı, Türkiye'de Sağlık Bakanlığı'ndan ruhsat almış 70'e yakın merkez olduğunu belirterek, vatandaşların tüp bebek tedavisi için bu merkezlerden birini seçmeleri gerektiğini söyledi. Türkiye'de yılda 18-20 bin tüp bebek uygulaması yapıldığını dile getiren Prof. Dr. Yaralı, "Bu sayı çok yetersiz. Çarpıcı bir örnek vermek gerekirse, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde doğan her 16 bebekten biri tüp bebek, ülkemizde ise doğan her 40 bin bebekten biri tüp bebek" dedi.
Devletin tüp bebek tedavisinde, katkı payı ödemesini çok olumlu bulduklarını, ancak artırılması gerektiğine inandıklarını ifade eden Prof. Dr. Yaralı, SSK'lı vatandaşların tüp bebek tedavisinde, katkı payı ödenmesinin önemli olduğunu vurguladı. Yaralı, yıllarca bebek sahibi olamayan bazı ailelerin tüp bebek tedavisi sonrasında üçüz veya üzeri bebek sahibi olma isteklerinin önemli sağlık sorunlarına ve bebeklerin ölümlerine davetiye çıkardığını belirterek, "Tüp bebek tedavisi gören bir anne adayı, çoğul gebelikte ısrar ediyorsa, bu durum merkezin aileye yeterli zaman ayırmadığını gösteriyor" diye konuştu.
Tüp bebek sahibi olmak isteyen ailelere çağrıda bulunan Prof. Dr. Hakan Yaralı, "Tüp bebek tedavisi alacak aileler, ilk olarak Sağlık Bakanlığı'ndan ruhsat almış merkezleri seçmeli, merkezleri işleten kişilerin geçmişte yaptığı çalışmaları sorgulamalı ve merkezlerin çoğul gebelik oranlarını öğrenmelidirler. Tüp bebek tedavisinde, tedavinin parasından önce merkezin doğru bir merkez olması, hem anne adayı hem de bebeğin sağlığı açısından çok önemlidir" açıklamasında bulundu.