HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Her 7 çiftten birinin çocuğu olmuyor

Her 7 çiftten birinin çocuğu olmuyor

Toplumumuzun yüzde 15'i yani yaklaşık her evli 7 çiftin 1 tanesinin kendi çabaları ile çocuğu olmamaktadır. "İnfertilite" dediğimiz bu olay günümüzde çevresel faktörlerin de etkisiyle giderek artmaktadır. Jinemed Sağlık Merkezleri Yönetim kurulu Başkanı Prof. Dr. Teksen Çamlıbel, Mynet okurları için yazdı.

Bir çiftin, 6 ay içinde kendi çabaları ile hamile kalamazsa doktora başvurmalarını uygun görüyoruz. Başvuru esnasında çiftlerin birlikte gelmelerine özel önem veriyoruz. Aile bütünlüğü açısından çocuk sahibi olmak ile ilgili çabaların iki taraf tarafından birlikte götürülmesinde fayda vardır.

İlk muayeneye genellikle erkekten başlanır. Sebeplerin yaklaşık yüzde 40'ı erkeklerde olmaktadır. Erkek baskın bir toplum olduğu için bu durumu erkeklere ne kadar zor anlatsak da kabulü ne kadar zor olsa da 1–2 saati geçmeyen bir sperm sayımı işlemi ile çiftin çocuk sahibi olmama nedenlerinin hemen hemen yarısını anlayabiliyoruz. Erkeklerdeki kısırlık nedenlerinden ve tedavilerinden de bir başka yazımda bahsedeceğim.

Kadınlara gelince, bilindiği gibi her kadın her ay yumurtalığından bir adet yumurta üretir. Bu yumurta, yumurtalık kanalına düşer ve o kanalda sperm ile buluşur, döllenirse de döllenen embriyo rahme düşerek, yapışarak gebeliği sağlar. Dolayısı ile kadınların gebe kalabilmeleri için ayda bir yumurta üretmeleri, yumurtalık kanallarının açık olması, rahminin normal olması yeterlidir. Kadın tahlillerinde de biz bu bölümlere bakıyoruz.

Önce kadının yumurtlaması ile ilgili bir takım hormonal testler ve ultrason takibi yapılır. Yumurtlamayan kadınların değişik rahatsızlıkları olabilir ve detaylı bir incelemeden sonra buna yönelik tedavilere başlanır. Günümüzde ilaç veya iğneler yardımı ile yumurtlamayan kadınların hemen hemen yüzde 90'ında yumurtlama başarılabilmektedir.

Yumurtalık kanalının incelenmesi rahim röntgeni (HSG) denilen bir yöntem ile yapılmaktadır. Bu yöntemde aşağıdan verilen ilaç, rahmin içini ve yumurtalık kanallarını boyar. Röntgende de kanalların açık olup olmadığı bariz bir şekilde görülür. Değişik iltihabi olaylarla tıkalı olabilen yumurtalık kanalları ameliyat ile açılabilir veya açılamayacak kadar kötü durumda olanlara da tüp bebek uygulanabilir.

Yapılan incelemelerden sonra günümüzde artık geçerliliğini yitirmiş olan testlerden bahsedeyim. Bunlardan bir tanesi kadının vücudunun sperm öldürücü bir takım maddeler salgılaması diye adlandırabileceğimiz sperm antikoru üretme olayıdır. Geçmişte çok önem verdiğimiz ve değişik testler yaptığımız bu olay günümüzde eski önemini yitirmiştir. Bu tarz testler artık yapılmamaktadır.

Laparoskopi dediğimiz göbek deliğinden içeri küçük bir boru ile girip kadının iç organlarının incelenmesi ise artık muayene bulguları normal olan, yumurtalıklarında kist olmayan kadınlara yapılmamaktadır. Laparoskopi geçmişe göre önemini oldukça yitirmiştir.

Bütün bunların içinde bir de büyük bir grup vardır ki, bu grupta sebep bulunamamaktadır. Günümüz teknolojisi ile yapılan testlerle hiçbir sebep bulamadığımız çiftlere de sebebi bilinmeyen infertilite diyoruz. Geçmişte "bekle çocuğun olur", "stresten dolayı olmuyor", "psikolojik olarak olmuyor", "biraz rahatla olur" gibi sözde tedavi yöntemleri önerilen bu grubun da artık günümüzde aşılama gibi özel yöntemler ile gerekirse mikroenjeksiyon-tüp bebek yöntemleri ile çocuğu olabilmektedir. Bu grup hastalar özellikle sebepleri bilinemediği için kendilerini daha ümitsiz görmektedirler. Hâlbuki durum böyle değildir. Bu grup daha önce saydığım bu yöntemler ile çocuk sahibi olabilirler.

Yazı: teksencamlibel@mynet.com

En Çok Aranan Haberler