Yapılan araştırmalar, dünya nüfusunun yüzde 80'inin hayatları boyunca en az bir defa uçuk geçirdiğini gösterirken, Türkiye'de ise her yıl 8 milyon kişinin uçuk nedeniyle sıkıntı ve acı çektiği bildirildi. Uçuk çıkacak bölgede önceden gıdıklanma, karıncalanma, kaşınma, yanma ve sızlama hissedildiğini belirten uzmanlar, "Bunu o bölgenin kızarması, şişmesi ve daha sonra da içi sıvı dolu kabarcıkların ortaya çıkışı izler. Bu kabarcıklar konuşurken, gülerken, yiyip içerken acı ve ızdırap verir. Kabarcıklar patlayarak ülserler oluşur ve bu dönemde uçuk çok ağrılıdır. Zamanla kuruyup çatlar, sızıntı yapar ve açılarak görüntüyü bozan çirkin bir yara haline gelir. Kabuklanma başladığında uçuk küçülmeye başlar. İyileşme döneminde uçuk üstünde oluşan kabuk düşer, yerine kuru ve gergin bir doku oluşur" dedi.
İNSANLAR UÇUKLA KÜÇÜK YAŞTA TANIŞIYOR Uzmanlar, uçuğun bulaşıcı olduğunu ve uçuk virüsü ile insanın genellikle ilk defa 0-5 yaş arasında tanıştığını ifade ederek şunları söyledi :
"Uçuğu olan aile bireylerinden birinin 'Sevgi dolu' öpücüğü sonucunda uçuk virüsü vücuda girer. Çoğunlukla fark edilmeyen küçük kızarıklıklar şeklinde ortaya çıkar; ağız içi, diş etleri ve dudaklar (gingivostomatit) enfekte olur. Ama kimi hassas bünyelerde ciddi enfeksiyonlar şeklinde de görülebilir. Uçuklu bir kişiden bulaşan virüs sonucu yeni doğan ölümlerine ait vakalara da rastlanabilir. Uçuğa dokunulmamalıdır. Dokunulursa eller çok iyi yıkanmalıdır. Uçukluyken kesinlikle gözlere dokunmaktan kaçınılmalıdır. Bayanlar makyajlarını temizlerken dikkat etmelidir. Özellikle bebekler ve çocuklar öpülmemelidir, yakın temastan kaçınılmalıdır. Uçuklu insanın kullandığı havlu, bardak, çatal, kaşık vb. eşyalar ayrılmalı ve başkalarının kullanmasına izin verilmemelidir. Uçuk ve uçuk yarasının kabuğu ile oynanmamalıdır."
Uçuk geçiren bir kişinin ileride yine bir uçuk geçirmesinin normal olduğunu ifade eden uzmanlar, uçuğa neden olan herpes simplex virüsünün ilk enfeksiyonunu yaptıktan sonra o bölgeye yakın sinir düğümüne yerleşip, vücudun zayıf düştüğü anda tekrar ortaya çıktığını belirtti. Uzmanlar, uçuk oluşumunu tetikleyen faktörleri "Stres, ateş, soğuk algınlığı, grip, aşırı güneş ışınları ve ultraviyole ışınlar, hormonal değişimler (hamilelik, adet dönemi), aşırı yorgunluk ve uykusuzluk, dişe yapılan müdahaleler (diş çekimi dolgu vb.), diğer enfeksiyonlar, aşırı alkol" olarak sıraladı. Uçuğu önlemek için öncelikle uçuğun nüksetmesine sebep olan durumlardan sakınmak gerektiğini bildiren uzmanlar, uçuğun sebebine bağlı olarak tedavi edilmesi gerektiğini belirtti.
UÇUĞUN SEBEBİNE GÖRE TEDAVİ Uçuk, strese bağlı olarak gelişiyor ise stresi azaltacak gevşeme tekniklerini öğrenmek gerektiğini, yorgunluk ve uykusuzluk sebep ise dinlenmek ve iyi uyumanın faydalı olacağını söyleyen uzmanlar, şu önerilerde bulundu:
"Güneş sebep oluyor ise dudaklar için koruyucu krem ya da yüksek koruma faktörlü güneş yağı kullanmak ve şapka ile yüzü güneşten korumak gerekir. Tüm alınan önlemlere rağmen uçuk yine de nüksedebilir. İlk belirtiler hissedildiğinde o noktaya kısa aralarla bir antiviral krem uygulamak gerekir. Uçuk ya hiç çıkmayacaktır ya da çıksa bile hafif seyredecektir. Eğer bağışıklık sisteminiz zayıfsa veya sıklıkla uçuk geçiriyorsanız doktorunuzla görüşerek antiviral tabletlerden koruyucu olarak yararlanılabilinir. Uçuktan uzak kalabilmek için sağlıklı beslenmek de önemlidir. Bazı yiyecekler uçuk oluşumunu azaltırken, bazılarının da uçuğun tekrarlamasını kolaylaştırmaktadır. Diyet yapanların uçuk virüsünün harekete geçmemesi için 'Lisin' içeren besinler tavuk, patates, süt, bira mayası, fasulye ve balık besinleri alınmalı, arjinin içeren çikolata, yer fıstığı, bira, üzüm, mısır gevreği gibi yiyeceklerden uzak kalınmalıdır."
Uzmanlar, uçuğun tedavisinin mümkün olduğunu ifade ederek "Alkol ve antiseptik ilaçlar, ağrı kesiciler ve buz uygulaması ağrıyı azaltabilir. Etkili tedavide kullanılan antiviral uçuk kremleri ise deriden geçerek uçuk virüsüne etki eder ve deriye zarar vermesini engeller, uçuğun meydana getirdiği psikolojik ve fiziksel rahatsızlıkları giderir. Uçuğun erken döneminde kullanımları halinde uçuğun çıkmasını, ileri evrelerde ise oluşacak uçuk sayısını azaltabilir, yayılmasını engelleyebilir. Virüsün yayılmasını durdurur, iyileşmeyi hızlandırırlar."