ANKARA (ANKA) - Arınç, "Belli kişilerin üzerinde başarılara endeksli bir siyasi hayat o kadar geçerli olmaz. Yani her şey Tayyip Erdoğan'dan, Bülent Arınç'tan, Ahmet'ten, Mehmet'ten ibaret görülmemeli. Biz çok zengin, insan kalitesiyle güçlü bir partiyiz" dedi.
Arınç, HABERTÜRK televizyonunda canlı yayına katılarak, gündeme ilişkinde değerlendirmeler bulundu. TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun, Meclis'te grubu bulunan 4 partiden eşit üye katılımıyla TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in çağrısı üzerine toplandığını, kendi içtüzüklerine göre çalışmalarını sürdürdüğünü anlatan Başbakan Yardımcısı Arınç, "Bunlardan bir tanesinin kabul etmemesi halinde mutabakat olmuyor. İçlerinden birisinin masadan kalkması halinde komisyon dağılıyor. Bu şunu gösteriyor; "hiçbirimizin kırmızıçizgisi yok, bütün teklifleri oturalım konuşalım, mutabık kalırsak kalırız, kalamazsak zaten içtüzüğümüz böyle bir komisyonun çalışmasına izin vermiyor' dediler. Yoksa herkes kırmızıçizgilerinin altını çizerek masaya gelseydi hiçbir netice almak mümkün olmayacaktı" ifadelerini kullandı.
-"BUNLARIN HİÇBİRİSİ AYETİ KERİME DEĞİL"-
Mevcut Anayasa'nın 2, 3 ve 4. maddelerinin değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler olduğunu hatırlatan Arınç, "Teorik olarak yeni bir anayasa yapılırken bu maddeleri, daha da zenginleştirecek veya açıklayacak yeni bir şekle bürümek mümkün. Bunların hiçbirisi ayeti kerime değil. Bu maddelerde "generaller' yazmıyor, bunun içinde "Ergenekon, Balyoz' yok. Ancak hem 1961 Anayasası hem 1982 Anayasası, kabul etmediğimiz için rahatlıkla söyleyebilirim. 61'de çok kritik rakamla, ama 80'den sonraki anayasa daha büyük oranla kabul edildi. Bunun farklı izahları var, yani "seçimlere bir an evvel gidelim', "anayasaya hayır dersek bunlar temelli başımıza kalırlar' bu tür korkular var. Olaylar sebebiyle 80 darbesine sıcak bakan kesim var Türkiye'de. Her gün binlerce insanın öldüğü, yaralandığı, toplumsal olayların suikastlara dönüştüğü toplumda bunları bitirecek birisi gelsin de kim gelirse gelsin beklentisi vardı" dedi.
-"BU KONUDA HENÜZ BİR MUTABAKAT VEYA RET ORTAYA ÇIKMADI"-
Yeni anayasa yapım sürecinde "vatandaşlık" tanımının tartışıldığını dile getiren Arınç, şöyle devam etti:
"Biz, temelde çok önemli bir iş yaptık. Dedik ki; parlamenter sistem bugüne kadar Türkiye'de devam ediyor, bunun yasamayla, yürütmeyle, yargıyla, Meclis ile bağlantısı var, ama Türkiye'de siyasi iktidarı daha güçlü kılabilmek, daha güçlü yönetim sergileyebilmek için başkanlık veya yarı başkanlık sistemini de tartışmaya açalım. Prensip olarak hepsi ayağa kalktılar, hepsi derken MHP ve CHP'yi saymalıyım. Biz, onlara "her şeyi konuşabilecektik nasıl olsa burada, kabul etmezseniz de konuştuktan sonra kabul etmeyin. Başkanlık veya yarı başkanlık sistemi dediğimiz bu yöntemler antidemokratik yöntemler değil, cumhuriyet karşıtı değil, parlamenter sistemin sadece karşıtı veya daha güçlü olanı, bunu peşinen reddetmeyin. Biz, bunu teklif ediyoruz. Bu konuda henüz bir mutabakat veya ret ortaya çıkmadı."
-"SONUÇLANMA İHTİMALİ DÜŞÜK DE OLSA VAR"-
Arınç, 1,5 yıldan beri anayasa yapım çalışmasının devam ettiğini ifade ederken, çalışmanın henüz sonuçlanmadığını dile getirdi. Arınç, "Sonuçlanma ihtimali var mı? Düşük de olsa var. Ama bu ilanihaye devam edemez. AK Parti olarak belli bir noktada sonuca varmayı, eğer karşı taraf bir oyalama içindeyse kesinlikle yeni bir anayasa yapmak niyeti yoksa bunu bizzat yapma gayretinde olacağımızı söylüyoruz" ifadesini kullandı.
-"HER ŞEY TAYYİP ERDOĞAN'DAN, BÜLENT ARINÇ'TAN İBARET GÖRÜLMEMELİ"-
Başbakan Yardımcısı Arınç, AK Parti'nin içtüzüğünde yer alan 3 dönem üst üste milletvekilliği yapmış kişilerin gelecek dönem milletvekili adayı olamamalarını düzenleyen hükümden dönüş olup olmadığı sorusuna "Bu konu görüşüldü, üzerinde zannediyorum bir tartışma yok artık. 3 dönem üst üste milletvekilliği yapanlar bu dönem aday olamayacaklar, en azından bir dönem ara verecekler. Ben, şüphesiz içlerindeyim ve bunu memnuniyetle karşılıyorum. Ben bu tüzük konulurken Meclis başkanıydım, parti içerisinde ne oldu, ne bitti çok farkında değilim, ama yapılanı doğru bulduk. Bu parti içi demokrasi açısından önemli, bir partinin hayatiyet kazanması bakımından da önemli" yanıtını verdi.
Arınç, şunları kaydetti:
"Bir parti kendi içindeki dönüşümü, gençleşmeyi, görev alanlarında daha fazla insanların katılımını sağlarsa kalıcı olur. Yoksa belli kişilerin üzerinde başarılara endeksli bir siyasi hayat o kadar geçerli olmaz. Yani her şey Tayyip Erdoğan'dan, Bülent Arınç'tan, Ahmet'ten, Mehmet'ten ibaret görülmemeli. Biz çok zengin, insan kalitesiyle güçlü bir partiyiz. "Şu kadar başbakan çıkabilir, şu kadar hükümetler kurabiliriz, şu kadar güçlü insanlar bu partiyi yönetebilir' diye düşünüyoruz. Aksi takdirde bir marjinal parti hüviyetinde kalırız. Kişilere dayalı bir siyaset yapmak yerine kurumsallaşmış bir AK Parti'nin daha güçlü olacağını düşünüyoruz."
-"ÜLKÜCÜLER BBP'YE BAKSIN"-
Çözüm sürecinde görev alacak akil insanların hepsinin Türkiye için önemli insanlar olduğunu ifade eden Arınç, "Eğer terörden silahların insanlarımızı yaralamasından, öldürmesinden, maddi manevi kayıplarımızın ortadan kalkmasını istiyorsak inşallah sonuç da böyle olacaktır. Bu Türkiye için çok büyük bir şey. Hangi partiden olursa olsun, bu çözüm sürecinin başarıya ulaşması için herkes bildiği en güzel şeyleri yapmalıdır. Herkes pozitif ama yön verici bir çabanın içinde olmalıdır. CHP seçmenleri üzerinde yapılan anketlerin çoğu CHP seçmeninin yüzde 40'tan fazlasının, bazı yerlerde yüzde 50'den fazlasının süreci desteklediğini gösteriyor. Muhsin Yazıcıoğlu rahmetli sağ olsaydı ben çok büyük bir destek vereceğini düşünüyorum. Kendilerine milliyetçiyim, ülkücüyüm diyenler Büyük Birlik Partisi'nin tavrına baksınlar. Bugün bile genel başkanlarıyla, Büyük Birlik Parti tabanıyla en azından köstek olmuyorlar, hakaret etmiyorlar" diye konuştu.