İSTANBUL (AA) - HÜSEYİN KULAOĞLU - Gezgin Emre Durmuş (26), modernizmin dayattığı kalıplaşmış hayat tarzını reddederek çıktığı yolculukta 55 ülke gezdi.
İstanbul'da bir üniversitede okuduğu mühendislik bölümünden ayrılan, eşyalarını satan ve her şeyini geride bırakarak dünya turuna çıkan Durmuş, Norveç'teki Pulpit kayalıklarından Japonya'daki bir köye, Hindistan Varanasi'sinden Latin Amerika'daki Amazonlara kadar birçok yere gitti.
Yolculuklarında binlerce insanla tanışan ve binlerce hayat hikayesi dinleyen Durmuş, yaşadıklarını sosyal medya hesaplarından takipçilerine paylaşıyor.
Youtube'daki sayfasında 1 milyona yakın abonesi bulunan Durmuş, bir süre önce döndüğü Türkiye'de, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Durmuş, Hatay'da doğup büyüdüğünü ve daha sonra üniversiteyi kazanarak İstanbul'a geldiğini söyledi.
İstanbul'da okurken aslında mühendis olmayı istemediğini farkettiğini ve hayatı sorgulamaya başladığını anlatan Durmuş, şöyle konuştu:
"Hayatın ve sistemin bize dayattığı bazı kalıplaşmış yaşamları sorguladım. Bu kalıplaşmış yaşamların dışına çıkmak istedim. Mesela bunlardan bir tanesi ben mühendis olmamaya karar verdim. Mühendislik bana dayatılmış bir olaydı. 1 yıl içerisinde 365 gün çalışıp size 2 hafta verdikleri ve bu süre içerisinde ailenizle, kendinizle zaman geçirebileceğiniz bir yaşam tarzıydı. Diyelim ki benim 10 yıl sonra bir kızım olacak. Ben hayatımın 6 ayını kızımla Norveç'te geçirmek istiyorum ya da Kolombiya'ya gidip İspanyolca eğitimi almak istiyorum. Japonya'ya gidip Japon kültürünü öğrenmek istiyorum. Yani hayatımın farklı dönemlerinde farklı şeyler yapmak istiyorum. Bunlar için bu sistem bana zaman vermiyor, bunları yapmama imkan vermiyor. O yüzden bu imkanı kendim yaratmam gerekiyor.
Birilerine hizmet ederek değil de kendime hizmet ederek, kendimi geliştirerek bunu yapabileceğimi anladım ve böyle bir yola koyuldum. Kendime zaman ayırdım, kendimi eğittim, kendimi daha iyi eğitebileceğim bir yola çıkmak istedim, o da dünya turu oldu benim için. Sorgulamalarım sonucunda dünya turunun bana iyi geleceğini, aradığım cevapları dünya turunda bulacağımı hissettim ve öyle yola çıktım."
- Önce yurt içini gezdi
Dünya turuna çıkmadan önce otostopla Türkiye, Rusya ve Balkanlar'ı gezdiğini, bu şekilde yurt dışı tecrübesi edindiğini kaydeden Durmuş, sonrasında ise üniversiteden ayrıldığını, eşyalarını sattığını ve ailesini de geride bırakarak dünyayı gezmeye başladığını belirtti.
İlk olarak Fas'a gittiğini, sonra tren garlarında uyuyarak Avrupa'yı gezdiğini, buradan İran'a gidip otostopla ülkenin her yerini dolaştığını, kamerasını satarak oradan Sri Lanka ve Hindistan'a, sonra Güney Asya'yı ve Uzak Doğu'yu gezdiğine değinen Durmuş, bu yolculuğunun 465 gün sürdüğünü dile getirdi.
Türkiye'ye döndükten sonra başka yolculuklara başladığına işaret eden Durmuş, 22 yaşında başladığı yolculuğunu yaklaşık 5 yıldır sürdürdüğünü ve bu yolculuklarda içsel sorgulamalarını yaptığını kaydetti.
Bu süre içerisinde yaklaşık 55 ülke gezdiğini aktaran Durmuş, Norveç'teki Pulpit kayalıklarından Japonya'daki bir köye, Hindistan Varanasi'sinden Latin Amerika'daki Amazonlara kadar birçok yere seyahat ettiğini söyledi.
Yolculuklarında binlerce insanla tanıştığını ve binlerce hayat hikayesi dinlediğini anlatan Durmuş, şöyle konuştu:
"Güney Asya'da muson yağışları olur. Sri Lanka'dayken 'Bize nerede kalacaksın?' diye soran yogi olan bir Tuk Tuk şoförünün, gecenin bir yarısında onun evine gitmekle başlayan bir maceramız olmuştu. Kimsenin haberinin olmadığı, elektriğin, suyun bulunmadığı bir köy evinde uyandık. Sabah kalktığımızda kahvaltı yapmak yerine onunla beraber yoga yaptığımız, onun kendi yaşamını bize anlattığı bir macera oldu. Hikayesi çok ilginçti, bize çok dokunmuştu. Yogi, yıllarca kendi ülkesindeki çocuklar için çalışıp daha sonradan hiçbir şeye sahip olmama kararı alıyor. Sadece Tuk Tuk şoförlüğü yaparak geçimini sağlıyor. O anda da bize bir hayalini anlatmıştı. 'Siz Türkler yoğurdu seversiniz, sütü çok kullanırsınız ama Sri Lankalı çocuklar bunlara ulaşamıyor maalesef. Benim hayalim buraya bir çiftlik kurmak, Sri Lankalı çocuklara bunları vermek' demişti. Bu hikaye bizi çok etkilemişti."
- "Otostop çekerek gittiğim ülkelerde çalışarak seyahat edebiliyordum"
Yolculuklarında yaşadığı olayları blogunda yazdığını ve yazılarının sadece seyahat edebilen kişilerin işine yaradığını anlatan Durmuş, daha sonra video paylaşım sitesi Youtube'a videolar çektiğini vurguladı.
Videolarında, hayatında yurt dışına çıkmamış insanlara dünyanın farklı yerlerinden ve insanlarından manzaralar sunduğunu kaydeden Durmuş, "Çünkü ben Anadolu'da doğdum, büyüdüm ve oradaki insanların yaşamlarının nasıl olduğunu biliyorum, hayallerinin nasıl olduğunu biliyorum. Birazcık onların hayallerini genişletmek, onların ufkunu açmak benim en büyük motivasyonum." dedi.
Brezilya'ya gittiği dönemde ülkenin tehlikeli olduğunu, gece dışarı çıktığında kovalandığını, Venezuela'da askerlerin kendisini gözaltına aldığını ve yaklaşık 6 saat sorguladığını kaydeden Durmuş, şunları kaydetti:
"Aynı zamanda paranın ve insanlığın değersiz olduğu ülkelerde 3, 5 dolara insan öldürebilecek yerlerde bulundum. Buralarda şans eseri hayatta kaldım diyebilirim. İyi niyetin beni koruduğuna inanıyorum. Fazla ülkeye seyahat ettikten sonra artık nerede, neyin tehlikeli olabileceğini anlayabiliyorsunuz. Mesela; Cape Town'a gidip de gece 01.00'den sonra arka sokaklara girmezsiniz. Bunu biliyor olmanız lazım zaten ya da sokakta biriyle tanıştığınız zaman size onun hangi amaçla yaklaştığını anlayabiliyor olmanız lazım. Dolayısıyla korkularınızı bilgi dahilinde yenebiliyorsunuz. Tabii bu demek değildir ki bunu biliyorsunuz diye başınıza kötü bir şey gelmeyecek. Ben yolda 5 defa soyuldum. Dünyanın farklı yerlerinde ve farklı şekilde oldu hepsi ama bu beni seyahat etmekten alıkoymadı."
İnsanlar tarafından kendisine daha çok nasıl yolculuk yaptığı ve maddi imkanı nasıl sağladığının sorulduğunu aktaran Durmuş, "Otostop çekerek gittiğim ülkelerde çalışarak seyahat edebiliyordum. Yerel insanların evlerinde kalıyordum. Çok bir paraya gerek duymuyordum zaten. Fotoğrafçılık yaparak yolda para kazanıyordum, etkinliklerde çalışıyordum, parti fotoğrafçılığı yapıyordum, hostellerde, restoranlarda çalışıyordum, birçok ülkede broşür dağıttım. Bunlar benim için güzel işlerdi. Daha sonra Türkiye'de blog yazılarım ilgi çekmeye başlayınca blog üzerinden para kazanmaya başladım. Etkileşim ne kadar artıyorsa markalar da o kadar etkileniyor. Şu anda Youtube kanalımda zaten 1 milyona yakın insan beni takip ediyor. Dolayısıyla markalarla iş birliği yaparak seyahat ediyorum." şeklinde konuştu.
Geçmişe dönüp baktığında bugün hayatında birçok şeyin değiştiğini ifade eden Durmuş, "Bana dayatılan ve bana öğretilen birçok şeyin yanlış olduğunu fark ettim. Şu anki amacım da zaten bunları elimden geldiği kadar göstermek ve anlatmak. Bu gayeyle, motivasyonla içerik üretmeye devam ediyorum ve başka şeyler yapmaya devam edeceğim." dedi.
Kendi işinin patronu olduğunu, kendi finansal desteğini sağladığını, ne ailesine ne de bir başkasına muhtaç olmadığını belirten Durmuş, bunu yapabiliyor olmasının kendisini özgür kıldığını vurguladı.