Erken dönemde midede şişkinlik, hazımsızlık gibi sorunlara neden olmakla birlikte beslenme tercihlerine bağlı olarak kalp damar sistemi sorunları, kolesterol gibi pek çok problem ortaya çıkabiliyor. Kalp damar sistemi ve kolesterol denince de akla hemen “yağ”lar geliyor.
Yağlar, enerji kaynağı olmalarının yanı sıra bir takım başka fonksiyonları nedeni ile de önemlidirler. Yağ, gram başına 9 kcal ile enerji açısından en zengin besindir. Ayrıca yağda eriyen vitaminler olan A, D, E ve K vitaminleri vücut açısından da önem taşımaktadır. Bununla birlikte yağlar, insan organizmasındaki hücrelerin duvarında bulunmalarından ötürü, hücre sağlığı açısından da gerekli ve önemli yapı taşlarıdır.
Besinlerde bulunan yağları bilerek ve dikkatli tüketmek gerektiğinin altını çizen Acıbadem Fulya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cem Arıtürk, “Diyet yağları, besinlerde ve yemeklik yağlarda bulunan, protein ve karbonhidrat gibi makro besin öğelerinden biridir. Etler, balıklar, yumurta, süt ve süt ürünleri gibi hayvansal kaynaklardan alınabileceği gibi ayçiçeği, soya, kanola gibi tohumlar, ceviz, fındık, fıstık, badem gibi sert kabuklu kuruyemişler, zeytin ve mısır gibi besinlerden de temin etmek mümkündür. Etler, yumurta, tereyağı, süt ve süt ürünlerinde bulunan yağlar hayvansal, ayçiçeği yağı, mısır özü yağı, zeytinyağı, soya yağı gibi yağlar ise bitkisel sıvı yağlar olarak tanımlanmaktadır. Margarinler ise ayçiçeği, mısırözü, zeytinyağı gibi bitkisel kaynaklı yağların endüstriyel olarak doyurulması ile üretilen bitkisel ancak katı yağlardır ve ilk kez 1869 yılında Napolyon’un isteği ile tereyağına alternatif olarak üretilmiştir. Günümüzde,margarinler genellikle doymamış yağ asitlerinden oluşmakta ve bitkisel sıvı yağlardan elde edildikleri için de tereyağından farklı olarak kolesterol içermemektedirler. Ancak yapısal olarak işlenmiş bir son ürün olduklarından dolayı saf bitkisel yağlar kadar sağlıklı olmadıklarını belirtmek gerekir” dedi.
HANGİ YAĞLARI NE KADAR TÜKETMELİYİZ?
Yağ tüketiminin vücut için gerekli olduğuna ve faydalı yağları tercih etmenin önemine değinen Dr. Cem Arıtürk sözlerine şöyle devam etti: “Yetişkinlerin, günlük beslenme ile aldıkları enerjinin yaklaşık %20-30’unun yağlardan sağlanması önerilmekte ve koşucu, bisikletçi gibi fiziksel aktivitesi yüksek olan sporcularda ise bu oranın %35’e kadar ulaşabileceği söylenebilir. Yani günlük enerji ihtiyacı 2.000 kkal olan bir kadın günde 45 - 80 gram kadar yağ tüketebilirken günde 2.500 kkal enerji alan sağlıklı bir erkek için bu miktar günde 55 - 100 gram arasındadır. Buradan da anlaşılacağı üzere yağ tüketmek zararlı değildir ve günlük beslenme alışkanlığımızda, yukarıda belirtilen miktardan az yağ tüketmek doğru değildir. Önemli olan yağın miktarından çok, yağın çeşidi yani hangi yağ asidi türlerinden ne kadar tüketildiğidir. Günlük tüketilen yağ miktarının%30-35lik kısmının doymuş yağlardan, geri kalan kısmının ise tekli veya çoklu doymamış yağlardan alınması önerilebilir. Bununla birlikte mümkünse işlenmiş, endüstriyel, trans yağlardan hiç kullanılmamalı veya kullanılacaksa da %5’ten fazla olmamasına dikkat etmek gerekmektedir.
Az önce de sınıfladığım üzere hayvansal kökenli gıdalardaki yağ asitlerinin büyük kısmı doymuştur. Buna karşılık, bitki kökenli gıdalarda ve bazı deniz ürünlerinde, yağ asitlerinin büyük bir kısmı tekli doymamış ve çoklu doymamış durumdadır. Doymuş yağlar, beyin hücrelerinin ana bileşenlerinden biridir ve bu nedenle sağlıklı beyin fonksiyonu için gereklidir. Daha fazla doymuş yağ tüketen kişilerde demans gelişme riskinin azaldığı bilinmektedir. Bununla birlikte doymuş yağlar ayrıca karaciğer ve bağışıklık sistemi için fayda sağlar. Doymamış yağlar tipik olarak zeytin, fındık, ayçiçeği veya tohum gibi bitki kaynaklarında ve balıkta bulunur. Doymamış yağlar özellikle kalp damar sistemi hastalıklarına yakalanma riskinizi azaltır, iyi kolesterolü arttırarak kötü kolesterolü düşürmeye yardımcı olur. Margarin gibi işlenmiş, endüstriyel yağlar ve hidrojenize edilmiş trans yağlar ile işlenmiş gıdalar ise sağlık açısından son derece sakıncalıdır. Kalp ve damar sistemi hastalıklarının gelişimini kolaylaştırmalarının yanında kötü kolesterolün artmasına da sebep olurlar.”