Türkiye’nin her yerinden en zor vakaların sevk edildiği hastanenin pediatrik kalp cerrahi ekibi 2012 yılında iki kişiyle başladıkları çocuk kalp cerrahisi macerasında bugün 7 cerrah, 5 anestezi uzmanı, iki yan dal asistanının yanı sıra, yoğun bakım ve serviste toplam 32 hemşiresiyle kocaman bir ekip oldu. Koşuyolu Pediatrik Kalp Cerrahisi ekibi her yıl yaklaşık 400 bebeğe açık kalp ameliyatı yaparak, minikleri sağlığına kavuşturuyor.
Koşuyolu Kalp Yüksek İhtisas Eğitim Araştırma Hastanesi Pediatrik Kalp Cerrahisi Klinik Şefi Prof. Dr. Hakan Ceyran, 2012 yılından bu yana 4 binden fazla bebeği ameliyat ettiklerini anlattı. Prof. Dr. Ceyran, "Kliniğimiz, çocuk kalp cerrahisi yan dal ihtisası veren ilk merkez. Türkiye'deki en kompleks vakalar, yenidoğan döneminden erişkin yaştaki doğumsal kalp hastalarına dek, kliniğimizde ameliyat ediliyor. Türkiye'nin dört bir tarafından hastalar bize gönderiliyor. Bizim vakalarımızın aslında kolayı yok. Küçücük bir kalp ile uğraşmak gerçekten kolay değil. Şunu da vurgulamak isterim, ameliyathanede anestezi uzmanı, kalbi durdurduğumuzda bebeği yaşatan kalp akciğer makinesini idare eden perfüzyonist arkadaşlarımız, yoğun bakıma hastayı kabul ettiğimizde onu hayatta tutmak için tüm bakımlarını dikkatli bir şekilde yapan hemşire arkadaşlarımız, gece gündüz nöbet tutan bu ekibimizin her birinin o bebeğin sağlıklı yaşamasında en az biz cerrahlar kadar katkısı var” dedi.
Çocuk Kalp Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ali Can Hatemi ise doğumsal kalp hastası bebeklerin sağlığına kavuşmasında, dünyada çok az örneği olan bir sisteme sahip olduklarını belirterek, "Türkiye'de çok çok iyi bir sistem var. Ülkenin herhangi bir yerinde doğmuş olan kalp hastası bir bebek varsa, yeni doğmuş olabilir, birkaç gündür o merkezde takip ediliyor olabilir, 112 Acil bu ameliyatları yapabilecek merkezlere danışıyor. O hasta Türkiye'nin hangi köşesinde, ne olursa olsun, uçak ambulanslar kalkıyor ve vakayı kabul eden merkeze bebek teslim ediliyor. Bu gerçekten dünyada örneği az bulunan bir sistem” dedi.
En hızlı müdahale edilmesi gereken bebeklerin, 'büyük arter transpozisyonu' denilen damar tersliği ile doğan bebekler olduğunu belirten Prof. Dr. Hatemi, “Hipoplastik sol kalp sendromu dediğimiz en ağır hastalıklarından bir tanesi bu. Doğumsal olarak kalpten çıkan büyük damarlardaki darlıklar, gelişme kusurları veya küçük yaştaki akciğerden kalbe dönüş problemleri, bunlar en sıklıkla küçük yaşta müdahale edilmesi gereken bebekler" dedi.
Kalp Cerrahisi ekibinin anestezi uzmanı Dr. Ömer Faruk Şavluk da çocuk kalp cerrahisinde çok zor, çok uzun süren ameliyatlar olabildiğine değinerek, "Yaklaşık 5 yıldır da pediatrik yoğun bakım sorumlusu olarak çalışıyorum. Cerrahi kadar anestezinin de önemi büyük. Çünkü yoğun bakım süreci çok hassasiyet gerektiriyor. Ameliyat sonrası ilk 24 saat boyunca dakikalık, anlık, saniyelik değişimler olabiliyor bu bebeklerde. Aynı zamanda 10 saati aşan bir ameliyatta o bebeğin sorunsuz bir şekilde hayatta tutulabilmesi gerekiyor. Çok zor duygusal açıdan bizim işimiz elbette. Ama birilerinin de bu işi yapması gerekiyor bu çocukları hayata döndürebilmek için. Gece gündüz başında bekleyerek sağlığına kavuşturduğumuz bir çocuğun daha sonra kontrole geldiğinde gülerek koşup sarılması bizi çok etkiliyor, çok mutlu ediyor” diye konuştu.
Pediatrik Kalp Cerrahisi Yoğun Bakım Sorumlu Hemşiresi Gülcan Aldemir, bir bebeğin ameliyattan sonra solunum cihazından ayrıldığı an kendi
sorumluluklarında olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
"15 yıldır bu hastanedeyim, 10 yıldır da yoğun bakım sorumlu hemşireliğini yapıyorum. Çocuk solunum cihazından ayrıldıktan sonra fizyoterapistimiz akciğerlerinin düzgün çalışabilmesi için devreye girer. Biz de ameliyat sonrası tüm bakımı ile ilgileniriz. Anne sütü hemşiremiz var, beslenmesi ile anne sütünün saklanması, annelerine eğitimi ile o ilgileniyor. Bu açılardan bir ameliyatın başarılı olabilmesinde yoğun bakım hemşireliğinin payı da çok büyük."
Pediatri servis sorumlu hemşiresi olarak yaklaşık 7 yıldır görev yapan Pervin Sazak ise pediatri servisinde hastalar kadar annelerle ilgilenilmesinin de önemli olduğunu belirterek, "Anneler çok kaygılı oluyor. Önce onları sakinleştirmeye çalışıyoruz. Önceki hastaların ameliyat süreçlerinin nasıl geçtiğini konuşuyoruz rahatlatmak için. Taburcu olan hastaların fotoğraflarını gösteriyoruz. Bu biraz kaygı düzeylerini azaltıyor. Ayrıca bebeklerin emzirilmesi, beslenmesinin düzgün devam etmesi, hepsi bizim sorumluluğumuzda" ifadelerini kullandı.