Penny-farthing olarak da anılan araç “bisiklet” olarak adlandırılan ilk makine oldu. İsveçli mimar Per-Olof Kippel, 2013’te kendi yüksek tekerleklisini geliştirdi. Müşterilerinin çoğunun bir saat içinde nasıl kullanacaklarını öğrendiğini söylüyor. Normal bir bisiklete göre bir avantajı var mı? Pek değil. Kamyoncuların camını, yüksek çitlerin ardını görebilmek ve kalabalıkta fark edilmek dışında.
8,5 kilogram ağırlığında ve normal katlanan bisikletin yarısı kadar büyüklüğünde. Kwiggle, dünyanın en kompakt katlanabilir bisikleti olduğu iddiasında. El bagajına bile sığabilir. Bu bisikletin hedef pazarı açık: hergün işe gidip gelen çalışan kesim. Sürüş pozisyonu biraz alışılmadık. Pedallar üzerinde duruyor. Ama ofis çalışanları zaten çok fazla oturuyor.
Bu bisiklet-kaykay melezine binmek için ayakta durma pozisyonunda kalmak gerekiyor. Gidon yok. Dönmek için ağırlığınızı belirli bir yöne kaydırmanız lazım. Denge gerektiriyor. Ancak tekerlekleri manevra yapmayı kolaylaştırıyor. Halfbike’ın yaratıcıları Sofya’dan Martin Angelov ve Mihail Klenov adlı iki mimar ve bisiklet tutkunu.
Bu hantal model özel kullanım için alınabilecek bir şey değil. Ancak Berlin’de bir tur için kiralayabilirsiniz. Bir bisiklet çekçekine kırmızı bir çift kişilik yatak yerleştirilmiş. Kenti ziyaret eden turistler buraya uzanarak, binicisinin onları başkentin simge yerlerini gezdirmesinin tadını çıkarabilir. Tüm ilgiyi üzerinize çekeceğiniz de bir gerçek.
Bisiklet mi kullanmalı yoksa yürümeli mi? Hollanda çıkışlı Lopifit ile ikisini de yapabilirsiniz. Hem de iki kat daha hızlı. Bir koşu bandında yürürken elektrik motorunu hareket ettiriyorsunuz. Bununla birlikte, rahat bir hızla yürürken herhangi bir bisikletçiyi geçebilirsiniz. Frenler gidonun üzerinde. Ancak aynı zamanda yürümeyi bıraktığınızda Lopifit de yavaşça duruyor.
Kaynak: DW