Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim 'Suriye'de işgal' diye bir derdimiz yok. Bize 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarımız yeter" dedi.
Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu'nda düzenlenen Kara Harp Okulu HGM Atlas ve HGM Küre Uygulamaları Tanıtım Töreni'nde yaptığı konuşmada, bu yüzyılın başından itibaren dünyanın yeni bir yöne doğru evrilmeye başladığını, her ülkenin bu yeni döneme kendi hedeflerine göre isimler verdiğini söyledi.
Erdoğan, "Mesela Almanlar buna 'Endüstri 4.0' diyor. Buna karşılık Japonlar 'Toplum 5.0' yaklaşımı üzerinde çalışıyor. Amerika'da 'yaşam 3.0, dördüncü devri', 'Birey 4.0' gibi tartışmalar var. Biz ise 'milli teknoloji hamlesi ve dijital Türkiye' diyerek bu süreçte yerimizi alıyoruz." ifadesini kullandı.
Geçen yüzyılın belirleyicisinin üretim gücü ve buradan elde edilen katma değer olduğunu belirten Erdoğan, "Bugün artık gücün belirleyicisi, sahip olunan veri ve bunları işleme kabiliyeti olarak ifade ediliyor. Verinin değere dönüşmesi ise ancak yerli ve milli bir anlayışla sahiplenilmesiyle mümkündür. Nasıl ülkemizin her karış toprağı canımız pahasına bir değere sahipse her bayt veriye aynı gözle bakmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, bugün Türkiye'nin kendi ürettiği verinin ülkenin kontrolünde olmasının, siber dünyadan gelecek saldırılara karşı gereken tedbirlerin alınmasında başlı başına milli güvenlik meselesi olduğuna işaret etti.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildikten sonra elektronik devlet ve siber güvenlik koordinasyonunu aynı çatı altında toplayacak önemli bir adım attıklarına değinen Erdoğan, yerli ve milli yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesi, milli yazılımların desteklenmesi, kritik alt yapıların korunması gibi konuları da aynı kapsamda değerlendirdiklerini kaydetti.
Tüm bu işlerin kararlılıkla ve etkin bir şekilde yürütülmesi için Dijital Dönüşüm Ofisini görevlendiklerine işaret eden Erdoğan, bu ofisin direkt olarak şahsına bağlı olduğunu aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, amaçlarının sadece mevcut veriyi muhafaza etmek, anlık veriyi takip etmek değil, asıl olarak bu veriyi işleyerek, anlamlı hale getirecek ve kullanılabilir hale getirecek adımların atılmasını sağlamak olduğunu vurguladı.
Verinin işlenmesinde zaman, konum ve harita bilgisi gibi hususların kritik öneme sahip olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"İşte bugün tanıtımını yaptığımız Harita Genel Müdürlüğü Atlas ve Harita Genel Müdürlüğü Küre uygulamaları bu bakımdan hayati öneme sahiptir. Daha önemlisi bu süreçte yapay zekanın öne çıkmasının kaçınılmaz hale gelmesidir. Yapay zeka her alanda dünyanın geleceğine damga vuracak yepyeni bir devrimdir. Bu büyük değişim sürecini kontrollü şekilde yürütmemiz gerekiyor. Gerekli hazırlığı yapmadan böyle bir değişim seline kapılmak bizi yeniden çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıya getirecektir. Bilginin ve teknolojinin sunduğu imkanları ülkemizin ve milletimizin hedefleriyle harmanlayarak özel, kamu ayrımı yapmadan tüm kurumlarımızı bu büyük değişime hazırlamalıyız."
- Yapay zeka
İnsanlığın elinde her geçen gün büyüyen verinin yapay zeka ile işlenmeye başladığında gelişmelerin hızının geçmişle mukayese edilemeyecek derecede artacağının altını çizen Erdoğan, sadece üretim ve hizmet değil yönetim ve karar alma süreçlerinde de köklü değişikliklere yol açacağını, sürecin bir diğer önemli özelliği olan hata toleransının da azalacağını bildirdi.
Bu durumu son yıllarda atılan her adımda gördüklerini dile getiren Erdoğan, "Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarımızda kullandığımız yöntemleri, geçmişteki operasyonlarla karşılaştırmak mümkün dahi değildir. Vatandaşlarımıza verdiğimiz tüm hizmetlerde nicelik yanında nitelik de giderek önem kazanıyor." diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'yi her alanda olduğu gibi bilim ve teknoloji alanında da geleceğe hazırlamak için gereken adımları kararlılıkla attıklarını, bu konuda kamunun ve özel sektörün işbirliğinin şart olduğuna ifade etti.
Aksi takdirde hedeflere ulaşılamayacağını aktaran Erdoğan, "Açılışını yaptığımız harita uygulamaları bu işbirliğinin başarılı bir örneğidir. Bir kez daha emeği geçenlere şahsım, milletim adına kutluyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, yapay zeka konusunda nereye varılırsa varılsın, insan her şeyin merkezinde olmaya devam edecektir. İnsan varsa bütün bu gelişmeler, bu eserler var. İnsan yoksa bunların hiçbiri yok. Bunun için biz tüm çalışmalarımızı insan merkezli bir anlayışla yürütmeyi sürdüreceğiz. İnsanı metalaştıran, eşyayı ve bilgiyi insana değil, insanı eşyaya ve bilgiye hizmet eder hale getiren anlayış bizim medeniyetimizle ve kültürümüzle bağdaşmaz. Bizim mutlak sorumlu olduğumuz tek güç Rabbimizdir. Onun dışındaki her şey her faaliyet, her üretim insan içindir. Türkiye olarak bizi orta üst ve üst gelişmişlik derecesine sahip ülkelerden ayıran en önemli özellik bana göre işte bu anlayışımızdır. Biz asla Batı dünyasının mültecilere kapılarını kapatmasına, her gün Akdeniz'in karanlık sularında onların ölümünü seyretmesine yol açan zihniyetle hareket etmedik, edemeyiz."
- "Türkiye milyonlarca göçmene kucak açtı"
Türkiye'nin geçmişten beri canlarını ve hasiyetlerini kurtarmak için sınırlarına dayanan milyonlarca göçmene hiç tereddüt etmeden kollarını açmasının, ekmeğini bölüşmesinin medeniyet perspektifinin sonucu olduğuna işaret eden Erdoğan, aynı şekilde Irak'ta, Suriye'de, Kuzey Afrika'da, Güney ve Güneydoğu Asya'da, Kafkaslar'da ve Balkanlar'da nice krize, nice trajediye bu anlayışla müdahil olunduğunu anımsattı.
Erdoğan, "Önümüzde bizden daha zengin nice ülke bulunduğu halde insani yardımlarda özellikle milli gelire oranla söylüyorum, dünyada bir numarayız. Hani o dünyanın en zengini, en büyüğü denilenler, bizim çok çok arkamızda yer alıyor. Niye onların kültüründe veren el, alan elden hayırlıdır anlayışı yok. Bu bizde var. Bu hissiyatla izlediğimiz politikalar neticesinde yükseldik. Gelişerek, kalkınarak, büyüyerek, zenginleşerek elde ettiğimiz gücü sadece kendi çıkarlarımızı ve refahımızı tahkim etmek için değil kendimizle birlikte tüm kardeşlerimiz, tüm insanlık için kullanıyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Bize 780 bin kilometre karelik vatan topraklarımız yeter"
Suriye'de yürütülen askeri operasyonların bir amacının kendi sınırlarımızı güvenlik altına almaksa diğer amacının da oradaki insanların huzurunu sağlamak olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
"İşte dün Rusya ziyaretimizin ana ekseninden birini bu oluşturuyordu. Attığımız adımlar bunun için. Buradaki huzuru nasıl sağlarız. Afrin'de nasıl sağlarız, İdlib'de nasıl sağlarız, Cerablus'ta nasıl sağlarız? Suriye'nin özellikle bize yakın olan bölgesindeki Sayın Trump'ın ifadesiyle o 20 mil yani açarsak 30-32 kilometre derinlikte bunu nasıl sağlarız? Bütün bu çalışmalar bunun için. Yoksa bizim 'Suriye'de işgal' diye bir derdimiz yok. Bize 780 bin kilometre karelik vatan topraklarımız yeter. Ama biz buraya nereden geldik. Biz buraya 20 milyon kilometrekarelik topraklardan kaybede kaybede kaybede 780 bin kilometrekareye geldik. Biz sıradan bir kabile devleti değildik. Şu anda da biz bir kabile devleti değiliz. Biz anlı şanlı bir Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz. Burada topraklarımızda en ufak bir parselasyona müsade etmeyiz. Açık söylüyorum, Suriye'de insani amaçlarla bulunan tek ülke Türkiye'dir. Bölgedeki diğer tüm güçlerin ajandalarında başka hesaplar, başka projeler vardır."
(Sürecek)