HABER

HİÇ 'ESAS KIZ' OLMADILAR

HİÇ 'ESAS KIZ' OLMADILAR

1970'ler Türkiye'de evlere televizyon denilen 'sihirli kutu'nun girdiği ve insanların yavaş yavaş bu yeni eğlence aracının başında vakit geçirmeye başladığı yıllardı. Aynı zamanda Yeşilçam'ın siyah beyaz büyüsünün de yitip gitmeye başladığı bir dönemdi.

Kışın kapalı salonları yazın da açıkhava sinemalarını dolduran halkın evine kapanıp nispeten daha ucuz olan televizyon karşısına kurulduğu bu dönem Yeşilçam'ı da mali bir krize soktu.

Bu dönemde yeni bir çıkış arayan film şirketleri de çareyi tarihe 'seks filmleri furyası' olarak geçecek yapımlarda buldu. Temelleri Melih Gülgen'in 1972'de çektiği Parçala Behçet filmiyle atılan ve 1980'e kadar uzanan bu süreçte Yeşilçam'da isimleri de afişleri de tuhaf hatta günümüze göre komik olan çok sayıda erotik içerikli film çekildi.

Elbette bu dönemde Yeşilçam yeni kadın yıldızlarını da yarattı. Siyah- beyaz dönemin, sevgilileriyle el ele tutuşurken yüzleri kızaran, eşleriyle öpüşmeyen kadınlarının yerini daha cüretkar yıldızlar aldı... Yeşilçam'ın öteki kadınları da bu furya içinde doğmuş oldu. Öteki Yeşilçam'ın artık pek çoğu kameraların önünden uzaklaşmış olan kadın yıldızlarını hatırlayalım istedik.


Türk sinemasının bir dönemine damga vurmuş en sevilen vamp kadınlardan biriydi Sevda Ferdağ. İlk filmini 1958 yılında çevirdi. Ama başarısızlığa uğrayınca Almanya'ya yerleşmeye karar verdi.


Onun sinemadan vazgeçmemesini isteyen ablasının ısrarıyla yeniden Tükiye'ye dönüq Azrail'in Habercisi adlı filmde rol aldı. Film kimsenin beklemediği kadar büyük bir başarı kazandı. Daha sonra bir çok filmde "vamp kadın" olarak kamera karşısına geçti. Bir dönem sahneye de çıkan Ferdağ, kariyeri boyunca 150'yi aşkın filmde rol aldı. Olgunluk dönemlerinde ise TV dizilerine yöneldi.


Ferdağ yıllar önce bir röportajında "20 kişi ırzlarına geçtiği halde kıllarına halel gelmeyen Türkan, Hülya ve Fatma gibi kadınlar vardı. Bir de onların yerine soyunan bizler. Ben esmer olduğum halde soyunduğum için kaybettim. Çünkü o zaman soyunan ikinci kadınlığa mahkumdu" sözleriyle dönemin filmlerindeki karakter anlayışını gözler önüne sermişti.

Sıcak Saatler, Aşkın Dağlarda Gezer, Hanım Ağa gibi bir çok TV dizisinde kamera karşısına geçti Ferdağ.


Yeşilçam'ın bir dönemine damga vuran yıldızlardan Sevda Ferdağ son olarak Ömre Bedel dizisinde ekrana gelmişti.


Yeşilçam'ın en masum bakışlı yıldızlarından biri Fatma Belgen. Nişantaşı Kız Lisesi'ni bitirdikten sonra 1971 yılında Ses Dergisi'nin yarışmasında birincilik ödülü kazandı. Aynı yıl Hayat Sevince Güzel ile sinemaya adım attı. Onu; Cilali İbo, Teksas Fatihi, Tarkan: Viking Kanı, Turist Ömer: Boğa Güreşçisi gibi yapımlar izledi.


İlerleyen dönemde ise Türk sinemasını kasıp kavuran erotik filmlerde kamera karşısına geçmeye başladı.Sonra da 1980'lerin sonuna kadar kameraların önünden elini eteğini çekti.


80'lerin sonlarında TRT'de ekrana gelen 007 Hızır Acil Servis dizisiyle ekrana dönüş yaptı.
Daha sonra da kariyerini TV dizilerinde sürdürdü.


Fatma Belgen, özellikle muhafazakar kanallarda yayınlanan dizilerdeki anne rollerinin vazgeçilmez isimlerinden biri oldu.


Arzu Okay, 1970 yılında Sinema Yüz Güzeli seçilerek kariyerine başladı. Sinemaya başrolünü Ayhan Işık ile paylaştığı Ölünceye Kadar adlı filmle başladı. Okay o sırada henüz 15 yaşında bir genç kızdı.

Ama kameralar karşısına geçmeden 1 yıl önce kariyer konusunda küçük adımlar atmaya başlamıştı Okay. 14 yaşındayken Zeki Müren'in başrolde olduğu bir fotoromanda oynadı.


Bir yıl sonra da kendisine şöhretler dünyasının kapılarını açan yarışmada birinci oldu. Daha sonra İtalya'da da bir güzellik yarışmasına katıldı ve orada da dördüncülüğü elde etti.

Annesi ile babası o çok küçükken ayrılan Okay, şoför olan babasını 27 yaşındayken tanıdı. Okay, 17 yaşındayken evi terk edip yönetmen Bilge Olgaç'ın evine yerleşti. Bir süre orada yaşadıktan sonra kendi ayaklarının üzerinde durmaya başladı.


1970'lerin erotik furyasında çok sayıda yapımda yer alan ve 'vamp kadın' olarak tanınan Okay, bir söyleşide ilk filminde oynamayı nasıl kabul ettiğini şöyle anlatmıştı: "Biraz öpüşecektim, biraz da göğsümün ucu görünecekti. Filmlerin devamı geldi. Oynadığım yere kadar oynadım. Aslında bu filmler beni hiç rahatsız etmiyor. Çünkü o benim işim. Çekim bittikten sonra makyajımı silip jean'imi giyiyorum."


22 yaşındayken bir gün kendi deyimiyle 'sigortaları' attı Okay'ın ve İngiltere'ye dil okuluna gitti. Parası bitince de Türkiye'ye döndü. Okay'ın efsanesi çok etkileyici olsa da aslında Yeşilçam'daki serüveni o kadar da uzun sürmedi. Evlenip Paris'e yerleşti ve deri ticaretiyle uğraşmaya başladı. Hatta işleri o kadar ileriye götürdü ki dönemin Devlet Bakanı Fikret Ünlü'nün elinden ticaret ödülünü alabilmeyi de başardı.


Sinema artık onun için geçmişte kaldı. Tek isteği ise "eski seks yıldızı" diye değil "eski sinema oyuncusu" olarak anılmak.


Yeşilçam'ın 1960 yıllarına damgasını vuran en güzel yıldızlardan biriydi Leyla Sayar. 1940 doğumlu oyuncu Yıldız Dergisi'nin düzenlediği artist yarışmasında başarı kazandı. Daha 1958 yılında sinemaya girdi.


Yeşilçam'ın 1960 yıllarına damgasını vuran en güzel yıldızlardan biriydi Leyla Sayar. 1940 doğumlu oyuncu Yıldız Dergisi'nin düzenlediği artist yarışmasında başarı kazandı. Daha 1958 yılında sinemaya girdi.

Bir dönem Ankara Devlet Tiyatrosu'nda eğitim gören Sayar 1957 yılında Üç Garipler filmiyle sinemaya adım attı. Ardından Duvaklı Göl, Dertli Irmak gibi yapımlar geldi.


Yeşilçam'ın bir dönemine damga vuran en güzel kadınlardan biri olan Sayar, özel hayatıyla da hep ilgi çekti.Özellikle de Muzaffer Tema ile yaşadığı çalkantılı ilişki dönemin magazin basınının gündemindeydi.


20'ye yakın filmde başrol paylaşan ikili sonunda evlendi. Ancak, Tema çapkınlıklarından bir türlü vazgeçmeyinde işler de beklenildiği gibi gitmedi. Sonunda çift ayrıldı.

Tema, ABD'ye giderek şansını Hollywood'da denemek istedi. Ancak istediğini elde edemeyip geri döndü. Bu arada Leyla Sayar da kendine bambaşka bir yol çizmişti.


Dönemin ünlü gazino işletmecileri Hasan Ekesi ve Hasan Bora'nın ısrarıyla o yıllarda pek çok sinema sanatçısının yaptığı gibi sahneye çıktı Leyla Sayar. Yapacağı iş dansözlüktü.

Hayatında hiç böyle bir iş yapmamış olan Sayar, Kudret Şandıra'dan bir hafta ders aldı ve dansöz olarak gazino sahnesine çıktı.


Ama şansı yaver gitmedi. Filmlerini hayranlıkla izleyenler onu sahnede dans ederken görmekten pek hoşlanmadı.

Aslında yapmak istediği kameraların karşısına geçmek film çevirmekti. Yeşilçam'a döndü ancak artık sinema sektörü değişmişti. Aylarca kendisine uygun bir rol verilmesini bekledi.. Ama beklediği haber bir türlü gelmedi.


Tanrı'ya yakındı...Zaten kazanıp biriktirdiği para da onun geçimini sağlamaya yetecekti. Hayatını tamamen değiştirdi Sayar. Öyle ki eski filmleri TV ekranında görünür görünmez kumandayı alıp kanal değiştirecek kadar.


Yeşilçam'ın erotik döneminin 'kadersiz üçlüsünden' bir Feri Cansel. 39 yaşındayken nişanlısının bıçak darbeleriyle hayata veda eden Cansel'in kısacık yaşam öyküsü aslında filmlere konu olacak türden.

1944'te Kıbrıs Lefkoşa'da dünyaya gelen oyuncunun asıl adı Feriha Cansel'di.


Oyuncu, 1974 ile 78 yılları arasında yani Yeşilçam'da erotik filmlerin hüküm sürdüğü dönemde kariyer yaptı. Türkiye'ye geldikten sonra kolaya iş bulabilmek için bir apartman görevlisiyle formalite evliliği yaptı.

Kariyerinin başlarında daha "normal" filmlerde şuh kadınları canlandıran Cansel, zamanla B sınıfı erotik filmlerin vazgeçilmez oyuncusu haline geldi.


Tıpkı Arzu Okay, Zerrin Doğan, Figen Han, Melek Görgün gibi o döneme damga vuran yıldızlardan biri oldu. Erkeksi tavırları, küfürlü konuşması ile erotik film klasiği Emmanuelle'e gönderme yapılarak ona da Kasımpaşalı Emmanuelle lakabı takıldı. Cansel, 2 Eylül 1983'te 39 yaşındayken nişanlısı tarafından bıçaklanarak öldürüldü.


Yeşilçam'ın belki de en hüzünlü hayat öykülerinden biri Mine Mutlu'nun ki.. Türk sinemasının 'Türkan Şoray kadar etkileyici bakışlara sahip' yıldızıydı Mine Mutlu.

Şöhretine rağmen mutsuzdu, yalnızdı, dertleşebileceği tek kişi yardımcısıydı. Henüz 19 yaşındayken adım attığı ve bir anda ün kazandığı beyazperdede birbirinden değerli yönetmen ve oyuncularla çalıştığı halde sadece iki yıl rol aldığı erotik filmlerle tanındı. Kanser yüzünden hayata veda ettiğinde ise sadece 42 yaşındaydı. İşte Mutlu'nun ne yazık ki soyadıyla tezatlık oluşturan hüzünlü yaşam öyküsünden kesitler.


1948 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Mine Mutlu, eski Türkiye güzellerinden... Sinemaya ilk kez 1967 yılında Bana Kurşun İşlemez, Mandrake Killing'e Karşı gibi filmlerle adım atan Mutlu, başlangıçta yardımcı kadın oyuncu rollerinde boy gösterdi.

1970'lerin ilk yarısına gelindiğinde ise Türk sinemasının tek çıkış yolu olarak gördüğü erotik filmlerde oynamaya başladı. Beş Tavuk Bir Horoz, Civciv Çıkacak Kuş Çıkacak gibi filmlerde rol aldı.

Erotik komedilerin aranılan oyuncusu haline gelen Mine Mutlu'nun filmografisindeki önemli yapımlardan biri de "Tatlı Tatlı". O dönemde, bugünün pek çok gözde oyuncusunun da denemek zorunda kaldığı erotik filmlerin belki de en düzeylilerinden biriydi bu yapım.


Mutlu son olarak Bülent Ersoy ile birlikte Beddua adlı filmde kamera karşısına geçti. Bu filmdeki başrolünden sonra da sinema defterini bir daha açılmamak üzere kapattı.

Türk sinemasının şanssız kraliçesi, genç yaşta göğüs kanserine yakalandı. Sonuna kadar mücadele etti ama, sonunda teslim oldu. Öldüğünde sadece 42 yaşındaydı.


Seher Şeniz'in kariyeri de 1965'te plaj güzeli seçilmesiyle başladı. Bir yıl sonra da bir güzellik yarışmasında ikinci olunca hediyesini jürinin suratına fırlattı ve böylece bir anda adını duyurdu. Şeniz, 70'lerin başında sinema kariyerine başladı. Oynadığı 22 filmin çoğu genelde o dönemin modasına uygun avantür yapımlar ile seks filmleriydi.

Kelle Koltukta adlı ile kariyerine başlayan Şeniz'in filmografisinde Yılmaz Güney´le başrolü paylaştığı Tehlikeli Adam gibi yapımlar da yer aldı.


Şeniz, birçok ünlü jönle beraber oynamasına karşın, güzelliği yüzünden hep vamp rollerinde gözüktü.

Üç evlilik yaptı, bunlardan sonuncusunda evlendiği Ermeni eşi ile Paris’e yerleşti ve orada Moulin Rouge gibi ünlü striptiz kulüplerinde çalıştı. Bu dönemde Playboy’da fotoğrafları yayınlandı.

Paris’ten döndükten sonra oryantal dansa yöneldi ve İstanbul´un ünlü gazinolarinda ve Parizien´de sahneye çıktı. Döneminin seks sembolü haline gelen Seher Şeniz, girdiği bunalım sonucu 1984'te intihar girişiminde bulundu ve uzun süren çabalardan sonra kurtarılabildi. 1991'de ikinci defa intihar girişiminde bulundu. Yüzlerce morfin hapı ve iki şişe şarap içti ve bu defa başarılı oldu.


Seher Şeniz bıraktığı intihar mektubunda yaşadığı acıları şöyle dökmüştü satırlara: "Daha 15 yaşındayken anlamıştım bu dünyadaki insanların ne mal olduğunu” cümlesiyle başlayarak anlatır ve şöyle devam eder:

“Nihayet bu iğrenç dünyadan gitmeyi başardım. Ölmenin, ölmeye çalışmanın bu kadar zor olduğunu söyleselerdi alay ederdim. 15 yaşında anladım insanların ne olduğunu. Öldüğümü kimse bilmesin. Peruklarımı yakıp, küllerini savurun. Müslüman geleneklerine göre gömülmek istemiyorum. Beni beyaz bir bornoza sarıp her yerimi kapatın o kadar” Ancak, yaşadıklarının izlerini ve ölümü seçmesinin nedenlerini açıklayan bu vasiyeti yerine getirilmedi.


Figen Han da o dönemin ünlü kadın yıldızlarından. 1950 doğumlu olan oyuncunun gerçek adı Nevval Karpuz. Sinemaya 1967'de başladı. Önceleri fantastik filmlerde rol aldı. Ama Yeşilçam'ın değişen çehresiyle birlikte o da erotik filmlerin aranan oyuncusu oldu.1966’da Göklerdeki Sevgili (Remzi Jöntürk)’de küçük bir rolle ilk kez kamera karşısına geçti. 70’li yılların seks yıldızlarından biri oldu. Necmi Onur hakkında 1976 yılında biyografik bir roman yazdı.


Bir dönem dansöz olarak gazino sahnelerine çıktı. Bir bölümü başrol, 90 civarı film çevirdi. Figen Han, Yeşilçam'ın usta oyuncusu Neriman Köksal'ın cenaze töreninde böyle görüntülenmişti.


1931 doğumlu olan Egeliler, 70'li yılların erotik filmlerinin en ünlü oyuncularından biriydi. Şöhretinin zirvesine 1978 yılında ulaştı. Bir yıl içinde 37 film çekerek bir tür rekorun da sahibi Egeliler.


Egeliler o yıllardaki çalışma koşullarını Cihan Demirci'nin Araya Parça Giren Yıllar adlı kitabında şöyle anlatmıştı:

" ‘Bu sahneler çekilirken set kalabalık oluyor mu?’ sorusuna şu yanıtı veriyor: ‘Tabii... O kadar ki, çekim biter bitmez biz bu tarafa döner; ‘bugün ne pişirildi, ne yemek yiyeceğiz?’ falan diye yani, günlük şeyleri, konuşuruz...’ Hiç porno filmde oynamadığını söyleyen Egeliler " Ben hiç porno yapmadım... Fakat, ne olursa olsun yaptığım filmlerden sonra seksten iğrendim. Her adamla öpüşülür mü?.. Başroldekinle de oynadım, herhangi birinle de oynadım. Hep çıplak, hep çıplak... Çıplaklıktan nefret ettim... Seks yıldızı oldum ama, yüzümle bakışımla da şey ettim... Tabii vücudumu da gösterdim, ben hiç beğenmem vücudumu fakat seyirci tutuyor...’


Egeliler, daha sonra bir dönemin ünlü Köşk Gazinosu'nun sahibi Fahri Balcı ile evlenip Bursa'ya yerleşti.


1962 Eskişehir doğumlu olan Serpil Çakmaklı, Alkan'ın en büyük rakibiydi. Gerçek adı Şener Oönmez olan Çakmaklı, liseyi bitirdikten sonra bir dönem mankenlik yaptı. "İçimizden Birileri" adlı TV filminde ufak bir rol aldı. "Devlet Kuşu" filmiyle oyunculuğa başladı. Sahnelerde solistlik de yapan Çakmaklı 2000 yılında kendi adını taşıyan bir de albüm çıkardı.


Yılanların Öcü, Bir Pazar Günü, Acı Gerçekler, 14 Numara gibi sinema filmleriyle "Alçaktan Uçan Güvercin" adlı TV dizisinde oynadı. Bir dönem Yalçın Dümer ile yaptığı evlilik ve ardından gelen boşanmayla da gündemdeydi.


1962 doğumlu olan Sevtap Parman, bir dönem mankenlik yaptı.
Erkekçe dergisine verdiği pozlarla ünlü olan Parman 'bayan popo' olarak anılmaya başlandı. Yaprak Dökümü, Issızlığın Ortası gibi TV dizileri ile Paramparça, Çağdaş Bir Köle, Sis gibi sinema filmlerinde rol aldı.


Bir dönem şarkıcılık da yaptı. Gösterişli fiziğiyle dikkat çeken Parman yaşadığı aşklarla da magazin basınının gündeminde kalmıştı uzun süre. Şimdi eskisi kadar göz önünde değil.. Kimi zaman TV programarına konuk olarak katılıyor.

En Çok Aranan Haberler