Geçtiğimiz hafta, 'yağma', 'tehdit' ve 'çek-senet tahsilatı' operasyonunda gözaltına alınan şarkıcı Haluk Levent; serbest kaldıktan sonra yeni albümü için moral depolamaya başladı. Yaklaşık on yıldır 'para tüccarlarına tehditle ödeme yapmak zorunda kaldığını' anlatan Levent, çok zor günler yaşadığını belirterek, dert yandı: "Borç-alacak davaları yüzünden ne Hrant Dink için yürüyebildim, ne demokrasi ve kardeşlik için konuşabildim. Ne de Başbakan'ın açılım toplantısına katılabildim. İnsanın kendisini sosyal sorunlardan soyutlayıp, susmak zorunda kalması çok ağır bir şey... Korkak bir ünlü gibi davrandım ve para tüccarlarına taviz verdim. Ama artık korkacak bir şeyim kalmadı çünkü param kalmadı!" Yaşadığı sıkıntılar nedeniyle Türkiye'yi terk etmeyi bile düşündüğünü anlatan Haluk Levent, "Ayakta kalma gücünü ailemden ve dinleyicilerimden aldım" diye konuştu.
İçinde bulunduğunuz sıkıntılı süreci atlattınız mı?
Tam anlamıyla henüz atlatamadık. Sokaktaki vatandaş günlük haberleri çok yakın takip edemiyor. Sanki ben tutuklanmışım gibi davranıyorlar. Bu biraz sıkıntı yaratıyor tabii. Gözaltı süreciydi, sonra salındım. Ancak geride bıraktığı psikolojik etkileri ağır tabii... Normal bir insan olsaydım, bu kadar ağır gelmezdi ama tanındığınız zaman üzerinizdeki baskı da büyüyor.
50 BİN TL 1.5 TRİLYON OLDU
Borç davalarından ne zaman kurtulacaksınız?
Ben yıllardır etliye-sütlüye karışmayan bir adamım. Bugün ortaya çıkan kayıtlar, aslında yıllar öncesinin kayıtları. Bunlar üç-beş aylık olaylar değil. Geçmişteki süreç, şimdi medyaya parça parça yansıyor.
Bu zorlu dönemi atlatırken ne tür zorluklar yaşıyorsunuz?
Gerçekten çok zor bir süreç... Biliyorsunuz, faizle para veren insanlara 'tefeci' denir. Sadece bir tefeciyle bile 19 kez haberim yazılmış benim. 19 kez başka bir davayla gündeme gelmişim gibi görünüyor. Bu beni çok üzüyor. Ama yapabileceğim bir şey yok. Mesela bu son olay, benim yanımdan bile geçmeyen bir olay. Medyada bahsedilen çete, başkalarını tehdit ettiği gibi beni de tehdit ediyor. Ben mağdurum bu noktada. Fakat yanlış bilgilendirme, polisin beni gözaltına almasına neden oluyor ve 'Haluk Levent yeni bir olayla yine gözaltına alınmış' gibi görünüyor. Bunlar beni çok yaralıyor.
Neden böyle talihsiz olayların içine düştünüz?
Bu benim, geçmişte kazandığım şöhreti kaybetmemek uğruna verdiğim tavizlerin üst üste gelip, toplanmasının sonucudur. Bu noktada kesinlikle hata benim; korkak bir ünlü gibi davrandım. "Aman bir şey olmasın", "Aman beni dava etmeyin" diye; kendi geleceğimi, çocuğumun geleceğini, ailemizin bütün parasını bu insanlara verdim. Fakat 50 bin TL'lik bir alacak, para tüccarları tarafından 1.5 trilyona çıktığında; pes edersiniz. 10 yıldır benden beslenen ve "Haluk ünlü, vermek zorunda" zihniyetinde olan para tüccarları, ben "Buraya kadar! Artık bitti" dediğimde, inanamadı. Bu kez bana, basın yoluyla saldırıya başladılar. O kadar alacaklı arasında hiç mi masum yok? Tabii ki var. Ben onları zaten söylüyorum. Bazı şahıslara gerçekten borcum var, "Onların paralarını ödeyeceğim" diyorum. Fakat bunun dışındakilerin tamamı para tüccarlarıdır!
Bu süreçte yoruldunuz mu?
Çok yoruldum, çok sıkıldım. Hatta bu ülkeyi terk etmeyi dahi düşündüm. Çok bunaldım çünkü. Her gün yeni bir haberle basında yer almak beni yordu.
Bütün bunlara dayanacak kadar güçlü olduğunuzu biliyor muydunuz?
İnanın hiç bilmiyordum ama kendimi hep güçlü tutmaya çalışıyorum. Çok zor durumlarda bile dirayetli olmaya çalışıyorum. Güçlü olmak zorundayım çünkü beni güçlü kılan tek şey; mağduriyetim. Mağdur ettiğim vatandaşlar olduğunu bilmek de beni son derece güçlü kılıyor. Çünkü çalışmak ve onlara ödeme yapmak zorundayım.
Sizi Türkiye'de kalmaya ikna eden şey ne oldu?
Gerçekten borçlu olduğum birkaç kişi var. Bunları bırakıp, tek başıma bir yerde yaşarsam, ömür boyu bunun vicdani sorumluluğunu taşımak zorunda kalacağım. Onlar için çalışmak zorundayım. Gerçekten borcum olan insanlara paralarını ödedikten sonra gerisi önemli değil. Diğer para tüccarlarına borcum yok benim. Bunu kamuoyunda bağırarak ifade etmek istiyorum. Onların şu anki mal varlığını, ben verdim! Onların bugün sahip olduğu şirketler, mal varlıkları aslında benim param. Benim onlara bir borcum yok. 15 yıldır onlara verdiğim paralarla büyüdüler. Başbakanımız, atv'de Maliye Bakanlığını kayıt dışı ekonomiyle ilgili görevlendirdiğini açıkladı... Lütfen, Türkiye'de kimin kime niye para verdiğini araştırsınlar.
HİÇ PARAM KALMADI!
Sizin hakkınızda ne tür suçlamalar yapılmıştı?
Başbakanıma sesleniyorum; kayıt dışı paraları araştıracak bir kurum kursunlar. Ben nezarette dört gün boyunca kalırken, para tüccarları işadamı sıfatıyla mağdur gibi ifade veriyor. Bu kayıt dışı paraların hesabını araştırsınlar. "Haluk Levent'e 30 milyar para vermişsin, 1.5 trilyon istiyorsun. Neye istinaden istiyorsun?" desinler. Adamın biri ifadesinde, "Haluk Levent'e 250 milyarlık tornavida sattım" diyor. "Haluk Levent'in bu kadar tornavidayla işi ne?" diye sorsunlar. Biri ifadesinde "Arabamı aldı gitti" diyor; ehliyetim yok, araba kullanmayı bile bilmem! Nasıl alayım götüreyim senin arabanı? Bu haksız kazançlar araştırılmalı. "Haluk Levent ünlüdür. Ne istesek bize mecburen verecek" dönemi bitti artık. Artık korkacak durumum kalmadı, çünkü param kalmadı!
Bundan sonraki hedefiniz ne?
Ben tiyatro kökenli biriyim aslında. Biraz rahatlarsam, bu davalardan kurtulduğumda, psikolojim de yükselirse film müzikleri yapmak istiyorum. Aynı zamanda bir filmde rol almak istiyorum. Birkaç tane film teklifi geldi ama beklediğim gibi değildi. Tiyatro oyununda da rol almak istiyorum. Aşkımı ve sevdamı ifade edebileceğim, yüzlerce şarkı yazmak istiyorum.
Bunca zorluğun ardından hayat size ne öğretti?
Mutluluk dışarıdan görünen şaşalı yaşam biçimi değil! Sabah kahvaltısında yiyeceğiniz 17 zeytin, öğlen ve akşam ihtiyacınız olan besin ihtiyacını karşılayabiliyormuş. Ha 17 zeytin yemişsiniz, ha havyar, ha ballı kaymaklı 80 bin çeşit... Sağlık; görmek istediğiniz, ulaşmak istediğiniz, hayalini kurduğunuz kavramlardan çok daha sağlam bir kavramdır. Benim tek öğrendiğim şey, insanın azla yetinmesini ve mutlu olmasını bilmesidir...
'Alevi Açılımı'na bir katkım olsun
Hükümetin 'Alevi Açılımı' projesinde, ben de konuşmak istedim ama malum sebeplerden dolayı gidemedim. "Bunu şarkılarla ifade edeyim" dedim. 'Alevi Açılımı' gündemdeyken, benim de şarkıyla bir katkım olsun istedim. Bir de Arapça şarkı söyledim. Yaşanan acıları, Filistinli bir çocuğun dilinden Arapça seslendirdim. Bombalamaları ve zulmü anlattım. Türkçe yazıp, Arapça'ya çevirttim; Arapça seslendirdim...