ADANA (İHA) - İlköğretim Genel Müdürü Prof.Dr.Servet Özdemir, 12 Eylül Pazartesi günü başlayacak 2005/2006 Eğitim-Öğretim Dönemi'nde Türkiye genelinde 36 bin ilköğretim okulundaki 11 milyon öğrenciye 202 milyon adet bedava kitap dağıtılacağını açıkladı.
Adana'nın Karataş İlçesi'ndeki Yemişli Köyü'nde Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) desteğiyle yaptırılan Sosyal Destek Merkezi'nde düzenlenen tarlada çalışan 54 çocuğun Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'na kayıt yapılması nedeniyle düzenlenen törene katılan Genel Müdür Prof.Dr.Özdemir, yeni eğitim-öğretim sezonuyla ilgili geniş açıklamalarda bulundu.
Türkiye'de eğitimi değiştirebilmek için kamuoyuyla devletin, sivil toplum örgütlerinin, devletin tüm organlarının ortaklaşa çalışması gerektiğine işaret eden Prof.Dr.Özdemir, öğretmenlere de uyarılarda bulunarak bu yıl kesinlikle Ünite Dergisi satılmayacağını açıkladı. Öğrencinin derste gördüğünün alıştırmasını yapacağı notları alacağını, öğretmenin de bu notlarla daha etkili eğitimi "Şöyle yapabilirsin" diye çocuğu yönlendireceğini belirten Özdemir, "Bu konuda öğretmenlere de bir kılavuz kitabı verilecek. Çocuklar, bu ülkenin en önemli sermayesidir. İnsan gücünü beşeri şekilde geliştirirse o ülke ileri gidiyor, ülkeler kalkınıyor. Biz de insan gücünü geliştirmek istiyoruz" dedi.
"ÖĞRETMENLER DE DEĞİŞECEK" Yeni müfredat sistemine kademeli geçiş yapılacak olması nedeniyle geçen seneki kitapların ancak 6-7-8. sınıflarda kullanılacağını, 1-5. sınıflarda tümden geçileceğini, 6. sınıfta pilot uygulamalar yapılacağını duyuran Özdemir, "7 ve 8. sınıflar mevcut ders kitaplarını okuyacak. İlköğretimde, ders kitaplarını, ders seviyelerini değiştirdik. Mesela Fen ve Teknoloji koyduk adını. Çocuklar Fen Bilgisi ile ilgili bazı şeyleri alıyordu, ama bunun teknolojiye uygulaması, bağlantıları, günlük hayatta uygulamaları, becerileri gelişmiyordu. Onu sağlamaya çalışıyoruz. Müfredat değişikliğinin aracı bu kitaplar. Biz 3 gün Yalova'da ilköğretim müfettişlerimizi eğittik. 2 bin 800 lisans görmüş, master sahibi öğretmenlerimizi eğittik. Bunlar Eylül döneminde hazırlık çalışması yaptılar, öğretmenlerimizi eğittiler. Bakanlık olarak biz de yetişebildiğimiz yerlere katıldık. Ama bütün milli eğitim müdürlerimiz öğretmenlerimize hizmet içi eğitim verdiler. Bu eğitim daha da devam edecek. Bu hizmetin altyapısı ve kültürünü oluşturmak istiyoruz. Yani hayat boyu öğrenmeyi eğitimin her kademesinde öğrenmek istiyoruz. Bu öğretmen için de geçerli. Öğretmen de kendini yenilemeli. Toplum, ihtiyaçlar, beklentiler değişiyor, o değişime göre tüm sistem kendini yenilemeli" şeklinde konuştu.
"YENİ FATİH SULTAN MEHMETLER DE ÇIKACAK" Yeni eğitim öğretim yılı için öğrencilere 3 ayrı kitap hazırladıklarını, bunlardan bir tanesinin ders kitabı, diğerinin öğrenci alıştırma kitabı, ötekisinin de öğretmen kılavuz kitabı olduğunu açıklayan İlköğretim Genel Müdürü Prof. Dr. Servet Özdemir, "Bunlar bir set halinde veriliyor. Amacı da şu; öğretmenin kapsamlı şekilde hazırlık yapabilmesi, öğrencinin derste gördüğünü alıştırma kitabı ile örneklendirebilmesidir. Kitapların görsel olma özelliğine de dikkat edildi. Bilgiler eskisi gibi yoğun olarak verilmedi. Öğrencinin, araştırıp, bulacağı ipuçları verildi. Biz istiyoruz ki, hazır bilgi vermeyelim, öğrenciler ona ulaşsınlar. Bu yapısalcılık dediğimiz espridir. Yani çocukları keşfettirmeye, bulmaya yönelik bir uygulama. Onları yaratıcı farklı yapmaya çalışıyoruz. Yani Mehmetler'in biri farklı olur da, gemilerin karadan yürüyeceğini fark ederse o Fatih oluyor. Biz de istiyoruz ki, çocuklarımız farklı bakış açılarına sahip olsunlar, değişiklikleri görebilsinler, uygulayabilsinler, kendi özverilerine bağlı kalarak dünyayla rekabet edebilsinler" açıklamasında bulundu.
Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu sene ilköğretimdeki 1-8 sınıflardaki 11 milyon öğrenciye dağıtılacak 202 milyon adet ücretsiz ders kitabının, 12 Eylül Pazartesi günü çocukların masasında olacağını da duyuran Özdemir, "Bu kitapların maliyetini kesin rakamlarla ben bilmiyorum. Ama 51 tane yeni kitap hazırladık 1-5 sınıflar için 17 ders kitabı var. Türkçe'de bir de okuma-yazma kitabı hazırladık. Türkçe'de onun için 4 tane kitap veriyoruz 1.sınıfta. Diğerlerinde 3 tane olacak, dolayısıyla 51 tane kitap oluyor" değerlendirmesini yaptı.
Okullarda kıyafet serbestliğiyle ilgili bir soruyu da cevaplandıran Genel Müdür Özdemir, Avrupa ülkelerinde kıyafet serbestliği olmadığını, İngiltere'nin dahi kıyafetlerde tekliği savunduğuna işaret ederek, "Bu görüntü çocuklarda size mensubiyet duygusu sağlıyor. Eşitlik göstergesi oluyor. Okula giden yabancıları tanıyorsunuz. Öğrenciler de serbest kıyafet olursa, farklı gurupların, 'televizyonda popüler diziler oluyor, mafya kıyafetlerini giyebiliyorlar' diye engeller var. Bunlar hep literatür bilgisi. Ülkelerin bilgilerine baktık, şu an için serbest kıyafet düzenine geçemiyoruz. Gerek de yok gibi. Zaten, serbest kıyafet uygulaması konusunun 'öğrenciye, veliye etkisi ne olur ?' diye üniversiteden bir öğrencime de tez verdim. Elimizde bilimsel veriler olmadan karar vermek istemiyoruz" dedi.
TÜRKİYE'DE HİÇBİR DERSİMİZ BOŞ GEÇMİYOR Türkiye'de bugün itibariyle 36 bin ilköğretim okulu bulunduğunu, öğrencilerin önemli kısmının da kasaba ve şehirlerde yaşadığına dikkat çeken Özdemir, sadece bir milyon 600 bin civarında öğrencinin kırsal kesimde okuduğunu ifade ederek, "Biliyorsunuz, Türkiye şehirleşiyor, merkeze yöneliyor, bu bizim öğrenci profilimize de yansıyor. Öğretmen açığı eş durumundan, bir takım mazeret özür gruplarından kaynaklanan öğretmen açığını kaldırmak için bakanlığımız yoğun gayret içerisinde. En son yeni 20 bin sözleşmeli öğretmen alıyoruz. Daha önce 10 bin öğretmen aldık. Bunun yanında Milli Eğitim Müdürleri vekil öğretmen görevlendirebiliyor. Türkiye'de hiçbir ders boş geçmiyor. Türkiye'de öğretmen arzı da var, öğretmen çocuklarımız da var. Kadrolu olarak öğretmen almamız da gerekiyor. Geçen yıl 33 bin yeni personel aldı, 20 bini yeni öğretmendi. Ülkemizin bu sorununu bir şekilde halletmemiz gerekiyor. Bizim hiçbir dersimiz boş geçmiyor. Ama bize 'bir ilköğretim öğrencisi okula gitmiyor' diye haber verilir, velisi kabul ederse, biz bunu Türkiye'nin herhangi bir yerindeki YİBO'ya yerleştiririz" diye konuştu.
Türkiye'de 8 yıllık eğitime ani geçiş nedeniyle okullaşma oranındaki yükselmeye paralel derslik açığı da doğduğuna işaret eden Özdemir, ilköğretimde şu andaki okullaşma oranının da erkeklerde yüzde 99.1'ken, kızlarda ise 95.6'da kaldığını söyledi. Prof.Dr.Özdemir, "Okullaşma oranında kızlarda sorunumuz var. Bu yüzden Haydi Kızlar Okula kampanyası yaptık. Geniş bir kitleyi aynı anda eğitim sistemine aldığımız ve nüfusumuz genç olduğu için derslik açığı tabii ki var. Ama bizim hedefimiz 30 kişilik sınıflar oluşturmak. Hedefi bu şekilde koyduğumuz zaman derslik açığı var. Mesela Eğitime Yüzde 100 Destek Kampanyası'nda hayırseverler vasıtasıyla 13 bin 500 yeni derslik yaptırdık. Bunun karşılığı 2 katrilyondan fazladır. Bir o kadar da devlet imkanlarıyla yaptık. Yeni yaptırdığımız okulların mimarisi ve anlayışına dikkat ediyoruz. Biz ilköğretimde tekli öğretimi savunuyoruz. Yani çocuk gelsin saat 15:00'e kadar okulda kalsın, bu açıdan baktığımızda Türkiye'de derslik açığı var ve yoğun yatırım içerisindeyiz. Herkes okula gidebiliyor, fakat kalabalık sınıflar var ve bu bir problem" dedi.