Estetik Tıp Derneği Başkanı Operatör Dr. Hasan Subaşı, cerrahi olmayan yüz germe uygulamalarıyla ilgili bilgiler verdi. Yaşlanma ile birlikte kişinin özellikle yüz bölgesinde hacim kaybı yaşandığını belirten Dr. Subaşı, aynı zamanda ciltte kuruluk görüldüğünü söyledi.
Hidrolift uygulamasının bu iki soruna aynı anda müdahale için en çok tercih edilen yöntemlerden biri haline geldiğini kaydeden Op. Dr. Hasan Subaşı, "Yaşlanırken hem cilt altı yağ dokusunda azalma olur hem de kemik yapısında hacim kaybı meydana gelir. Bu faktörler yüz bölgesinde çökmelere neden olur. Görülen hacim kaybıyla birlikte cildin nemi azalıp aynı zamanda elastikiyeti ve tonusu azalır. Bu durumda sarkma ile birlikte mat, soluk hatta yaşlı görünen bir cilt çıkar karşımıza. İşte bu nedenleri ortadan kaldırabilmek için başarılı olduğu kadar yan etkisi olmayan bir yüz gençleştirme tekniği tercih edilmelidir" dedi.
Dr. Hasan Subaşı, normalde cildin en üst tabakası epidermisin altındaki dermis bölgesinde bulunan ve su tutma özelliği sayesinde cildin nemli kalmasını sağlayan Hyaluronik asitin azalmasının, cilt kuruluğu ve yaşlanma belirtilerine sebep olduğunu hatırlattı.
SARKMALARA KARŞI LİFTİNG ETKİSİ
Hyaluronik asidin yıllardır hekimlerin kullanımında olduğunu ve zamanla araştırmacılar tarafından bu molekülün geliştirildiğini aktaran Dr. Subaşı, "Geliştirilen Hyaluronik asit iki büyük gruba ayrılmıştır. Birincisi, cildin derinliklerine göre ayrı ayrı geliştirilen dolgular, örneğin hacim vermek için ayrı, kırışık derinliğine göre ayrı, cilde nem vermek ve onarmak için ayrı formüle edilmiş hyaluronikasitlerdir.
Özel olarak geliştirilen bir teknikle, yüzün belli noktalarına dolgu yapmak suretiyle lifting etkisi elde etmek mümkündür. Bir taraftan elmacık kemiklerinin hacim kaybı giderilip, çene kuvvetlendirilip, göz kapakları ve düşen kaşları kaldırmak suretiyle sarkma düzeltilir. Diğer taraftan da, cildin nemlenmesini sağlayacak ve biorestorasyonu mümkün kılıcak prosesleri aktive eden ikinci grup hyaluronikasit yüzeysel bir şekilde cilde verilir. Bu şekilde derinden yüze doğru hyaluronikasit cilt altından cildin en yüzeysel katmanına kadar verilir. Dozunu, yerini, tekniğini iyi ayarlamak şartıyla daha genç, diri, parlak ve gergin bir yüz oluşturulabilir" diye konuştu.
Dr. Hasan Subaşı, uyguladığı özel teknik ile belli bölgelere bolus denilen ve tek iğne ile tek yere belli bir miktar hyaluronikasit vererek cildi yükselten ve yukarı çeken sütunlar meydana getirdiğini ifade etti.
Uygulamaya ek olarak, daha yüzeysel bir şekilde mikrokanül tekniği ile yani iğne travması yaratmadan, çok ince kanül kullanarak, yelpaze şeklinde cilt altına uygun hyaluronikasit verdiğini bildiren Dr. Subaşı, bu sayede sıkıntılı bölgenin biraz daha gerildiğini açıkladı.
YÜZ GERMEDE KOMBİNE TEKNİKLERLE GELEN BAŞARI
Op. Dr. Hasan Subaşı, düzgün bir sonuç alabilmek için 3-4 ayrı hyaluronikasit türü ve 3 ayrı teknik kullandığını belirterek, "Mikrokanül ile kaş bölgesinin altında, kemiğin üstüne hyalüronikasit vermek suretiyle kaşın dış ve orta kısmı kaldırılır. Dudak için isteğe ve ihtiyaca göre dudağın kalınlığı ve konturu düzeltilir. Çene bölgesinde ise, örneğin geri profilli çeneleri öne çekmek için bolus tekniği uygulanır. Bu uygulamalar su liftingi diğer bir deyişle hidrolift tekniği hakkında bilgilerdir. Ancak pratikte medikal lift yani cerrahi olmayan germe teknikleri çok çeşitlidir ve çoğu zaman hastanın cilt yapısına göre bir kaç teknik birden uygulanır" dedi.
Subaşı, botoksun, lazerlerin, radyofrekans veya ultrasonların kombine olarak kullanılmalarının uygulamayı yapan doktorun bilgi ve tecrübesine bağlı olduğunu kaydederek, "Unutmayın ki bütün istatistikler, cerrahi liftinglerin düşüşte, medikal liftinglerin ise yükselişte olduğunu göstermektedir" dedi.