Çok eski zamanlardan bu yana var olan ancak tıbbın ve teknolojinin ilerlemesi ile adı koyulan ve tedavileri geliştirilen çeşitli fizyolojik ve psikolojik rahatsızlıklar vardır. Bu rahatsızlıklar sosyal yaşamda kişinin farklı ve alışılmadık biçimde davranışlar göstermesi ile belli olabilir. Hikikomori de Japon kültüründen gelen ve bu durumlara örnek olabilecek bir sendromdur.
Hikikomori, ergen, yetişkin ya da münzevi kişilerin aşırı olacak şekilde kendilerini hayattan izole etmelerini, toplumdan kendilerini soyutlamalarını ifade eden bir sendromdur. Tarihsel açıdan Japon kültüründen geldiği bilinir.
Çeşitli belirtiler ile kendini gösteren bu sendrom, kişinin iş ya da okul gibi sosyal ortamlardan kendini tamamen çekmesi anlamına da gelir. Bu sendromun altında çeşitli nedenler ve travmalar yatıyor olabilir.
Depresyondan farklı olarak değerlendirilen hikikomori, sosyal medya kullanımından teknolojik gelişmelere kadar türlü nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilen bir durumdur. Eğer şu koşullar gerçekleştiyse kişi hikikomori sendromu yaşıyor olabilir:
Bir kişide hikikomori sendromu varsa o kişide şu belirtiler görülür:
Hikikomori sendromunun geçebilmesi için başat koşul kişinin durumunu kabul etmesidir. Tedaviyi kabul eden bireyin zaman içinde iyileşmesi ve süreçte doktorun uygun gördüğü ilaçları kullanması da mümkün olur.
Birçok birey kendi ailesi de dahil olmak üzere iletişim kurmadığı için tedaviyi kabullenmesi sürecin en önemli kısımdır. Psikotrop ilaçlar doktor uygun gördüğü takdirde kullanılabilir.
Kişinin 6 ay sürdürdüğü belirtilerin gözlemlenmesi ile yapılan hikikomori testi ile kişiye tanı konarsa çeşitli tedavi yöntemleri uygulanabilir. Öncelikli koşul kişinin tedaviyi kabul etmesidir. Uzman hekimlerle başlayan tedavi sürecinde en önemli kabul edilen faktörler şunlardır: