Hıncal Uluç'un, Defne Joy Foster'ın ölümünün ardından yazdığı yazı sanal alemde bombardımana tutuldu.
Defne en çok okunanlarda 5. sırada
Son iki gündür sosyal medya, internet medyası, gazete manşetleri, ana haber bültenleri, ekranların enerjik ve sempatik yüzü Defne Joy Foster’in talihsiz ölümünü konuşuyor. Haber, Twitter’in dünya genelindeki en çok okunanlar listesinde 5.sıraya kadar yükseldi…
[**
**](https://www.mynet.com/polis-kayitlarina-gore-o-gece-110100554454)
[
****](https://www.mynet.com/unlu-sunucu-neden-oldu-110100554421)
[**
[**
**](http://aktuel.mynet.com/galeri/turk-unluler/esi-yikildi/7268/186692/)
[**
**](https://www.mynet.com/defne-son-yolculuguna-ugurlandi-110100554347)
[**
**](http:// https://www.mynet.com/astim-gercekten-oldurur-mu-110100554469)
Sabah yazarı Hıncal Uluç, kendisini Defne Joy Foster'ın eşinin yerine koydu ve sorular sordu.
Uluç'un köşe yazısı şöyle:
Perşembe sabahı, evde kahvemi içip gazetemi okurken, Fatoş geldi. Evdeki yardımcım..
"Hıncal Bey haberiniz var mı, Defne Joy ölmüş.. Evinde ölü bulmuşlar" dedi..
Defne Joy'la tanışmayız. Televizyon izleyen biri olmadığım için, sokakta yanımdan geçse tanımam.. Ama hele son zamanlardaki ününü hemen her gün gazetelerin magazin sayfalarında okuyorum. Acun'un, her programı olay olan, bence günümüzün 1 nolu yapımcısı Acun'un son yarışması "Yok Böyle Dans"ın yıldızlarından.. Yarışmayı kazanacağını kimse tahmin etmiyor, ama kimse de elenmesini istemiyor. Öyle sempatik, öyle hayat doluymuş..
Hatta Sevgili Yüksel (Aytuğ) "Acun bu kız elenirse onu sunucu yap, kaybetme" diye öğüt de veriyordu geçen hafta, Yakın Kumanda'da..
İşte ölen, o daha iki gece evvel seyircilerini coşturan hayat dolu kız..
Hemen TV'ye davrandım.. Haberleri izliyorum.. Ekranın başında donup kaldığımı hatırlıyorum..
Arka arkaya şoklar..
Defne Joy'un ölü bulunduğu yer kendi evi değil. Bir bekar erkeğin evi..
Bekar erkek, benim küçük kuzenim, Sanem'in kardeşi Kerem..
Beni donduran, Defne'nin ölü bulunduğu evin önünde canlı yayın yapan NTV habercisinin sözlerinden biri oldu.
"Defne Joy Foster'in kocası İlker Yasin Solmaz, az önce buraya geldi. Çok üzgün görünüyordu.."
İşte o an, orda kalakaldım.
O çarşamba sabahı, dünyada yerinde olmayı istemeyeceğim bir tek kişi vardı.. İlker Yasin Solmaz..
Düşünebiliyor musunuz?..
Sabaha karşı telefonunuz çalıyor ve haber veriyorlar.
"Eşiniz öldü. Gelin cenazeyi alın.."
"Nerde, nasıl, ne zaman?.."
"Sabaha karşı bir bekar evinde ölü bulundu. Polis soruşturuyor.."
Ne hale gelirsiniz?.. Ne düşünürsüz?..
Ne olursunuz?..
Dün sabah gazeteme baktım..
Tonla haber, tonla yazı.. Defne üzerine.. Ölen Defne'nin dramı üzerine..
Ama asıl ölü, hem de "Yaşayan Ölü" İlker Yasin Solmaz'la ilgili tek satır yok.. Asıl trajediyi yaşayan adamın adı geçmiyor nerdeyse, haberler ve yorumlarda..
İnsanlık ölmüş sanki..
Defne öldü.. Onun için her şey bitti..
Ama bu genç adam yaşayacak.. 18 aylık bebeği ile yaşayacak..
Yarın o bebek aklını başına toplayacak yaşa geldiğinde "Baba bana annemi anlat" diyecek?..
Ne anlatacak İlker Yasin?.
Gencecik, hayat dolu karısı, 18 aylık bebeğinin annesi beklenmedik şekilde ölmüş.. Ona mı ağlayacak İlker Yasin.. Yoksa bir bekar evinde, sabaha karşı kanında tonla alkolle ölü bulunmuş, ona mı çıldıracak?..
Empati, mempati.. Hadi kendinizi İlker Yasin'in yerine koyun dostlarım..
"Acun yarışmayı durdursun.. Kupayı da Defne'nin 18 aylık bebeğine versin" diye hamasi bir tavsiyede bulunan Sevgili Yüksel'e sorum var..
Defne senin eşin olsaydı, dikkat et, sadece "Olsaydı" diyorum.. O "Mesela" yı okurken bile ne hale geldiğini tahmin ettiğim için.. "Defne senin karın olsaydı, gene bu yazıyı yazar mıydın.."
Kerem'in adını duyunca, Gökmen Özdemir'i aradım, Vatan'dan.. Arkadaşı..
"Sor bakalım kerataya, evli barklı ve çocuklu kadını niye götürmüş evine" dedim. "Sordum bile ağbi" dedi, Gökmen.. "Vallahi daha o gece tanıştık. İkimizin de kafası iyiydi. Gittik işte" demiş, Kerem..
Defne'yi nerdeyse "Azize" ilan eden Ayşe kardeşim..
İşte anlatmak istediğim bu..
Bizim zamanımızda Aşka düşülürdü.. Falling in love..
Daha tanıştığın gece, eve, yatağa koşmanın adı da love.. Ama onun fiili başka.. Aşk Yapmak.. Making love..
Benim aşka düşmeye saygım var.. Ama aşk yapmaya yok..
İnsan evliyken de âşık olabilir. Evli birine de âşık olabilir.. Gönül ferman dinlemez, demiş eskiler.. Durup dururken dememişler.. Yüzlerce yıllık deneyim..
Gönül ferman dinlemez tamam ama, 18 aylık bebeği olan evli genç kadın da, daha o gece tanıştığı erkeğin evine koşmaz..
Bunu bana kimse kabul ettiremez. Ben mahalle baskısından da korkmam. Kafamı kesseler düşündüğümü söylerim..
Defne boşanma kararı almış mı?. Mahkemeye baş vurmuş mu?. Evini ayırmış mı?. Ayrı mı yaşıyor eşinden, bebeğinden..
Bilmiyorum.. O konuda satır okumadım, ne öncesinde magazin sayfalarında. Ne de ölümü sonrası haberlerde ve yorumlarda..
Yani..
Ortada çok açık, çok seçik bir "İhanet" var.. Hem de aşk aldatması bile değil. Bir gecelik macera/ One night stand için, aldatılan bir koca ve unutulan bir bebek..
Ölmüş.. Allah rahmet eylesin..
Ama böyle bir insana, öldü diye saygı duymamı kimse benden beklemesin..
Kimse de, onu Azize ilan ederek, gençliğin önüne "Rol model" diye koymaya kalkmasın..
Defne Joy Foster'in ölüm sebebi bilinmiyor..
Astım hastasıymış. Fena halde sarhoşmuş. Bilinen o.. Alkol mü?. Son zamanlarda zararı bilimsel araştırmalara konu olan, bir nevi doping, enerji içeceklerinin aşırı kullanılması mı?. Uyuşturucu mu?. 10 gün içinde Adli Tıp gerçeği açıklayacakmış.. Öğreneceğiz.
Ama benim görüşüm değişmeyecek.
Defne'nin ölümü tipik bir "Su testisi, su yolunda kırıldı" olayıdır!..
* defne joy'a su testisi diyerek akrabası kerem altan'a testiyi kıran balta mı demek istedi acaba. varyemez amca
* yazdıklarıyla belirttiği düşünceleri benimkilerle paralellik taşısa da yazdıklarını bu şekilde belirtmesi doğru olmayan, ancak bundan kendinin de farkında olup sadece fikir belirtmek amacıyla yazmadığı da açıkça ortada olan yazar. ber2489
* olay nasıl vuku bulursa bulsun sonuçta bir insan öldü, bir insan sevdiği kadını kaybetti, bir bebek annesiz kaldı. "yıllar sonra annesini sorduğunda can kılıç a babası ne diyecek?" diye de soran sevgili köşe yazarı şahsiyet, bu yazılanlar yıllar sonra da arşivlerde yer alacak, acımasız çocuk dünyasında elbet bir mahalle baskıcı (!) ebeveynin çocuğu bunları hatırlatacak can kılıç a. peki o zaman babası ne diyecek hiç bunu düşünerek yazı yazdın mı? witch79
* allahtan bu adama daha çok ama hakikaten çok uzun ömürler vermesini dilerim. öyle uzun ömürler ki, hayatta tanıdığı sevdiği tüm insanların ölümüne şahit olsun. kıyamete kadar yaşasın şu haliyle. quadra
* ''ama böyle bir insana, öldü diye saygı duymamı kimse benden beklemesin...'' satırlarının yazarı. bende bir ölüm haberi için bu satırları saklayacağım. suskungeveze
* bugün yazdığı yazıyla toplumun sahip olduğu mantaliteyi gözler önüne sermiş kişidir. defne joy foster 'ı yolda kırılan testi yani kaba tabirle yollu, küçük kuzeninin kardeşini ise kerata olarak tanımlamış. yani erkeğin elinin kiri, kadın ölmüş bile olsa ... oluyor, ölüsüne bile saygı duyulmuyor bu memlekette.yazık. seksek
* akbaba gibi herkes bir şekilde prim yapmak istiyor defne joy'un vefatından. hıncal uluç ise prim toplamak adına mı yazdı yoksa gerçek düşünceleri mi bunlar? eğer öyleyse, namus bekçiliği yapacak son insandır. hobaaa
* sanıyorum ve umuyorum ki bugün yazdığı yazı gazetecilik hayatındaki son yazısı olacak.
* sabah sabah içimi karartmış adamdır. su testisi su yolunda kırılır demiş ya, zaten kendisini okumazdım artık asla okumam. saçmalıkta sınır tanımamak böyle bir şey olsa gerek. forgetting names and faces
* ben mi onyargiliyim emin olamasam da; dilimizde "vefat etmek" varken ölmek fiilini secmesinin kaba oldugunu dusundugum gazete yazari. mouse sanitary pad
* defne joy'un eşi ilker yasin solmaz'ın olgunluğuna asla erişemeyecek kişi. oysa yasin solmaz'ın yapması gereken eşinden nefret etmesi, çocuğa dna testi yaptırmasıydı. namus belası bu! bir de silahı alsa biricik yeğeni kerem altan'ın alnının çatısına dayasa, kerata testi de su yolunda kırılsa... bu mudur acaba hıncal uluç'un görmek istediği? jord
* ölmüş insan eti yiyerek beslenen. leylak sarabi
* bir ölünün ardından yazılabilecek en iğrenç, en kötü yazıyı yazmış yazar goldencrab
* kendisi acaba hangi su yolunun testisi olacak diye merak ettiğim anti-aging canavarı. bgv motoru
* "neyi kamufle etmek istiyorsun da insanlığın vicdanına çomak sokarcasına defne joy foster'ın ölüm olayını ihanet anafikri ile ört bas etmeye çalışıyorsun" diye sormak istediğim kişi. lily cherrylace
“hıncal uluç ölünce arkasından yazılacaklar” başlığından
* "hayatı eğlence içinde yaşadı, hiç zorluk çekmeden her istediğini yaptı. bir işe yaramadan geçti gitti. gereksizdi" how i learned to love worrying,
* son uyuzluğunu yaptı nobetci baykus,
* herkes bir sebepten öldü, o ise zevkten sefadan öldü. atesisuzanifirkat
* bu sefer güldürdü solipsist
* az bulunan, örnek insandı "nasıl olmamak gerektiği" konusunda. biraistebirader
Twitter’da ise, Uluç’un yazısı hakkında daha sert eleştiriler yer aldı. Tanınmış isimler de Uluç’a yazısı için tepki gösterdi
@Armagan_caglaya Armagan Çağlayan
Sadece yuh yuh yuh yuh islik islik islik.....yazik!
@Armagan_caglaya Armagan Çağlayan
Ey Hincal peki senin yazdigin bu cirkin yaziyi yillar sonra okuyan o cocuk ne yapacak ne hissedecek hic dusundun mu?
@Armagan_caglaya Armagan Çağlayan
Hincal Uluc'u okuyunca kanim dondu! Artik bu kadarida fazla degil mi? konusulsun bende polemigin tarafi olayim diye yazi yazmak ayip!
@rahsangulsan Rahşan Gülşan
Hincal Uluc'a bugun soyleyecek kelime bulmak imkansiz. Belki "sana ne" denilebilir ama nefes tuketmeye gerek yok galiba...
@alperkul Alper Kul
Hincal Uluc Alzheimer olmuş duydun mu? Az önce okudum yazısını. İyi de adamdı yazık.
@berinyavuzlarDefne'nin kocası erkekllik egosunu düşünmek yerine acısını yaşıyor, karısının başında bekliyor. Sana ne oluyor be Hıncal Uluç?
@obasturkbence hepimiz yazip tepki gostermeliyiz, TUM GENC yazarlar.
Ayşe Özyılmazel: Bu yazı değil, bu resmen kötülük. Bir yazı okudum, kanım dondu, bu kadarı fazla, çok fazla!
Metin Arolat: Demiş ki “Kim olduğunu bile bilmem, yanımdan geçse tanımam”. Yine de kalemini saplamış “su testisi su yolunda kırılır” diye. Keşke tanısaydın, keşke... O zaman o kalemi kalbine saplar, yine de yazmazdın. Birileri onun cenazesinde “Onu nasıl bilirdiniz” diye soracak. “Acımasızdı, kötü kalpliydi” diye haykıracağım o zaman. Bunlar, Defne’mi bir kez daha öldürdüler.
Sevim Gözay: Çocuğu, karısı, sevgilisi, aşkı, seksi olmayan adamın “hıncı” bu kadar zehirli olabiliyor işte.
Işın Karaca: Kağıda dokunan kalem, kibritten daha çok yangın çıkarır. Empati yapayım diyorum, hiçbir yere sığmıyorsun.
Tuğba Özerk: Ben Hıncal Uluç’un insan olabilme ihtimalini sevdim...
Pınar Altuğ: E Hıncal yuh ama! Pes, ben ne diyeyim sana!
Biricik Suden: Fuları biraz gevşetelim, beyine oksijen gitsin. HINCını ALa ala bitiremedi hayattan. İnsanları kötülemek, hatalarını çıkarmak neye iyi geliyor? Başkasına namussuz demek sizi namuslu yaptı mı bari?