ANKARA (İHA) - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ÜFE'deki 4.02'lik artışın döviz artışının bir yansıması olduğunu belirterek, "Döviz fiyatlarının istikrar kazanması halinde, 2007 yılında tekrar bir aşağıya doğru inişi izleyeceğimizi tahmin ediyorum" dedi.
Devlet Bakanı Beşir Atalay ile birlikte TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nde düzenlenen Türkoloji Yaz Stajı Açılış Programı'na katılan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, açılışın ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Hisarcıklıoğlu, "Enflasyon rakamları iş dünyası için sürpriz oldu mu?" sorusu üzerine, ÜFE'deki artışın, döviz artışından kaynaklanan bir sonucun yansıması olduğunu kaydetti. ÜFE'deki artışın ilerde normalleşebilmesi için döviz fiyatlarının bir istikrar kazanması gerektiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, "Döviz fiyatlarının istikrar kazanması halinde, 2007 yılında tekrar bir aşağıya doğru inişi izleyeceğimizi tahmin ediyorum" diye konuştu.
TÜFE'deki artışın çok düşük kalmasının, şirketlerin, maliyetlerinin artmasına rağmen bunu fiyatlarına yansıtamadıklarının açık ve somut göstergesi olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu şunları söyledi:
"Bu, iç talebin daralmasının da somut bir göstergesi olarak ortaya çıkmaktadır. İç talebin daralması sonucunda bu sıkıntı artarak devam edecektir. İhracata yönelik iş yapan şirketlerimizin önümüzdeki dönemde önlerinin açık olduğunu, fakat iç piyasaya hizmet veren şirketlerimizde, maliyetlerini fiyatlara yansıtamadıkları için bir sıkıntı söz konusu olduğunu göstermektedir."
Hisarcıklıoğlu, son günlerde yaşanan elektrik kesintilerine nasıl bir çözüm üretilebileceği sorusu üzerine TOBB olarak 5 yıldır dünyanın en pahalı enerjisini kullandıklarını ifade ettiklerini hatırlattı. Türkiye'deki enerji fiyatlarının dünyada rekabet edilebilir bir düzeye kavuşması gerektiğini söylediklerini hatırlatan Hisarcıklıoğlu, "Bu, tek kaynaklı bir elektrik üretimine ve doğalgaza aşırı bağımlı olmamızın bir yansıması. Enerjinin üzerindeki ilgisiz eklentinin yüksekliği bu sonucu doğuruyor. Bugün özel sektör kar etmek için vardır. Eğer özel sektör kar edemiyorsa o zaman üretim durur. Bunun doğal sonucudur bu. Siz kar etme imkanını kaldırdığınız anda hiçbir özel sektör zarar etmek adına iş yapmaz. Enerji politikalarındaki yanlışlardan biran önce vazgeçmemiz lazım. Üretimden dağıtıma kadar her noktada liberalleşmeye giderek özel sektörün rekabet imkanını ortaya çıkarmak lazım. Kamunun sadece düzenleyici rolde yer alması gerekiyor" açıklamasında bulundu.
Hisarcıklıoğlu, piyasalarda yaşanan dalgalanmanın iş dünyasına etkilerinin sorulması üzerine ise Merkez Bankası'nın, aldığı son kararlarla kuvvetli olarak kendi varlığını hissettirdiğini söyledi. Bu açıdan olumlu gördüklerini dile getiren Hisarcıklıoğlu, bunun yansımasını gerek döviz, gerek faiz oranlarında gördüklerini ifade etti. Bu kararların devamında muhakkak mikro ekonomik reform paketinin buna bağlı olarak açılıyor olması gerektiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, "Mikro ekonomik reform paketi dediğimiz istihdamın üzerindeki yükler. Hükümet bu konuda çalışıyor ama biran önce bunun açıklanması ve bir vadenin ortaya konması lazım. Elektrik fiyatlarının, Türk sanayiinin ana girdisi bu, muhakkak bizi yurt dışında rekabet edebilir şartlara kavuşturuyor olması lazım. Türk özel sektörünün ve yabancı yatırımcıların ortak şikayeti olan hukuk sisteminin adil ve hızlı çalışıyor olması lazım. Kurumlar vergisinin yüzde 20'ye indirilmesi olumlu karşılanmıştır ama vergi sisteminin yapısının, sistematiğinin kaybolmaması için, yeniden ele alınması lazım" değerlendirmesini yaptı.
Devlet Bakanı Beşir Atalay ise "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Alevi çocukların zorunlu din derslerine katılmamaları yönünde bir karar vermesinin beklendiği" ve "Ayasofya Camii'nin gayrı resmi olarak ibadete açılmaya başlandığı" yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine, bu konular hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmadığını ifade etti. AK Parti Hükümeti döneminde özgürlükler, demokratikleşme, insan hakları ve hürriyetleri konusunda sürekli ileri adımlar atıldığına işaret eden Atalay, AB uyum paketleri ve değişik mevzuatlardaki düzenlemelerle bu alanda olumlu ilerlemeler sağlandığını bildirdi. 9. Uyum Paketi içinde vakıflarla ilgili düzenlemelerin de bulunduğunu kaydeden Atalay, "Hükümetin bu alandaki politikası özgürlükleri genişletilmesi ve hiçbir kesimin kendisini kısıtlanmış hissetmemesi yönündedir" dedi.