HABER

Hisarcıklıoğlu'ndan YÖK tepkisi

İSTANBUL (İHA) - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'de tartışılması gereken bir çok konu bulunduğunu belirterek, "Bugün ekonomi, Kıbrıs ve diğer konuları tartışmak yerine YÖK tartışılmaktadır. Meslek liselerine ilgisizlik, ekonomi ve sanayiimizi olumsuz etkileyecektir" dedi. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Dr. Ömer Bolat ise, "İmam Hatip Liseleri'ni budamak, onları çökertmek amacıyla yapılan bu uygulama, kaliteli ve vasıflı eleman kazanımını engellemiştir" diye konuştu.

TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, MÜSİAD Genel Başkanı Dr. Ömer Bolat'a tebrik ziyaretinde bulundu. Saat 10.00'da MÜSİAD Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen ziyarette MÜSİAD'lı işadamlarıyla da birlikte olan Hisarcıklıoğlu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Hisarcıklıoğlu, "Kamu yönetimindeki zihniyet değişmediğinden, hala eskisi gibi kapalı bir ekonomide, dar bir dünya görüşüyle hareket edilmeye çalışıldığından, önceden yapılanlar da boşa gitti. Reel sektörün önünü açmak bir yana, aksine kapattık. Bunun sonucunda bütün dünya büyürken, biz yerimizde saydık. Koca bir 10 yılı boşuna geçirdik. Bugün yaşadığımız problemlerin temelini oluşturan bankacılık sektörü, kamu maliyeti, sosyal güvenlik kuruluşları ve başta enerji kipleri olmak üzere kamu kurumlarının yanlış yapılandırılmasını ve kötü yönetilmesini önleyici reformların 90'lı yıllarda tamamlanmış olması gerekirdi. Ne yazık ki herkes tarafından gayet iyi bilinen bu sorunlar, popülist politikalar ile görmezlikten gelindi ama sorunlar olduğu gibi durmadı ve katlanarak büyüdü" dedi.

Yolsuzlukları doğuran iktisadi, idari ve siyasi yapının, kesin ve kalıcı bir biçimde değiştirilmesi gerektiğini belirten Rifat Hisarcıklıoğlu, "Devlet, verimsiz çalıştığı ve sorumsuzca yönetildiği müddetçe kamu maliyeti en temel problem kaynağımızdır. Ülkede üretilen milli gelirin yarısını harcayan, beşte biri kadar finansman açığı veren ve mali kesimin toplam büyüklüğü kadar borcu olan bir devlet, elbette ki ekonomik istikrarı bozar. Kısaca Türkiye ekonomisi, devamlı büyüyen kamu kesiminin ağırlığı altında ezilmekte ve istikrarlı bir büyüme sürecine girememektedir" diye konuştu.

Hisarcıklıoğlu, devletin, bazı harcamaları kısmak zorunda olduğunu söyledi. Son 30 yılda uygulanan 11 ekonomik programın da, kamunun mali disiplinden sapması sonucu başarısız olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, "Ancak devlet, tasarruf yapacağım diye altyapı yatırımı, eğitim ve sağlık harcamalarını kısarsa, bunlar tasarruf olmaz. Dolayısıyla ülkemizde yapılması gereken yatırımların önündeki temel engel olan yüksek enflasyonla mücadele sıkı maliye politikalarının samimiyetle uygulanması ve verimlilik artışını sağlayacak yapısal dönüşümlerin sağlanmasıdır" ifadelerini kullandı.

SADECE BAŞLANIP DA BİTİRİLMEYEN PROJELER İÇİN 20 SENE GEREKLİ TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin dünyada iki konuda birinci sırada yer aldığını belirterek, bunlardan birinin istihdamın üzerindeki vergi yükleri, diğerinin ise yolsuzluklar olduğunu söyledi.
Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi:
"Devletin başlayıp da bitiremediği yatırım sayısı 5 bin 500'e ulaşmıştır. Bu yatırımlara bugüne kadar 130 milyar dolar harcanmıştır. Hepsinin bitirilmesi için 40 milyar dolar daha harcamak gerekmektedir. Bütçenin durumunu düşünürsek, hiç yeni proje alınmasa bile sadece bunları tamamlamak için en az 20 seneye ihtiyaç vardır. Son 35 yılda kişi başına milli gelir, 10 kat artarken, sosyal güvenlik primleri dahil, vergi yükü tam 21 kat artmıştır. Yani kamu kesimi, vatandaşların gelirine gittikçe artan bir biçimde ortak olmaktadır. Kamu kesimi, kendisine çeki düzen verdikten sonra bizlerin yapamayacağı fedakarlık yoktur. Çünkü hepimiz biliyoruz ki, devlet varsa biz de varız, yeter ki devlet kasasına sahip olsun. Kalkınmış bir Türkiye'nin yolu, şu 3 konuda atacağımız adımlara bağlıdır. Birincisi mevzuat ve hukuk reformu ile yatırımcıların ayağındaki prangalar çözülmelidir. İkincisi kamu yönetiminde kural hakimiyeti test edilerek kamunun keyfi şekilde ve kendi istediği gibi oyunun kurallarını değiştirmesi engellenmelidir. Üçüncüsü de yapısal reformlar ve özelleştirme ile enerji ve sosyal güvenlik birimi gibi yüksek girdi maliyetleri indirilmeli, kamunun ekonomideki payı azaltılmalıdır."

Ekonomideki son iki haftayı değerlendiren Hisarcıklıoğlu, "Beklentilere ve sinyallere son derece hassas olan ekonomimizde, piyasalarda çalkantılara yol açmamak için ekonomi yönetiminin kumandayı ele alması, çok başlı görüntü vermemesi, kamuoyuna farklı ve birbiriyle çelişen mesajlar vermemesi gerekmektedir. Reel faizlerin yüksekliği, risk priminin çok yüksek olmasının bir sonucudur. Yani yatırımcılar, ekonomiye güven duymamakta, her an her şeyin değişebileceği kuşkusunu yaşamaktadırlar. Bu halde çözümün ilk adımı güvenilir bir ortam yaratmaktır" dedi.

'YÖK YERİNE EKONOMİ VE KIBRIS TARTIŞIMALIYDI' Konuşmasının ardından kendisine yöneltilen soruları cevaplayan Hisarcıklıoğlu, YÖK Yasa Tasarısı'nın kanunlaşmasıyla ilgili olarak, "Bugün ekonomi, Kıbrıs ve diğer konuları tartışmak yerine YÖK tartışılmaktadır. Türk sanayisinin gelişmesi için üniversite-sanayi işbirliği çok önemlidir. Bu konu, özellikle kobiler için gereklidir. Bugün firmalar arge harcamaları için kaynak, zaman ve eleman ayırmakta fakat, kobiler için üniversite-sanayi işbirliğine ihtiyaç duymaktadır" diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, bunu yapacak olan üniversitelerin kendi içine kapandığını belirterek, "Ülkeye yön verecek insanlar yetiştirmek istiyoruz. Yurtdışında en çok öğrencisi olan Türkiye'dir ve bu öğrencilere 500 milyon dolar harcanmaktadır. Bu kadar kıt kaynakları olan bu ülkede, bu paranın yurtdışına harcanmasına gönül el vermiyor. Yeni üniversitelerimizin oluşturulması lazım. Meslek liselerine bakışımız bizim için çok önemli. Gençlerimizin iyi yetiştirilmesi lazım. İstanbul Sanayi Odası'nın yaptığı bir araştırmaya göre, meslek liselerine giden öğrencilerin yüzde 59'u, meslek liselerini tekrar tercih etmeyeceklerini söylüyorlar. Yapılan araştırmada bu öğrencilerden, yüzde 75'i eğitimin yeterli olmadığını söylemiştir. Bu öğrencilerin yüzde 81'i ise üniversiteye girişte haksızlık yapıldığını söylüyor. Meslek liselerine ilgisizlik, ekonomi ve sanayiimizi olumsuz etkileyecektir" şeklinde konuştu.

MÜSİAD Genel Başkanı Dr. Ömer Bolat ise, "Ülkemizde döviz, borsa ve faizlerde bazı oynamalar oldu. Faiz artırımı, YÖK ve içerideki spekülatörler döviz kurunun aşağı yukarı 200 bin lira artmasını sağladılar. Bu noktada ekonomi yönetimi düzeltilmediği taktirde, bu şekilde sert müdahalelere neden olabileceğini biliyorduk. Vatandaşlarımız, spekülatörlerin peşine takılmadılar ve panik yapmadılar, buna da şükür. İş dünyası kurun 1 milyon 300 bin liraya düşmesinden rahatsızlık duyar, ümit ediyoruz ki 1 milyon 550 bin lirada dengesine oturacaktır. Bu arada bir kısım çevreler de ekonomideki sert çıkışı, TBMM'de görüşen YÖK Yasası'na bağladılar, bir gerginlik yaşandı ama sağduyu hakim oldu. Çözümün adresi TBMM'dir. 1998 yılından bu yana yapılan uygulamalarda binlerce gencimiz mağdur edildi. İmam Hatip Liseleri'ni budamak, onları çökertmek amacıyla yapılan bu uygulama, kaliteli ve vasıflı eleman kazanımını engellemiştir" dedi.

En Çok Aranan Haberler