YETER ERDİNE - RAMAZAN KAYA - Ülkesindeki olaylar nedeniyle Türkiye'ye sığındıktan sonra Malatya'daki konteyner kente yerleştirilen Suriyeli hattat Hasan Müslüm, memleketinden uzakta geçirdiği günlere ilişkin hislerini, kaldığı konteynerin duvarlarına yazarak dile getirdi. Hasan Müslüm (60), AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye'deki olaylardan önce Halep'te yaşadığını belirterek, olaylar nedeniyle 29 yıllık eşiyle Gaziantep'in Karkamış ilçesine geldiğini söyledi. Türkiye-Suriye sınırında bir süre tercümanlık yaptığını anlatan Müslüm, daha sonra Türk yetkililer tarafından Malatya'ya gönderildiklerini ve merkeze bağlı Fatih köyündeki konteyner kente yerleştirildiklerini dile getirdi. Müslüm, ülkesinde güzel bir yaşamlarının olduğunu, savaş nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldıklarını anlattı. Çocuğunun olmadığını ifade eden Müslüm, "Allah bize çocuk vermedi. Belki hakkımızda hayırlısı budur. Çok hat tablosu yaptım. Evimde duran tablolarım var. Arkadaşlara hediye ettiklerim var. Meksika, Amerika, Fransa, Tunus, Mısır ve Türkiye'de satılmış ve hediye edilmiş tablolarım var. Benim çocuklarım onlar" diye konuştu. Türkmen olduğunu belirten Müslüm, Türk vatandaşı olmak istediğini söyledi. Hattat Hasan Müslüm, şunları kaydetti: "Biz her zaman Türkiye'ye özlemle bakardık. Babam rahmetli, 'oğlum sen zaten Türksün ama inşallah Türk vatandaşı da olursun. Ölmeyeyim de göreyim o günü' derdi. Babam 55 yaşında öldü. Rahmetli, Türk kimliği alamadı, ben almak istiyorum." Suriyeli sığınmacıları sıcak şekilde karşılayan Türk yetkililere teşekkür eden Müslüm, "Allah razı olsun. Bize yardım ediyorlar" dedi. Konteyner kente ilk geldiğinde 5-10 gün boş oturduğunu ifade eden Müslüm, "Sonra baktım, oturmaktan bir şey çıkmaz. Kalemi aldım, yazmaya başladım. Konteynerimin duvarlarına yazılar yazdım. Sonra insanların içine katıldım. Tercümanlık yapmak için kendi kendimi görevlendirdim. Yetkililerle konuştum, 'bana bir kart verin' dedim. Bana gönüllü tercüman kartı verdiler" diye konuştu. Barış içinde yaşamak istediğini belirten Müslüm, "Bu çocukların suçu yok. Büyükleri Suriye'de ölüyor. Anneler ağlıyor. Açlık, susuzluk, sefillik, elektriksizlik yaşanıyor. Bu insanlar nasıl yaşayacak? Bir insanı bir araziye bırak. Orada su yok, yiyecek yok. O insan 5-10 gün sonra ölür. Biz de neredeyse böyle oluyorduk. Türkiye kucağını, sınırlarını açtı 'buyurun' dedi. Onun için buraya geldik. Burada insanlar beni seviyor. Ben de insanları seviyorum" ifadesini kullandı. - "Bayram gamla, kanla, harple geldin" Konteynerinin duvarına Kur'an-ı Kerim'den ayetleri, Hazreti Muhammed'in sözlerini ve kendi yaşadıklarını anlatan yazılar yazdığını dile getiren Müslüm, "Yani içimdeki nedir; barışta yaşama özlemi. Ramazan Bayramı dolayısıyla hissedip yazdıklarım var. 'Bayram sen nasıl geldin / Sen evveli daha güzel bayramdın / Bakıyorum üzgün üzgün duruyorsun / Senin bu gelmen bugünlerde çok kötü geldi / Bayram gamla, kanla, harple geldin / Ne yapalım bayramım kusura bakma / Ben konteyner kentte yaşıyorum / Bayram kusura bakma, bu dünya gamdır, kederdir / Böyle gelmiş, böyle gider, duyduk atalarımızdan.' Bunları yazdım. Her insan okusun, görsün istedim" diye konuştu. Hat öğrenmeye küçük yaşta başladığını anlatan Müslüm, şunları söyledi: "Babam beni Kur'an-ı Kerim öğrenmem için bir hocaya gönderiyordu. Hocamın hat sanatı çok güzeldi. Kendisine hat sanatını öğrenmek istediğimi söyledim. 3 yıl boyunca bana hat öğretti. Sonra ilkokula gittim. Ortaokula geldiğimde başarılı olamadım. Sürekli sınıfta kalıyordum. 1973'te askere alındım. 4 yıl askerlik yaptım. Bu sırada İsrail'le savaş yaptık. Bu savaşta elimden ve omzumdan yaralandım. 1976'da askerliği bitirdim. Babam, ben askerdeyken ölmüştü. 1977'de Suudi Arabistan'a gittim. Benden küçük 2'si kız 4 kardeşim vardı. Suudi Arabistan'da atölye açtım. Hat tabloları yapıp sattım. Mahalle arasında çocuklara hat dersleri verdim. Kazandığım paraları kardeşlerime gönderdim. 10 yıl sonra ülkeme döndüm. Sonra ortaokulu bitirmek için gece okuluna yazıldım." Müslüm, 1987'de ortaokulu bitirme sınavına girdiğini ancak başarılı olamadığını belirterek, "Azmettim. Her yıl ortaokul bitirme sınavlarına giriyordum. Sonunda 2009'da girdiğim sınavda başarılı olarak ortaokulu bitirdim" dedi. Bu defa liseyi bitirme sınavlarına girmeye başladığını ifade eden Müslüm, onda da bir türlü başarılı olamadığını anlattı. Halep Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Hat Bölümü'nde 2008-2010 yıllarında saat ücreti karşılığında hat dersi verdiğini belirten Müslüm, "Aynı zamanda atölyemde özel ders de veriyordum. Dünya çapında yarışmalar oluyordu. Öğrencilerim yarışmaya katılıyorlardı. Ben birinciliği alamadım. Öğrencilerim her zaman birinci oluyorlardı. Demek ki iyi öğretmiştim. Onlara 'size dersleri aktarıyorum, siz bu sanatı devam ettirin. Ben artık ihtiyarım, ellerim titriyor, gözler az görüyor' diyordum" diye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2006 yılında Halep'e geldiğini hatırlatan Müslüm, "Biz orada bir sergi açmıştık. Suriyeli ve Türk hattatların eserlerinden oluşan ortak bir sergiydi. Benim de orada 20'ye yakın tablom vardı. Başbakan Erdoğan'la orada konuştuk. Kendisine bir tablomu hediye ettim. O sergide çekilmiş fotoğraflarım hala duruyor" dedi. Müslüm, Beşşar Esed'e seslenerek, "İnsan gibi insan olsun. Kan dökmeyi bitirsin. Bu insanları perişan etti. Ülkeyi yıktı, harap etti" ifadesini kullandı. Hasan Müslüm, Suriye'deki ve dünyadaki savaşların durmasını istediğini sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz