1990'lı yıllarda yüzlerce cinayete imza atan terör örgütü 'Hizbullah', kuruluş hazırlıkları Diyarbakır'da yürütülen iki ayrı parti çalışmasıyla yeniden gündemde.
İlk oluşumun liderliğini, mahkeme kararıyla kapatılan Mustazaf-Der'in Başkanı, Hizbullah davalarının avukatı Hüseyin Yılmaz yapıyor.
Kendilerini 'Azadi İnsiyatifi' olarak tanımlayan ikinci grubun başında ise bir başka Hizbullah Avukatı Sıdkı Zilan var. Her iki grubun da ortak söylemi, 'Kürdi - İslami çizgideyiz' sloganı.
Akşam gazetesinden Helin Alp'in haberi...
**Mustazaflar Hareketi Başkanı Hüseyin Yılmaz:**
— Mustazaf- Der'in kapatılması bizim partileşme sürecimizi hızlandırmıştır. Programımızı ve tüzüğümüzü şekillendirmeye çalışıyoruz.
- Hareketimizin ana gövdesini Kürtler teşkil ediyor olsa da kendimizi etnik alanla sınırlamıyoruz. İslami referans alarak siyaset yapacak, buna göre toplumsal sorunlara çözüm üretecek bir siyasi yapıya ihtiyaç var. Bu ülkede yaşayan Türklerin de, Kürtlerin de, Arapların da, Lazların da dini İslam'dır. Halkın yüzde 98'i Müslüman'dır. 'İslam' üst kimlik olarak toplumu bir arada tutan ortak payda olabilir.
- Türklerin sahip olduğu tüm haklar, Kürtlere ve diğer kavimlere de verilmeli. Kürtçe ikinci resmi dil olmalı. Anayasada ve yasalarda Türkçülüğe vurgu yapan maddeler değiştirilmeli. Laiklik kaldırılmalı.
- AK Parti'nin İslami kimliği yok. Milliyetç -muhafazakar bir partidir. BDP'de Kürtlerin haklarından ziyade PKK ve Öcalan'ın meşruluğunu sağlamaya çalışıyor.
- Hareketimiz içinde geçmişte Hizbullah'tan yargılanmış insanlar da var, PKK'dan yargılanmış insanlar da. Bu insanlar legal alanda çalışmak istiyorsa bizimle çalışabilir. Ne Hizbullah'ı ne PKK'yı düşman olarak görmüyoruz.
**"AK PARTİ VE BDP'NİN OYLARINA TALİBİZ"**
**Azadi İnsiyatifi Üyesi Avukat Sıdkı Zilan:**
Mustazaflar Hareketi'nin parti kurma çalışmasıyla bizim Azadi İnisiyatifi çalışması arasında bir ilişki yoktur. Ancak biz de onlar da Kürdi ve İslami noktada aynı veya benzer tabana hitap ediyoruz. BDP ile de aynı tabana hitap ediyoruz. Kurulması muhtemel bir partinin AKP veya BDP'nin oylarına talip olması kadar tabii bir durum olamaz. BDP'nin özerkliği PKK tarafından ihlal ediliyor.
**SİYASET KANALLARI AÇIK TUTULMALI**
**AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu:**
Anayasal koşulların yerine getirdiği durumda her isteyen istediği partiyi kurabilir. Yeni kurulacak bu partiler ancak kendi tabanın oyunu alır, siyasal taban bulacaklarını düşünmüyorum. Bu partilerin AK Parti tabanından oy alması da gerçekçi değil. AK Parti, devleti yönetiyor. Ülkenin yüzde 50'sinin oyunu almış bir parti, Türkiye'deki tüm kesimlerin hassasiyetlerini korumak zorunda. İslami camia kendini AK Parti içinde temsil ediyor. Radikal İslam kendini temsil edemiyor olabilir. Hizbullah'ın silahlı eylemden legal alana geçmek için uzun bir süredir çabası var. Derneklerini, partilerini kapatırsanız yeninden silahlı eylemlere başvurması muhtemeldir. Siyaset kanallarının açık tutulması gerekiyor.
**BDP YAKINDAN İZLİYOR**
**BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan:**
Kürt halkı içerisinde de İslamcı, sosyalist, liberal, Sünni, Alevi var. Bütün siyasal oluşumlar Kürt halkının kimlik talebinde ortak hareket etmelidir. Gerektiğinde ittifak yapılmalıdır. AKP, Türk İslamcı ve milliyetçi bir anlayışa sahip. BDP ise kendini sol, sosyalist bir parti olarak tanımlıyor. BDP son seçimlere emek, demokrasi ve özgürlük bloku altında girdi ve tüm Kürt partileri ve kişilere kapısını açtı. Bu blokun genişlemesi halinde İslami düşüncedeki Kürtler de kendi kimlikleri ile temsil edilebilir. BDP ve Kürt siyasal hareketi bu genişlemeyi sürdüremezse İslamcılar açısından bir temsil sorunu çıkabilir. Yeni kurulacak partiler ancak böyle bir zeminde var olabilir. Bu partiler kurulursa tabii ki bir tabanları var ama bunun ne kadar genişleyebileceğini zamana bırakmak lazım. BDP olarak yakinen takip ediyoruz.