Para biriktirmek, çağımızın en büyük problemlerinden biri olmuş durumda. Pazarlama stratejilerinin ve “yapay” indirimlerin dört bir yanımızı sardığı şu günlerde, gereksiz harcamalardan kaçınmak hiç olmadığı kadar zor. Dolayısıyla birçok insan, para biriktirmenin çeşitli yollarını araştırıyor. Sizler için derlediğimiz bu yöntemler sayesinde siz de kolaylıkla para biriktirebilir, gereksiz harcamalardan kaçınabilirsiniz. Merak ediyorsanız başlayalım! İşte hızlı bir şekilde para biriktirme yolları…
Günümüzde birçok marka satışlarını arttırabilmek için farklı stratejiler uygular. Örneğin pahalı ürünleri göz hizamıza koyar, kabinleri mağazaların en uzak köşelerine konumlandırır ya da sahte indirimler yaratarak dikkat çekmeye çalışır… Bu gibi durumlarda bilinçsiz tüketicilerin mağazada çalan güzel müziklere ya da indirim vaatlerine kanması kaçınılmaz olur. Peki böyle bir durumda yapmanız gereken şeyler neler? Öncelikle satın almak istediğiniz ürünün bir pantolon olduğunu ve fiyatının 100 TL olduğunu varsayalım. Şimdi gözünüzde bir elinde istediğiniz pantolonu diğer elindeyse pantolonun fiyatı olan 100 TL’yi tutan bir kişi canlandırın. İkisinden birini seçme şansınız olsaydı parayı mı pantolonu mu seçeceğinizi düşünün. Eğer cevap paraysa yapmanız gerekenler çok açık, o pantolonu yerine bırakma vakti! Böylelikle para biriktirmek için ilk adımı atmış oldunuz.
Para biriktirmek için dikkate almanız gereken bir diğer tüyoyla devam edelim. İnsanlar sahip oldukları eşyalara daha fazla değer yükler. Bu nedenle ikinci el eşyaların kimi zaman gereğinden çok daha yüksek fiyatlara satıldığını görebilirsiniz. Eğer beğendiğiniz bir ürünü tutarsanız bu durumda beyniniz o ürünün zaten size ait olduğunu kabul eder. Dolayısıyla fahiş fiyatlar, sizin için anlamını yitirir ve o ürünü satın almaya odaklanırsınız. Örneğin para biriktirmeye çalışıyorsanız ve yeni bir telefona ihtiyacınız yoksa elektronik mağazalara gidip yeni telefonları test etmeniz, sadece sizin bütçenizi tehlikeye atar! Bu tip durumlardan kaçınmak için ihtiyaçlarınızı belirleyebilir, bir satış danışmanından yardım isteyebilirsiniz. Böylelikle ihtiyacınız olmayan ürünlere yönelme riskinizi azaltabilirsiniz. Tabii beğendiğiniz ürünlere dokunmamak kadar online alışveriş yapmamak da önemli!
Birçok insan, bir mağazaya girdiğinde ilk olarak sağ tarafa yönelir. Markalar ise bu durumu kendi yararlarına çevirerek mağazalarına bu stratejiye göre organize eder. Dolayısıyla mağazalar, en pahalı ve en gereksiz ürünlerini sağ taraflara yerleştirir. Bu stratejilerin bütçenizi etkilemesini istemiyorsanız bir alışveriş listesi oluşturabilir, bu listenin dışına çıkmamaya özen gösterebilirsiniz. Ayrıca alışveriş sırasında en alttaki ve en üstteki raflara dikkat etmeyi de unutmamalısınız çünkü markalar, pahalı ürünlerini sizin göz hizanıza yerleştirirken en ucuzlarınıysa en alt ve en üst raflara yerleştirir. Ek olarak büyük bir alışveriş yapmayacaksanız alışveriş arabası almaktan kaçınmalısınız. Bunun yerine bir sepet kullanabilirsiniz.
Sakız çiğnediğinizde kan dolaşımınız hızlanır ve bu durum beyninizi etkilemeye başlar. Dolayısıyla sakız çiğnerken alışveriş yaptığınızda daha yavaş hareket eder, daha derin düşüncelere dalar ve kalabalığın içerisinde daha uzun süre vakit geçirmek istersiniz. Alışveriş esnasında bu tür zaman kayıpları yaşamamak için sakız çiğnemeyi bırakmalısınız. Yapılan araştırmalar sakız çiğnerken dalınan bu derin düşüncelerin, günün sonunda fark etmeden yapılan alışverişleri arttırdığını kanıtlıyor. Eğer bu tür durumlardan korunmak istiyorsanız alışveriş listenize sadık kalabilir, mağazada geçireceğiniz süreyi sınırlandırabilir ve sakız çiğnemeyerek alışverişinize odaklanabilirsiniz.
Mağazalara ya da marketlere girdiğimizde etrafta gezinir ve indirimdeki ürünleri inceleriz. Bu tür durumlarda beynimiz, o ürüne ihtiyacımız olmasa bile ileride daha fazla para ödememek için şimdi satın almayı uygun görür. Aslında pazarlama stratejilerinin odağında yatan dürtü de budur. Bu tip gereksiz harcamalardan kaçınmak için bir ürün indirimdeyse ancak ihtiyaç listenizde bulunmuyorsa onu almamalı, “İleride ihtiyacım olursa daha fazla para ödemek zorunda kalacağım…” gibi düşüncelerden sıyrılmalı ve ihtiyacınız olanları alarak kasaya yönelmelisiniz.
Eğer bir satış danışmanı bugün büyük bir indirim yapılacağını, böyle bir indirimin ancak yılda bir kere olacağını ya da çok büyük bir fırsat yakaladığınızı söylüyorsa kendinizi oldukça şanslı hissedebilirsiniz. Tabii hissettiğiniz bu “şans” duygusuyla birlikte gereksiz harcamalar yapmanız da kaçınılmaz hale gelecek! Bu tür durumlardan kaçınmak istiyorsanız kendinizi anın heyecanına bırakmamalı, mağazadan çıkmalı ve bir süre için düşünmelisiniz. Hatta evinize gidebilir, gerçekten ihtiyacınız olan eşyaları belirleyebilirsiniz. Eğer evinizde satın almayı düşündüğünüz eşyalara benzer şeyler varsa elbette bu tür alışverişlerden kaçınmalısınız. Ek olarak satın almayı düşündüğünüz eşyalar için kaç saat çalışmanız gerektiğini hesaplamanız da sizi gereksiz harcamalardan koruyacaktır.
Eğer alışveriş sizin için boş zamanlarda vakit öldürmek amacıyla yapılabilecek bir aktivite halini aldıysa gereksiz harcamalar yapmanız da kaçınılmaz olacaktır. Birçok insan, alışveriş yaptıktan sonra 20 dakika boyunca kendini mutlu hissetse de sonrasında harcadığı paradan dolayı endişe duymaya başlar. Bu gibi durumlardan kaçınmak için ihtiyacınız olmadığı mağazalara gitmeyebilir, kendinize bir harcama sınırı koyabilir ve alışverişe ayırdığınız süreyi kısıtlayabilirsiniz.
Diyelim ki kendinize, belli bir süre için 100 TL’lik bir harcama sınırı koydunuz. Bu sürenin sonunda cüzdanınızı ya da banka hesabınızı kontrol ettiğinizde 40 TL’sini harcamadığınızı fark ettiniz. Böyle bir durumda o 40 TL’yi cüzdanınızda bırakmak oldukça büyük bir risk! Bu tür durumlarda tasarruf ettiğiniz parayı “Zaten hiç hesapta yokken fazladan param oldu…” düşüncesiyle harcarsanız ne yazık ki hayatınız boyunca birikim yapamazsınız. Bilinçli bir şekilde birikim yapmak istiyorsanız bir banka hesabı açabilir ya da bir kumbara kullanarak arttırdığınız paraları buraya atabilirsiniz. Tabii istikrarlı bir birikim için bu kumbaraya ya da banka hesabına her başınız sıkıştığında başvurmamanız da oldukça önemli!
Birçoğumuzun satın almayı düşündüğü birçok eşya ve farklı farklı birikim hedefleri var. Ancak kendinize tek bir hedef belirlemezseniz bu durumda motivasyon kaybı yaşayabilir, birçok hedef arasında sıkışmış hissedebilirsiniz. Bu durumdan kaçınmak için kendinize tek bir hedef belirleyin. Bu hedefin çok büyük bir hedef olması şart değil, yalnızca bir hedef olması yeterli! Bu hedefinize ulaşana kadar durmayın ve kendinizi motive edin. Bir hedefinizi gerçekleştirdikten sonra sırasıyla diğer hedeflerinize yönelebilirsiniz.
Bir şeyi satın almayı arzuladığınızda bundan vazgeçmek düşündüğünüzden çok daha zor olabilir. Bu gibi durumlarda bütçenizin dışına çıkmamak için hedeflerinizi düşünün ve kendinizi motive edin. “Bu tür gereksiz harcamalar yaparsam hedeflerime ulaşmam çok uzun bir zaman alacak…” düşüncesini benimsemeye çalışın. Hedeflerinizi yazıya dökerek hayal kurun. Yapılan araştırmalar hedeflerimizi yalnızca düşünmek yerine yazıya döktüğümüzde onları gerçekleştirmek konusunda daha başarılı olduğumuzu gösteriyor.
Birikim yapmak için bazı harcamalarınızdan kısmanızın şart olduğunu söylemiştik. Ancak bu kısıtlamaların dozunu ayarlayamazsanız kısa süre içinde sıkılır, bunalır ve gereksiz para harcamaya geri dönersiniz. Bu tip durumlardan kaçınmak için kendinize koyduğunuz sınırların gerçekçi olmasına özen gösterin. Kendinizi strese sokacak kadar kısıtlamayın ve hayattan keyif almayı unutmayın. Birikim yapmanın sizin için bir eziyete dönüşmesine izin vermeyin ve neden birikim yapmaya çalıştığınızı, hedeflerinizi kendinize tekrar tekrar hatırlatın. Gereksiz harcamalardan kaçınmak için bir bütçe planı oluşturabilir, birikim yapmayı kendiniz için eğlenceli bir hale getirebilirsiniz.
Birçok insan, para biriktirmek için kumbara kullanır. Her gün tasarruf ettiğiniz tutarları bu kumbaraya atmak, zaman içerisinde ne kadar para biriktirdiğiniz görmenizi engeller. Hatta bu tutarı kontrol edemediğiniz için hedeflerinizi belirlemekte zorlanır, birikiminizin kontrolünü kaybedebilirsiniz. Üstelik kumbaradaki paranın sizin için soyutlaşması ve hiçbir anlam ifade etmemeye başlaması da cabası! Bu tip durumlardan kaçınmak için banka hesabı kullanabilir ya da her ay kumbaranızı açarak sayabilirsiniz. Eğer belirlediğiniz hedefin üzerinde bir birikim yaptıysanız minik bir hediyeyle kendinizi şımartabilir, motivasyonunuzu yükseltebilirsiniz.
İlk olarak alışverişinize minik bir ara verin ve kendinize sorun “Bu eşyaya gerçekten ihtiyacım var mı ve bunu gerçekten kullanacak mıyım?”. Eğer bu soruya evet cevabını verdiyseniz sıradaki sorumuzla devam edelim: “Bu eşyayı karşılamak için yeterli param var mı ve bu eşyayı satın almak için doğru bir zaman mı?”. Bu soruya da evet cevabını veriyorsanız sıradaki sorumuz gelsin: “Bu eşyayı satın aldığımda nasıl hissedeceğim? Bana kendimi kötü hissettirecek mi?”. Eğer tüm bu soruların cevabı evetse o eşyayı satın almanızda hiçbir problem yok. Ancak olumsuz bir cevap durumunda kendinizi kontrol etmeli ve gereksiz harcamalardan kaçınmanız gerektiğini hatırlamalısınız.