HABER

"Hızlı tren seferleri şubat sonunda başlayacak"

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Şubat ayı sonunda hızlı tren seferlerinin başlayacağını bildirerek, bilet fiyatlarının da işletme maliyetine göre belirleneceğini söyledi.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, 2008 yılı değerlendirmesi toplantısında basının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Hızlı trenin seferlere başlama tarihinin geçtiğini ifade eden Yıldırım, Avrupa'da projeyi sekiz yıldan önce bitiren ülkenin olmadığını söyledi. Projeye 2003'te başladıklarını, 2008'de bitirme noktasına geldiklerini anlatan Yıldırım, "Bir gecikmemiz var ama bu işin zorluğundan ve işe gösterilen titizlikten kaynaklanıyor. Bütün testler tamamlandı. Sertifikasyon testleri de bitirildi. Küçük sorunumuz var. Bunlar çözülmeye çalışılıyor. Ankara girişinde hemzemin geçitler var. Bunlarla ilgili emniyet tedbirlerinin yetişmedi. Emniyet tedbirlerini alacaklar ve hızlı tren yolculu test sürüşlerini yapacağız. En geç Şubat ayı sonu itibariyle seferlere başlayacağız" diye konuştu.

Hızlı trende bağımsız bir işletme çalışma esasının benimsendiğini ifade eden Yıldırım, ayrıca trenin devlet desteği gerektirmeden çalışmasının öngörüldüğünü dile getirdi. Trenin "kendi kendine dönebilen" bir anlayış çerçevesinde çalışacağını, fiyatların da işletme maliyetlerinin dikkate alınarak belirleneceğini vurgulayan Yıldırım, öğrencilere de iyilik yapılmasının kendisinin de talep ettiğini kaydetti.

YATIRIMLARDA İZMİT KÖRFEZ VE İZMİR OTOYOL PROJESİ ÖLÇÜ OLACAK

Türkiye'de alternatif finans kaynaklarını en çok kullanan bakanlığın Ulaştırma olduğuna işaret eden Yıldırım, bunu 2009 yılı içerisinde de uygulamaya devam edeceklerini kaydetti. Yıldırım, İzmit Körfez ve İzmir Otoyol Projesi'ne 9 Nisan'da teklifleri alacaklarını vurguladı. Bunun çok önemli bir ölçü olacağına işaret eden Yıldırım, "Eğer burada sonuç alırsak ondan sonra üçüncü köprü ve diğer otoyol projeleri takip edecek. Doğrusu Körfez Geçişi ve İzmir Otoyolu krizle ilgili önemli bir gösterge olacak. Yap-İşlet-Devret projelerinde üçüncü köprü de bu kapsamda. Her şey hazır. Değerlendireceğiz" dedi.

Maliye Bakanlığı'nın Ulaştırma Bakanlığı'na "zorda olsa" her türlü konuda destek olduğunu ifade eden Yıldırım, veri iletişiminde 2009 yılında verginin indirildiğini, karayollarının da borçsuz olarak 2009'a geçtiğini belirtti.

"DİNLEMENİN PARANOYAYA DÖNÜŞMESİ KABUL EDİLEMEZ"

Bir gazetecinin CHP'de böcek bulunmasına ilişkin sorusu üzerine Yıldırım, şöyle dedi: "Hiç kimse yargı kararı olmadan dinleme yapamaz. Milli İstihbarat Teşkilatı, Emniyet ve Jandarma Teşkilatı dinlemeye yetkili. Bunların dışında yasal yetkili hiçbir kuruluş yoktur.

Kurumlar gereken titizliği göstermek zorundadır. Teknoloji ile başa çıkmak kolay değil. Dinleme yapacak o kadar çok cihaz var ki… Önemli olan bu yasal mı ahlaki mi? Sürekli dinleniyoruz, gece dinleniyoruz, gündüz dinleniyoruz diye şuurumuzun bozulması, paranoya dönüşülmesi kabul edilebilir bir şey değil. Bunu da bu toplum hak etmiyor. Bunlara fırsat vermememiz lazım."

CHP'YE ELEŞTİRİ

Muhalefet Partisi olan CHP'nin dinleme olayını gündeme taşımasını eleştiren Yıldırım, bunun tespitinin yasal yollar olduğunu, bunun için polisin çağrılması gerektiğini kaydetti. "Polise güvenmiyorum diyip işin içinden çıkmak siyasi sorumluluğa sığmaz" diyen Yıldırım, polise herkesin ihtiyacı olduğunu söyledi. Yıldırım, polis, asker ve jandarmanın toplumsal barışı sağlayan kurumlar olduğunu, bunun yıpratılmaması gerektiğini belirtti.

"YA CEP TELEFONLARINDAN VAZGEÇECEĞİZ YA DA BAZ İSTASYONLARI İLE YAŞAYACAĞIZ"

Baz istasyonları ile ilgili yargının kararları olduğunu anımsatan Yıldırım, şöyle devam etti: "Her nimetin bir külfeti vardır. Baz istasyonlarının sağlığa zararlı olduğuna dair ispatlanmış bir konu mevcut değil. O kararı bilemiyorum. Bu kararlar zaman zaman çıkıyor.Bir gerçeği de bilmemiz gerekiyor. Haberleşmenin kesintisiz sağlanması için bu baz istasyonları şart. Bunlar olmazsa haberleşme olmaz. Ya cep telefonundan vazgeçeceğiz ya da baz istasyonları ile yaşamaya alışacağız. Taktiri, kararı vatandaşlar verecek. Vatandaş kaldırın derse biz hepsini kaldırırız. Ondan sonra da haberleşme hangi hale gelir onu bilemem. Sonuçlarına razı olması lazım. Oylama yaparız, hepsini keser, atar kaldırırız. Ne arayan olur, ne aranan olur. Baz istasyonlarının şehir dışına taşınması teknik olarak mümkün değil. İletişim olmaya devam edecek. Olumsuz etkileri varsa onları da gözardı edemeyiz."

"E-İMZA VEREN KURULUŞLAR FİYAT POLİTİKALARINI GÖZDEN GEÇİRSİN"
E-imza maliyetinin anımsatılması üzerine, Yıldırım, mobil imzaya kayış olduğunu ifade ederek, "Buna karşın e-imza veren kuruluşların varlıklarını sürdürebilmesi için fiyat tarifelerde ısrar etmeleri kendi sonunu hazırlamak anlamına gelir. Fiyat politikalarını bir kez daha gözden geçirmelerinin faydalı olacağını düşünüyorum" dedi.

"İLETİŞİM SUÇLARINDA TECRÜBEMİZ YOK"

Youtube sitesinde uygulanan yasağın hatırlatılması üzerine Yıldırım, yasakları getirenin kendileri olmadığını belirterek, bunun yargı kararı olduğunu söyledi. İlgili kurumun bazı getirilen kurallara uymakta isteksiz davranmasından kaynaklandığını ifade eden Yıldırım, "Bizim bir eksikliğimiz şu olabilir. Bizim bilişim ile ilgili suçlarda yeterli tecrübe ve birikimimiz yok. Yasak olabilecek içerik kaldırılması gerekirken, bazen site toptan da kapatılabiliyor. Bu yargıda bilişimle ilgili suçlara nasıl bakılacağı yönünde tecrübe birikiminin artmasıyla aşabileceğimiz bir konudur. Bu konuda Internet Kurulu bir çalışma içerisinde" dedi.(ANKA)

En Çok Aranan Haberler