Klavyenizin sol(<-) ve sağ(->) tuşlarını kullanarak galerimizi gezebilirsiniz
Hollanda'daki temaslarını sürdüren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, biyolojik ailesinden alınarak Hollandalı lezbiyen bir çifte verilen dokuz yaşındaki Yunus'un son durumuyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Lahey'deki Başbakanlık Resmi Konutu'ndaki ikili görüşmelerinin ardından Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile ortak basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, Hollanda-Türkiye arasında krize neden olan koruyucu aile konusunun iki ülke bakanlıkları arasında yapılacak anlaşmalarla çözülebileceğini dile getirdi. Ancak Hollanda Başbakanı, bu konunun bakanlıklar arasında konuşulmasına karşı olduğunu açıkladı.
"MÜSLÜMAN AİLEYE VERİLMELİ"
Lahey'deki basın toplantısında bu konuya değinen Başbakan Erdoğan, “Koruyucu aile sisteminde o ailelerin veya o çocukların kendi kültürlerine, kendi değerlerine uygun ailelere verilmesi, bir Müslüman ise Müslüman aileye verilmesi en uygun olanıdır. Bunun tercih edilmesi lazım.
Bu konularda STK'ların devreye girmek suretiyle bunları sahiplenmeleri de onların sorumluluğudur. Yani bunu Hollanda hükümetine de bırakmamalı, yargısına bırakmamalıdır. Kendileri bu konuda devreye girmek suretiyle burada rol üstlenirlerse o zaman zaten Yunus vakaları olmayacaktır diye düşünüyorum” dedi.
[**<span style="font-size:15.0pt;font-family:"Calibri","sans-serif";
color:red"> Fenerbahçelilere büyük indirim! Tıklayın!
Başbakan Erdoğan, bir konunun açıklığa kavuşturulmasında fayda olduğunu dile getirerek, “Bu benim ülkemde de yanlış anlaşılmalara neden olabilir. Yani bu cinsel tercih dediğimiz konu önem arz ediyor. Çünkü bir çocuğu teslim ettiğimiz aile genel ahlak kuralları açısından, halkının çoğu Müslüman olan veya İslam kültürü içerisindeki bir yaklaşım olarak söylüyorum; eşcinsel bir aileye bir çocuğun teslim edilmesi bir defa o toplumun kendi genel ahlak kurallarına terstir. Kendi inanç değerlerine terstir” diye konuştu.
Emaneti “emin ellere, sağlam ellere” teslim etmek durumunda olduklarına dikkati çeken Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“6 aylık bir çocuk böyle bir tercih yapamayacağına göre 'bu konuda tercih eden makam yargıdır' diye bakarsak bu ciddi bir yanlışa sevk edebilir. Bu konuda da yine devletler arasında bir çok anlaşmalar yapıldığı gibi bakanlıklar arasında da bu tür anlaşmalar yapılabilir.
Bizde bugüne kadar yoktu ama ben son hükümetimde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını kurdum. Bunu kurmamın sebebi de aile kurumu çok kutsal bir kurumdur. Bu yapının çok güçlü tutulması lazımdır. Bu güçlü yapının kurulabilmesi için de bu yapıyla ilgili bakanlık ve karşıt bakanlık adalet bakanlığı ise bakanlıklarımız kendi aralarında görüşmek suretiyle, STK'larla işbirliği yapmak suretiyle bir adım atılırsa ne bu Hollanda'da sıkıntı meydana getiri ne de Türkiye'de sıkıntı getirir. Çünkü bizim aramızdaki güçlü münasebetleri bu tür kararlar veya uygulamalar zayıflatmamalıdır diye düşünüyorum.”
Erdoğan, Yunus A'nın öz ailesine iadesi konusunda Rutte'den söz alıp almadığına dair soruyu, “O tabii şu anda yargının tasarrufu altında. Şu anda yargının gündeminde. Temenni ediyoruz ki daha önce iki çocuğunu aileye nasıl verdiyse burada da bununla ilgili prosedür var. Örneğin dil gibi. Bu prosedür noktasında aile önce iki çocuk, biliyorsunuz 3 çocuktu bunlar, ikisi verildi. Böylece üçüncü çocuğun verilmesi gündeme gelebilir. Büyükelçim bu konuyu zaten yakından takip ediyor. Bizler aynı şekilde takip ediyoruz. Temenni ederiz ki kısa zamanda o da bir neticeye ulaşır” sözleriyle yanıtladı.
Başbakan Erdoğan'la son günlerde medyada yer alan koruyucu ailelerin yanlarına yerleştirilen Türk çocukların durumunu da konuştuklarını dile getiren Rutte ise çocukların en iyi bakımı hak ettiklerini söyledi.
Her zaman çocuğun refahını göz önünde tuttuklarına değinen Rutte, "Çocukların en iyi bakımı hak ettikleri kuşkusuz. Bu işin çıkış noktası da şu: Çocuk için en iyi çözüm nedir? Ebeveynlerin de çıkarı düşünülmeli fakat çocuğun çıkarı esas alınmalı. Koruyucu ailelere verilen çocuklar hakkındaki kararlar itinayla alınıyor. Çocuğun refahı göz önünde bulundurularak incelemeler yapılıyor" dedi.
Ailelerinden alınan çocuklar konusunun Hollanda'nın sorumluluğunda olduğunu, bunun bakanlıklar düzeyinde görüşülmesine karşı olduğunu kaydeden Rutte, Müslüman koruyucu ailelerin sayısının çoğalmasını arzuladıklarını ifade etti.
"Hollanda Gençlik Koruma Bürosu, çocukların kültürel özelliklerine göre koruyucu aileler bulmaya çalışıyor" diyen Rutte, şöyle konuştu:
"Bakanlık düzeyinde bunun konuşulmasına karşıyım çünkü Hollanda'nın meselesi bu. Fakat birbirimize yaptıklarımızı çok iyi açıklamak gerektiğini düşünüyorum. Hollanda'da koruyucu aile düzenin nasıl çalıştığını anlatmaya çalıştım. Çocukların dini kökenlerinin de göz önünde bulundurmak istiyoruz fakat bazı dini gruplarda yeterince koruyucu aile olmadığından dolayı çocukların bu ailelere verilmesini sağlayamıyoruz. Eğer başka kökene sahip koruyucu aileler mesela Müslüman koruyucu aileler olursa bu sorun kendiliğinden çözülür."
Başbakan Rutte, dört aylıkken koruyucu ailenin yanına yerleştirilen 9 yaşındaki Türk çocuğu Y.A'nın ailesine iade edilip edilmeyeceği yönündeki soruyu cevaplandırırken, "Hakim bütün değerlendirmeleri yaparak, dosyayı inceleyerek çocuğun şimdiki koruyucu ailede kalmasını daha uygun buldu. Durum bu" ifadelerini kullandı.