Krystina Nellis
Gazeteci
Hollywood bu yıl dişi kahramanlı üç aksiyon filmi sunuyor.
Dişi kahramanlar geçici bir rüzgarın getirdiği karakterler mi yoksa artık hep bizimle mi kalacaklar?
2012'de vizyona giren ya da girecek olan ve ana karakterlerin dişi olduğu üç aksiyon filmi var: Açlık Oyunları, Pamuk Prenses ve Avcı ile Cesur. Bu filmlerin dişi karakterleri Batman, Örümcek Adam ya da Siyah Giyen Adamlar ile yan yana duruyorlar.
Bu filmlerden Açlık Oyunları Türkiye'de de ilk ona girerken, Cesur'un Prenses Merida'sı şansını eylül aynından itibaren denemeye başlayacak.
Cesur, orijinal adıyla "Brave" İngiltere'de vizyona bugün giriyor.
Üç filmdeki kahramanların dişi olmasına şaşılacak ne var diye düşünülebilir ama bunun neden dikkat çekici olduğu son 12 yıldaki duruma bakıldığında daha ortaya çıkıyor.
Bu yıllar içinde gösterilen bütün filmler arasında ana kahramanı dişi olan sadece iki film en çok izlenen 10 film arasına girebilmiş: Benim Büyük, Şişman, Yunan Düğünüm ve Mamma Mia.
Bazı aksiyon filmlerinde ise, Angelina Jolie örneğinde olduğu gibi, kadın karakterler, projektörlerin ışıklarını erkek karakterlerle paylaşmak zorunda kaldı.
Hollywood'un 2012 mahsülü üç aksiyon dişi kahraman arasında Brave'in (Cesur) ana karakteri öne çıkıyor; çünkü Pixar Yapımcılık, dişi aksiyon kahramalı ilk filmini sunuyor.
Brave, 2001 Japonya yapımı Ruhların Kaçışı filminden esinlenen, çocukları kitle olarak seçen, odağına hayali dünyalarda yaşayan genç kızları yerleştiren bir film.
"Bu bir eğilimin habercisiyse" diyor Empire dergisinden Dan Jolin "Bu, uzun süren ve yavaş gelişen bir nitelik taşıyor."
Sigourney Weaver'ın bilim-kurgu Alien filminin baş karakteri olarak seçilmesinin üzerinden 33 yıl geçtiğini söyleyen Jolin şöyle devam ediyor:
"Weaver, bu filmde bir mağduru ya da çığlık atan bir kraliçeyi değil, fiziksel ve zihinsel olarak yetkin olan bir kişiyi canlandırıyor."
Jolin bu ek olarak, Weaver'ın canlandırdığı Ellen Ripley karakterinin "savaşçı olmadığını, sadece kadın olan bir yetkin insan olduğunu" anlatıyor.
Ripley'in bir canavarı alt edişinin üzerinden on yıllar geçti. Peki ama akıllı ve çetin ceviz kadın kahramanların geri dönüşü neden bu kadar zaman aldı?
Jolin buna gülerek yanıt veriyor: "Aşama, aşama, kontrol elimizden çıktıkça bazı şeyler daha iyi olacak."
Terminator filmlerinin efsanevi karakteri Sarah Connor, aksiyona giriyor ve bunu güdülerin en dişili olan annelik duygusuyla yapıyordu.
Bir dönüşümün işareti olarak Açlık oyunları'nın Katniss Everdeen'i bu koruyucu hisleri kız kardeşi için besliyor; Everdeen televizyonlardan yayınlanan bir ölüm dövüşünde kardeşinin yerine geçiyor.
Ama öte yandan kardeşine bir ebevyn olmak da istemiyor; girdiği romantik ilişki de adet yerini bulsun niteliğinde.
Protekheus filminin Noomi Repace'in bize yansıttığı en rahatsız edici hareketi canavarın göğsünü deştiği sahne olarak beliriyor.
Göğsünü deştiği canavarın, doğa üstü bir gebeliğin sonucu olarak dünyaya getirdiği çocuk olduğu düşünüldüğünde, kakakterin en temel dişil içgüdüden uzaklaştığı anlaşılıyor.
Oyuncu bunun yarattığı fırsatı değerlendirmek istercesine, daha karmaşık bir karakterin kostümlerini giyer gibi "çok katmanlı birini canlandırmak çok daha eğlenceli" diyor.
İsveçli yıldız "Tatlı bir karakter olmak yerine yapılabilecek çok daha fazla şey var" diyor.