Horlama tahmin edildiği gibi sadece bir kuru gürültü değildir. Horlama aslında bir sistemik hastalıktır. Başta kalp damar sistemi olmak üzere tüm organları etkiler. Horlamayı çocuk ve erişkinlerde olmak üzere ikiye ayırıp inceleyebiliriz.
7 yaşına kadar olan horlamalar genelde geniz eti ve bademcik hastalıklarına bağlıdır. Eğer çocuğunuz horluyorsa yeteri kadar oksijen alamaz ve bu da gelişmesini etkiler. Erişkinlerde horlama başta erkeklerde olmak üzere herkeste görülebilir. Erişkinlerde horlama; santral horlama ve periferik horlama diye ikiye ayrılır. Santral horlamalarda alkol, antidepresan, antihistaminik ve baş dönmesi ilaçları etkilidir. Periferik horlama vücuttan gelen horlamalardır. Boy, kilo, vücut yapısı, kasların tonusu, yaş ve solunum yolunu tıkayan unsurlar bu horlama çeşidinde etkilidir.
Horlamada çıkan gürültüden daha önemli olan uyku sırasında nefes kesilmesidir(apne). Gürültü yalnız sosyal hayatta bir rahatsızlık yarattığı halde apne oksijen satürasyonunu düşürür ve böylece apne sırasında kalp kaslarına giden oksijen miktarı azalır. Beyin bunu telafi etmek için sık sık uyanır ve sabaha kadar rahat bir dinlenme süresi bulamaz.
En önemli konu boy ve kilo oranıdır. Hasta zayıflatılır, alkol kullanımı kesilir, çift yastıkta yatması tavsiye edilir, vücut kaslarının tonusunu artırmak için egzersizlere yönlendirilir. Ayrıca, aç yatması önerilir ve mevcutsa diğer hastalıkları tedavi edilir. Bunlara rağmen eğer apne devam ediyorsa cerrahi tedavi veya CPAP (Sürekli Pozitif Hava Yolu Basıncı) cihazı kullanılması önerilir. Bu cihazlar ağız içinde sürekli ya da değişken bir pozitif basınç yaratıp dokuların gevşemesini ve hava yolunu daraltmasını engelleyerek etkisini gösterir. Genelde gençlere cerrahi tedavi, bu ameliyatı kaldıramayacak durumda olan insanlara CPAP önerilir.