İniş sırasına göre 11. olan Hûd suresi, Kur'an-ı Kerim’de 52. sırada yer alır. Toplam 123 ayeti bulunan bu surenin ismi, Hûd peygamberden gelir. Çünkü surede Hûd peygamber konu edilir. Ayrıca surede bahsedilen diğer konular arasında peygamberlik, tevhid, ölümden sonraki yaşam ve cezalar da anlatılır. Yûnus suresinden sonra gelen Hûd suresi, içerik ve üslup bakımından Yûnus suresine benzer. Hûd suresinin 56. Ayeti ise Allah’a sığınmak ve onun yolunun doğruluğuna inanmak açısından büyük bir öneme sahiptir.
Müslümanlar Hûd Suresi 56. ayet okunuşu nasıldır diye merak eder. Çünkü çok faziletli olan bu ayeti ezberlemek isterler. Hûd suresi 56. Ayet kısa olduğu için kolayca ezberlenebilir. Hûd suresi 56. Ayet Arapça olarak şu şekilde yazılır:
Hûd Suresi 56. ayet Türkçe okunuşu ise Arapça bilmeyenler için önemlidir. Bu sayede kolayca ayeti okuyup ezberleyebilirler. Ayetin Türkçe okunuşu ise şöyledir:
Hûd Suresi 56. ayet anlamı itibarıyla Allah’ın büyüklüğünü, ona inanmanın ve güvenmenin önemini vurgular. Hûd suresi 56. Ayeti sadece ezberleyip okumak yeterli değildir. Aynı zamanda anlamını da bilmek gerekir ki ayetin vermek istediği mesaj tam olarak anlaşılabilsin. Hûd Suresi 56. ayet meal olarak şu şekilde çevrilir:
Hûd Suresi 56 ayet Türkçesi her ne kadar ayette verilen mesajı anlamayı sağlasa da tek başına yeterli değildir. Çünkü ayetin alt metninde daha derin anlamlar vardır. Bunlar ise tefsiri sayesinde öğrenilebilir. Hûd suresi 56. Ayet tefsiri şöyledir:
Hz. Hûd, kavmine gönderilmiş bir peygamber olduğunu aklî deliller ve getirdiği mûcizelerle anlattı. Kur’an-ı Kerîm bu mûcizelerin ne olduğunu bildirmemiş olmakla birlikte Hûd’un getirdiği mûcizeleri kavminin inkâr ettiğini haber vermektedir (bk. âyet 59). Kavmi onun getirdiği mûcizelere ve kullandığı aklî delillere değer vermedi ve çağrısını reddetti. Ayrıca Hûd’u küçümsediklerinden dolayı onun sözüne bakarak ilâhlarından vazgeçmeyeceklerini ve ona iman etmeyeceklerini bildirdiler. “Tanrılarımızdan biri senin aklını almış!” diyerek Hûd’un, tanrılarına dil uzatmasından dolayı onlardan biri tarafından çarpıldığını, bu sebeple delirmiş olabileceğini ileri sürdüler. Putperestlerin bu saygısız ve inatçı davranışları karşısında Hûd kendisinin hak peygamber olduğuna dair yüce Allah’ı şahit tuttuğu gibi topluluğun şirkinden uzak olduğu konusunda da doğrudan onları şahit gösterdi. Tanrılarının aklını almış olması iddiasına karşılık da hepsine meydan okuyarak bu iddiayı çürüttü. Çünkü Hûd Allah’a tevekkül edip O’na teslim olmuştu. O’nun adaletine güveniyor, neylerse güzel eyleyeceğine inanıyordu.
56. âyet evrende ne kadar canlı varsa hepsinin Allah’ın emrinde ve kontrolünde bulunduğunu, O’nun kudret ve iradesinin bütün varlıklar üzerinde mutlak ve kesin olarak müessir olduğunu ifade eder. Hûd bu sözüyle Allah’ın izni olmadan kendisine kimsenin tuzak kurup kötülük yapamayacağına inancının tam olduğunu vurgulamak istemiştir. “Şüphesiz rabbimin yolu dosdoğru yoldur” diye çevirdiğimiz kısmın tam karşılığı “Şüphesiz rabbim dosdoğru yol üzerindedir” şeklindedir. Allah’ın yolunun dosdoğru yol olmasından maksat, O’nun hüküm ve tasarruflarının tamamen doğru, adalete uygun olması, zulüm, hata ve yanlışlıktan uzak bulunmasıdır. (Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 179)
Hûd Suresi 56 ayet fazileti ve sırları ile öne çıkar ve Müslümanlar için çok önemlidir. Hud suresi 7. Ayetin en önemli fazileti, nazara tutulmuş kişiyi nazardan kurtarmasıdır. Ayrıca Hûd suresi okumanın faziletleri arasında şunlar yer alır:
Hûd suresinin ne için okunması gerektiği çok fazla araştırılır. Çünkü bu sure çok faziletlidir. Hûd suresi 56. Ayetin okunma sebebi, nazara tutulmuş kişiyi bu nazardan kurtarmaktır. Ayrıca yolculuk sırasında tehlikelere karşı korunmak, savaşta yenilmemek, kıyamette said olunmak ve sayısız derecede ihsan olunmak için Hud suresinin okunması buyrulmuştur.