Bizi yanlış anlamayın, Çin’e gelince Pekin-HK-Chongqing üçgenine uğramayı ve içinde bulunan her şeyi seviyoruz. Huhhot (Diğer adıyla Hohhot), buranın başkenti ve görülmeye değer bir şehir. Bu kentin tarihi uzun yıllara dayanıyor fakat gerçek şeklini 16. yüzyılda, Moğol Tümed Kabilesi buraya gelip yerleştiğinde almış. Göçebe yaşam tarzına son vermişler. Çin Halk Cumhuriyeti ilan edildiğinde (daha sonra yine Guisui dendi), Hohhot İç Moğolistan'ın başkenti olmuş ve o zamandan beri istikrarlı bir gelişme göstermiş.
Hohhot’un nüfusunu % 90 Han Çinliler'i, % 2 Hui ve % 8 Moğollar (Çoğu Moğolca bilmeyenler) oluşturuyor. Hohhot daha çok Moğol tadında bir Çin şehri gibi. Bu durum ilginç bir atmosfer yaratıyor. Mimarisi, diğer Çin şehirlerinden daha az monoton ve yemekleri gerçekten çok iyi. Şehir çok fazla turist çekmiyor, fakat görülmesi gereken bazı manzaraları var: Ünlü Da Zhao Tapınağı (16. yüzyıl Budist Manastırı), Hindistan ve İç Moğol Müzesi'nde göze batmayan Beş Pagoda Tapınağı gibi. Eğer şehirden dışarıya çıkarsanız, Xilamuren ve Gegentala gibi hoş çayırlıkların manzarasını bulabilirsiniz.
Not: Uluslararası bağlantıya sahip olmadığı için Huhhot, Çin’i gezmek için iyi bir giriş noktası değil. Bunun yerine Pekin veya Şangay ile başlamayı deneyin.
