HABER

Hükümet, AB üyeliğinin mali hesabını çıkardı

ANKARA (İHA) - Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Türkiye'nin AB üyeliğine "Ekonomik yük olur" diye karşı çıkanları ikna için bir rapor hazırladı. Raporla AB üyeliğinin mali hesabını çıkaran hükümet, 2020 yılında Türkiye'nin AB'ye aldığından daha fazla ödeme yapacak bir duruma geleceğini bildirdi.

Hükümet, "Ekonomik yük olur" diyerek Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkanları, "kazan-kazan" anlayışıyla ikna çabasına giriyor. 2020 yılında Türkiye'nin AB'ye yapacağı ödemelerin, alacaklarından fazla olacağını belirleyen hükümet, aradaki farkın ise 1 milyar Euro tutacağını hesapladı. Devlet Planlama Teşkilatı'nca (DPT) hazırlanan ve Türkiye'nin AB üyeliğinin mali hesabı çıkarılan raporda, "2020 yılında Türkiye, AB'ye aldığından fazla ödeme yapacak. Söylenenlerin aksine, Türkiye AB'ye ekonomik yük olmayacak" denildi.

Bakanlar Kurulu'nda ele alınan rapor, Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin başkentlerine de gönderildi. Türkiye'nin AB'ye etkilerini, "Hukuki, siyasi, ekonomik ve sosyokültürel" başlıklar altında toplayan DPT raporunda, AB ülkelerine, "Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusu, AB'yi de daha dinamik bir yapıya dönüştürecek. Türkiye'nin üyeliği AB'li girişimci ve yatırımcıları hareketlendirecek. AB pazarı canlanacak. Türkiye, Avrupa Parlamentosu'nda 80 üyeyle yüzde 11'lik bir temsil oranına sahip olacak. Türkiye'nin AB Konseyi'ndeki temsil oranı da yüzde 9 olacak" deniliyor.

Türkiye'nin üyeliğiyle birlikte AB pazarlarının genişleyeceğine dikkat çekilen raporda, "Türkiye AB'ye ekonomik yük olur" diyenlerin savları da şöyle çürütülüyor:
"2004 yılında yüzde 5'lik bir büyüme hızı hedefleyen Türkiye'de, 2004 yılının ilk 6 aylık döneminde büyüme hızı yüzde 13.5 seviyesinde gerçekleşti. 2005 yılında da sürdürülebilir büyüme hızını devam ettiren Türkiye'nin 5 yıl içinde kamu borcunun milli gelire oranı Maastricht Kriterleri'ne uygun olarak yüzde 60'lara kadar inecek. Türkiye'de 2004 için cari açığın milli gelire oranının yüzde 4 seviyesinde gerçekleşti. Bu oranın da beş yıl içinde Maastricht Kriterleri'ne uygun olarak yüzde 3'e indirilmesi planlanıyor. 2020'de Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne yapacağı ödemeler, alacaklarından fazla olacak. Yani Türkiye, aldığından fazla ödeyecek. Yapılan ödemeyle alınan kaynak arasındaki fark ise 1 milyar Euro'yu bulacak. Sıklıkla ifade edilenin aksine Türkiye, AB'ye yük olmayacak."

Öte yandan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne uyumunda en zor geçecek müzakerelerin tarım alanında yaşanacağı tahmininden hareket eden hükümet, tarım sektöründeki iyileştirmeler için de 6 milyar Euro'luk bir kaynak arayışına girdi. "Gerekli düzenlemeler yapılırsa AB'den ciddi miktarda destek görürüz" diyen diplomatik kaynaklar, "Önemli olan mali sıkıntılar değil, AB'ye uyumda kararlılığı her fırsatta gösterebilmek" değerlendirmesini yapıyor.

AB'de nüfusun yüzde 6'sı tarımla uğraşırken, Türkiye'de bu oran yüzde 35'e yükseliyor. 25 milyonluk bu nüfusun, AB'ye uyum için tüm ihtiyaçlarına karşılık vermeyi hedefleyen hükümet, bunun için Tarım Bakanlığı'nda 7 alt çalışma grubu oluşturdu. Bu gruplara sivil toplum ve özel sektörün de desteğini aldı. Ulusal programda yer alan tarımla ilgili 12 kanundan 3'ünü yasalaştıran hükümet diğer kanunları da Meclis'in gündemine getirmeye hazırlanıyor. Tarım Bakanlığı bünyesinde yürütülen "AB Tarımsal Kalkınma Projesi"nin ana hatları da şöyle:
"Tarım satış kooperatifleri ve birlikler özerkleştirilecek. Arazi kullanım planı hazırlanacak. Tarımdan çekilecek nüfusa yeni istihdam olanakları yaratılacak. Gıda üretimi AB'nin hijyen ve kamu sağlığı standartlarına uygun modernize edilecek. Piyasa fiyatına müdahale yöntemleri terk edilecek. Çiftçi kayıt sistemi geliştirilecek. Bazı ürünlerin önceden belirlenen çerçeveler içinde üretilmesini öngören sözleşmeli ürün uygulamasına geçilecek."

En Çok Aranan Haberler