Meclis'te bir grup gazetecinin sorusunu yanıtlayan Akdağ, kürtajla ilgili raporun tamamlandığını hatırlatarak, gündemin yoğunluğu nedeniyle dün yapılan Bakanlar Kurulu'na sunamadığını, bir sonraki toplantıya kaldığını söyledi.
[
](https://www.mynet.com/gebelik-testi-yaptiranlari-fislemiyoruz-110100638025)
Bakanlar Kurulu'na sunmadan raporun içeriği hakkında bilgi veremeyeceğini vurgulayan Akdağ, konuyla ilgili 20'ye yakın toplantı yaptıklarını ifade etti.
Akdağ, düzenlemenin Meclis tatile girmeden çıkıp çıkmayacağı sorusuna, “Eğer Meclis 1 Temmuz'da kapanacaksa yasal düzenleme Ekim'e kalmış olacak. Ama yasal düzenlemeler dışında bu programda yapılacak çok iş var, yönetmelikler ya da uygulamalarla...' karşılığını verdi.
Meselenin kadının sağlığını ve bebeğin yaşam hakkını beraber korumak olduğuna işaret eden Akdağ, şöyle konuştu:
“Kürtaj ya da istemli düşük söz konusu olduğunda genelde 'ulaşılabilir ve güvenilir istemli düşük' kavramı öteden beri çok kullanılır. Bir hamile kadının güvenilir istemli düşük imkanına ulaşması lazım. Ama bunun anlamı, istemli düşük veya kürtajın çocuk yapmayı önleyici çok normal bir yol olduğu değildir tabii ki. Dünya Sağlık Örgütü'nün en son Litvanya'daki toplantısında, Dünya Sağlık Örgütü'nün Orta Avrupa Bölge Direktörü belki Türkiye'deki tartışmaların da ışığında şöyle bir üçlü kavramı dile getirdi; 'ulaşılabilir, güvenilir ve nadir kürtaj...'
Meselenin önemli tarafı bu. Burada kadının hakkını koruduğunu düşünen kadın hakları örgütleri, siyasiler ya da toplumdaki çeşitli kesimler, kürtajın bu kadar yaygın kullanımının kadına ne kadar zararı olduğunu bilerek mi konuşuyorlar? Kürtaj sonuçta kadına bir çok zarar veren bir işlem...Erken komplikasyonları var, geç komplikasyonları var. Biz mümkün olduğu kadar kadının ailesiyle, eşiyle birlikte planlama yapmasını kolaylaştırmalı, bunun önünü açmalı, kürtaj sayısın da azaltmalıyız. 'Bırakın herkes kürtaj yaptırsın' demek, kadının hayrına bir iş değil.”
Akdağ, “Bakanlar Kurulu onay verirse yasal düzenleme yapılmayabilir mi?” sorusuna, “Yasal düzenlemeyi kesinlikle yapacağız. Çünkü mevcut kanunun adı bile yanlış. Bugünün kavramlarının çok gerisinde kalmış, 'Nüfus Planlaması Kanunu' diye çağdışı kalmış bir kavram. Nüfus planlaması diye bir kavram kalmadı dünyada. Üreme sağlığı kavramı var. Kanunun adı içeriğine de yansıyor. Daha çağdaş bir hale getireceğiz” karşılığını verdi.