HABER

Hükümet sivil insiyatifi dinliyor

Hükümet sivil insiyatifi dinliyor

ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hükümet olarak özgürlüklerle güvenlik arasında ideal dengeyi kurmaya çalıştıklarını belirterek, "Ne güvenlik uğruna özgürlüklerden taviz verdik, ne de özgürlükler adına güvenliğimizi ihmal ettik ve tehlikeye attık" dedi. Erdoğan, başkasının özgürlük alanına müdahale etmeye kalkanlara da gereken cevabı vereceklerini söyledi.

Hükümet, 3 Ekim 2005 tarihinde başlayacak olan Avrupa Birliği (AB) ile müzakere süreci öncesinde sivil toplum örgütlerini dinliyor. Devlet Konukevi'nde gerçekleştirilen toplantıya aralarında TÜSİAD, TOBB, Türkiye Barolar Birliği'nin de bulunduğu 50 sivil toplum örgütü katılıyor. Toplantıda hükümeti temsilen Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Başmüzakereci ve Devlet Bakanı Ali Babacan ile Erdoğan'ın danışmanları hazır bulundu.

Toplantının açılışında bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, 3 Ekim 2005 tarihinde başlayacak AB'ye tam üyelik müzakereleri öncesinde toplantının tarihi bir anlam taşıdığını söyledi. Türkiye'nin geride bıraktığı 3 yıl boyunca ekonomiden siyasete, dış politikadan sosyal yaşama kadar her alanda köklü bir değişim yaşadığını dile getiren Erdoğan, bu değişimin somut etkilerinin şimdiden bazı alanlarda hissedilmeye başlandığını kaydetti. 3 yılın günlük yaşamdaki etkilerinin önümüzdeki süreçte çok daha derinden hissedileceğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin zorlu bir uygulama süreci içinde olduğunu söyledi. Hükümetin ekonomide elde ettiği başarıların yanı sıra siyasete yeni bir üslup ve tarz getirdiğini, popülizme ve oy avcılığına asla prim vermediğinin altını çizen Erdoğan, demokrasi ve insan hakları alanında cesur adımlar atıldığını bildirdi. Dış politikada da tarihi adımlara imza attıklarını ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin son dönemde hiçbir dönemde olmadığı kadar saygın bir ülke olduğunu vurguladı. 3 Ekim'de AB ile tam üyelik müzakerelerinin başlayacağını hatırlatan Erdoğan, "İçeride ve dışarıda pek çok kişinin sessiz devrim olarak adlandırdığı reformları tam olarak uygulama kararlılığındayız. 3 Ekim ile birlikte bu uygulama ve reformlar daha ivme kazanacaktır. Milletimizin standartları çok daha yükselecektir" diye konuştu. Hükümet olarak attıkları her adımı ilgili kesimlerin desteğiyle atmaya özen gösterdiklerine işaret eden Başbakan Erdoğan, bu süreçte bazı eksiklikler yaşanmış olabileceğini ancak asla tepeden inme politikalar izlemediklerini söyledi. Halktan kopuk ve millete rağmen politika yapmadıklarına vurgu yapan Erdoğan, milletin üzülmemesi için azami gayret sarfettiklerini bildirdi.

"UZLAŞMA ORTAMINI KİM BOZARSA, GEREKENİ YAPARIZ" "Hiçbir zaman halka rağmen bir şeyler yapma özleminde olmadık" diyen Erdoğan, yakalanan diyalog ortamının ülkenin barış, huzur ve insan haklarının tam olarak yerleşmesi için tarihi imkanlar sunduğunu kaydetti. Erdoğan, "Dayatmaları ve emrivakileri özleyenler olabilir. Bu uzlaşma ortamını çekemeyenler, istismar etmek isteyenler olabilir. Biz bunlara bugüne kadar izin vermedik, bundan sonra da izin vermeyeceğiz. Asıl hedefimiz özgürlükleri olabildiğince genişletmektir. Ne güvenlik uğruna özgürlüklerden taviz verdik, ne de özgürlükler adına güvenliğimizi ihmal ettik ve tehlikeye attık. Halkın özgür, müreffeh ve demokratik Türkiye özlemini hayata geçirmek için işbaşındayız. Bunun için de özgürlükler ile güvenlik arasındaki ideal dengeyi kurmaktan başka yol yok. Kim başkasının özgürlük alanına müdahale etmeye kalkarsa kusura bakmayın üzerimize düşeni yapmakta kararlıyız. Bu uzlaşma ortamını kim bozmaya kalkarsa gerekli cevabı veririz" uyarısında bulundu.
Başbakan Erdoğan, AB ile müzakere sürecindeki temel yaklaşımlarının esnaftan çiftçiye, ev kadınlarından mimarına kadar herkesi bu sürecin içine almak olduğunu açıkladı. Farklı alanlardaki kuruluşların da mutlaka bu sürecin içinde yer alması gerektiğini ifade eden Erdoğan, "AB'ye karşı da olabilir, taraftar da. Hiç farketmez. Herkesin mutlaka katkıları ve destekleri kadar eleştirileri de olabilir. Eleştiriler bizim yolumuza ışık tutacaktır. Eğer sivil toplum örgütlerinin katkısı olmazsa müzakere süreci aksak olacak, topal ilerleyecek" diye konuştu. Türkiye'nin yakın zamana kadar hep resmi düzeyde yürüttüğü görüşmelere son dönemde sivil toplum örgütlerinin de aktif şekilde katıldığını anlatan Erdoğan, sivil inisiyatifin Avrupa'daki kamuoylarının bilinçlenmesinde ve menfi yaklaşımlarının olumluya çevrilmesinde önemli rol oynayacağını kaydetti. Sivil toplumun her zaman resmi görüşün ilerisinde olacağını ve hükümetin politikalarına ışık tutacağını dile getiren Erdoğan, toplantıda sivil toplum örgütlerinin bu sürece ilişkin görüş, öneri ve eleştirilerini dinleyeceklerini de sözlerine ekledi.

En Çok Aranan Haberler