ANKARA (İHA) - Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in yabancı sermaye konusundaki görüşlerinin farklı algılandığına işaret ederek, "Biz, sayın Şener de dahil olmak üzere hepimiz, Türkiye'de yabancı sermayenin önemli bir imkan, önemli bir kaynak olduğunu, olabileceğini düşünüyoruz" dedi.
Bakanlar Kurulu toplantısının ardından bir açıklama yapan Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Çiçek, toplantının ilk bölümünde düzenleyici ve denetleyici üst kurulların 2004 yılı faaliyet raporlarının görüşüldüğünü, bu kurulların 2004 yılına ait iş ve işlemleri, harcamaları ve mali portreleri hakkındaki bilgilerin Kurul'a ayrıntılı olarak aktarıldığını ifade etti.
Toplantının 2. bölümünde iç ve dış gelişmeler üzerinde geniş bir değerlendirme yapıldığını belirten Çiçek, Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyareti sırasında iş çevreleriyle yaptığı görüşmeler hakkında Kurul'a bilgi verdiğini kaydetti. Türkiye'nin kalkınma çabalarını bütün imkanlarını kullanarak sürdürmeye çalışan bir ülke olduğuna işaret eden Çiçek, Türkiye'nin yabancı sermayenin girişi için son günlerde çabalar sarfettiğine, bu konunun son dönemde tartışılan bir konu olduğuna dikkat çekti. Başbakanın bu konuyla ilgili yapılan görüşmeler hakkında Bakanlar Kurulu'na bilgi verdiğini kaydeden Çiçek, "Biz Türkiye'de yabancı sermayenin daha aktif bir şekilde ülkenin kalkınmasına katılmasından yanayız. Politikalarımızı da bu çerçevede yürütüyoruz" diye konuştu.
Açıklamalarının sonunda gazetecilerin sorularını cevaplayan Çiçek, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şener'in, yabancı sermayeye sınır getirilmesi yönündeki açıklamalarının toplantıda gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine Şener'in, bu açıklamasının ne anlama geldiği konusunda yeni bir açıklama yaptığını hatırlatarak, ikinci açıklamanın çeşitli gazetelerde farklı şekilde yorumlandığını ifade etti. Çiçek şunları söyledi:
"Bizim hükümet olarak kanaatimiz şudur; Türkiye'ye yabancı sermayenin olabildiğince gelmesinden yanayız. Ülkemizin kalkınma çabalarında yabancı sermayeden azami ölçüde istifade etmemiz gerekiyor. Bugüne kadar bu istifadeyi Türkiye yeterince sağlayamamıştır. Onun için biz konuya olumlu bakıyoruz. Bazı değerlendirmeler 1994 şartlarındaki Anayasa ile bağlantılı olarak yapılan değerlendirmelerdir. 1994'te milletvekili olan, bugün de milletvekili olan bazı arkadaşlarımızın özelleştirmeyle ilgili beyanları o günkü Anayasa'daki hükümler çerçevesindedir. 1999 yılında Anayasa'ya özelleştirme girmiştir. Anayasa hükmü haline geldikten sonra değerlendirmelerde bazı farklılıklar olabilir. Biz, sayın Şener dahil olmak üzere hepimiz, Türkiye'de yabancı sermayenin önemli bir imkan, önemli bir kaynak olduğunu, olabileceğini düşünüyoruz. Özelleştirme safhasında da olabildiğince yabancı şirketlerin bu ihalelere katılmasını arzu ediyoruz."
JANDARMA ER'İN KAÇIRILMASI
"Şener'in açıklamaları yabancı sermayenin girişi bakımından bir kriz unsuru olabilir mi?" sorusu üzerine Çiçek, kriz sözü kullanıldığı anda eski bazı rahatsızlıkların gündeme geldiğine işaret etti. Türkiye'de kriz lafının telaffuz edilmesini gerekli kılacak hiçbir gelişme olmadığını belirten Çiçek, durup dururken, Türkiye belli bir istikamete doğru yürürken Türkiye'de kriz beklentisi içinde olanların çıkabileceğini, bu türlü beklentilerin artık bir tarafa konulması gerektiğini söyledi. Çiçek, Türkiye ortaya koyduğu hedefleri birer birer gerçekleştirirken böyle bir lafı telaffuz etmenin doğru olmayacağını ifade etti.
Çiçek, Sosyal Güvenlik Reformu için Meclis'in olağanüstü toplanıp toplanmayacağı sorusu üzerine, Sosyal Güvenlik Reformu'nun henüz komisyondan geçmediğini hatırlatarak, komisyonların çalışması için içtüzük gereği Meclis'in açık olması gerektiğini vurguladı. Çiçek, Sosyal Güvenlik Reformu'nun büyük bir ihtimalle yeni döneme kaldığını duyurdu.
Güneydoğu Anadolu'da artan terör olayları ile ilgili bir soru üzerine Çiçek, asayiş olaylarının Türkiye'de olduğu gibi birçok ülkede de gündemde olduğunu ifade etti. Güvenlik konularında geniş katılımlı toplantılar yapılacağını belirten Çiçek, bu değerlendirmeleri kurumların kendi içinde de yapacağını söyledi. Yaşanan olayların, terör konusunda uluslararası camiada samimi bir işbirliği yapılmasının zorunlu olduğunu gösterdiğini vurgulayan Çiçek, Türkiye'nin bu konuda herkesle müşterek çalışmayı sürdürmek istediğini, bu konularda samimi işbirliği yapan ülkeler olduğu gibi, işi ağırdan alanlar ve umursamazlıktan gelenlerin de olduğunu ifade etti. Terörün insanlık için, her ülke için bir tehdit unsuru olduğunu herkesin gördüğünü vurgulayan Çiçek, "Temennimiz odur ki yaşananlar, samimi bir işbirliği için, diyalog için yeterli ders olsun. İşbirliği olmadığı zaman terör bu boşluktan istifade ediyor. Uluslararası camiada bu konuda yeterli kararlılık var mı derseniz, bunun somut adımlarının ortaya konulması lazım. Türkiye'de suç işleyenler bazı ülkelerde özgürlük savaşçısı olarak görülebilmektedir. Uluslararası hukuk bu noktada yavaş işliyor. Bu da cezaların caydırıcılığı açısından en büyük engel. Bir örgütün terör örgütü olduğunu kabul etmek yetmez. Somut adımlar atmak gerekir" şeklinde konuştu.
Çiçek, geniş katılımlı güvenlik toplantılarına kimlerin katılacağı sorusu üzerine Başbakanın başkanlığında Mart ayında bir güvenlik toplantısı yapıldığını hatırlatarak, bu toplantıların yine yapılabileceğini söyledi. Tsr. 1994'te milletvekili olan, bugürkiye'nin çevresinin terör için müsait bir çevre olduğunu bildiren Çiçek, başta Irak konusu olmak üzere ortaya çıkan gelişmelerin, Türkiye'nin tespitlerinin doğru olduğunu ortaya koyduğunu ifade etti. Çiçek, bugün terör örgütü tarafından kaçırılan Jandarma Er'le ilgili soru üzerine İçişleri Bakanlığı'nın o konu üzerinde durduğunu dile getirdi.