BURSA (İHA) - Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) İnegöl Şubesi Başkanı M. Akif Kılıç, ekonomi programında revizyon ve vites yükseltmeye ihtiyaç duyulduğunu belirterek, büyüme sürecine sektörel disiplin getirilmemesi, sıcak para ve cari işlemler açığının yol açtığı kırılganlığın giderilmemesi halinde 2005 yılının kaybedileceğini söyledi.
Ekonomideki istikrar sürecinin devamının önemine dikkat çeken Başkan Kılıç, düzenlediği basın toplantısında enflasyonun düşürülmesi, büyüme ve ihracat cephesindeki olumlu göstergelerin istikrar sürecini güçlendirdiğini, ancak bunlara rağmen sıcak para ve cari açık riskinin görmezden gelinemeyeceğini vurguladı. Tekstil ve inşaat malzemeleri gibi bazı sektörlerde yaşanan durgunluğun aşılması için hükümetin sıcak para girişi konusunda sert tedbirler alması gerektiğini vurgulayan Kılıç, ekonomide Aralık 1999'da ve Mayıs 2001'de İMF ile imzalanmış programların parametrelerinden farklı parametrelere ihtiyaç olduğunu, gerek büyüme, gerekse yavaşlama sürecine sektörel disiplin getirilmesi gerektiğini savundu.
Piyasalarda özellikle küçük esnaf kesiminde yaşanan durgunluğu aşmak için başta tekstil ve konfeksiyon olmak üzere gıda ve inşaat malzemeleri sektörlerinin 2005 yılında büyümelerinin sağlanması gerektiğini kaydeden Kılıç, "Bunun için tekstilde KDV oranı, pamukta olduğu gibi yüzde 8'e düşürülmeli. Hem yurt için talep canlandırılmalı, hem de kayıt dışı ekonomi azaltılmalıdır. İnşaat sektöründe ise yarım kalmış ve bakımsız binalar için tamamlama kolaylıkları ve zorunluluğu getirilerek, 8 bin kalemde alt sektörlere hitap eden sektör canlandırılmalıdır" dedi.
İş dünyasında ve vatandaşlarda kriz psikolojisi bulunmadığını ifade eden M. Akif Kılıç, Merkez Bankası'nın enflasyonun yüzde 8.5 oranına düşmesi gerçeğini göz önünde bulundurarak, faiz indirimlerini hızlandırmasını istedi. Merkez Bankası'nın ayrıca piyasadan döviz alıp, Hazine'nin döviz cinsinden borçlarını YTL'ye çevirmesi konusunda aracılık etmesi gerektiğine işaret eden Kılıç, faiz indirimi ile piyasalara etkin ve zamanında müdahale edilebileceğini, dövizin kurunun dengeleneceğini ve spekülatörlerin manipülasyon arayışlarının engelleneceğini belirtti.
BDDK denetimi sayesinde, bankaların dövizde açık pozisyonlarının yok denecek kadar az olmasına rağmen, özel sektör firmalarının düşük kurun cazibesiyle döviz cinsinden borç altına girmelerinin ciddi bir risk oluşturduğunun altını çizen Kılıç, "Cari açık aşılamayacak bir mesele değil. Cari açığın finansmanı için daha çok ihracat ve döviz geliri hedeflenmeli. İthalat yerine yerli üretim ve yerli girdi kullanma bilinci canlandırılmalı. Çin ve Uzakdoğu çıkışlı rekabete karşı caydırıcı tedbirler artırılmalı. Ülkeye daha fazla yabancı yatırım çekilebilmelidir" diye konuştu.