İSTANBUL (ANKA) – Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'de bölgelerarası gelişmişlik farkının hala çok büyük olduğunu söyledi. Şimşek, "Belki de Hakkari gibi, Şırnak gibi yerlere yüzde 100 teşvik vermek lazım. Zaten fazla da yükü yok" dedi.
Uluslararası Yatırımcılar Derneği'nin (YASED) 27. Genel Kurulu'nda konuşan Şimşek, verimlilik, rekabet ve inovasyonun önündeki en büyük engelin kayıtdışılık olduğunu ifade etti. Şimşek, önümüzdeki dönemde gelir idaresini güçlendirecek ve vergi yükünü azaltacak bir dizi reformu hayata geçireceklerini söyledi. "Kayıtdışılık bir günde oluşmadığı gibi 1-2 yılda da tamamen ortadan kaldırılamaz" diyen Şimşek, kayıtdışı ekonomi ile mücadelenin uzun soluklu olacağını belirtti.
Özel sektörün vergi yükü ve teşvikler ile ilgili talepleri olduğunu ve bu konularda kademeli olarak iyileştirmeler yapmayı hedeflediklerini anlatan Şimşek, bazı sektörlerdeki vergi yükünün gerçekten yüksek seviyelerde olduğunu söyledi. Şimşek, "Bir yandan kamunun kaynak ihtiyacı, bir yanda da yüksek vergi sorunu var. Bu konuda bir denge yakalamaya çabalıyoruz" dedi.
-"KADEMELİ OLARAK BÖLGESEL TEŞVİK SİSTEMİNE GEÇECEĞİZ"-
Şimşek, teşvik sisteminin kimseyi memnun etmediğine dikkat çekerek, hem bölgesel hem de sektörel bazda yeni bir teşvik sistemi üzerinde çalıştıklarını kaydetti.
Türkiye'de bölgelerarası gelişmişlik farkının hala çok büyük olduğuna işaret eden Şimşek, "Belki de Hakkari gibi, Şırnak gibi yerlere yüzde 100 teşvik vermek lazım.
Zaten fazla da yükü yok" dedi. Sadece Doğu'da değil Türkiye'nin geri kalmış birçok bölgesine bu tür teşvikler uygulanabileceğini ifade eden Şimşek, "Dolayısıyla kademeli olarak bölgesel teşvik sistemine geçiş için bir takım çalışmalar olacak" diye konuştu. Şimşek, sektörel bazda verilecek teşviklerin belirlenmesi için ise önce Türkiye'nin sanayi envanterinin tam olarak çıkarılmasına ihtiyaç olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin istihdam sorununa da değinen Şimşek, hazırladıkları yeni istihdam paketinde işgücü piyasasında esnekliği artırıcı, nitelikli işgücü açığını kapatacak ve mali yükleri azaltacak bir dizi tedbir üzerinde çalıştıklarını kaydetti. Şimşek, söz konusu paketin yılın ilk yarısında tamamlanarak Bakanlar Kurulu'na sunulacağını dile getirdi.
-"DÜNYADA DAHA ÇOK İNİŞLER ÇIKIŞLAR OLACAK"-
ile ilişkiler ve ABD kanyaklı küresel krize de değinen Şimşek, AB üyeliği konusunda hükümetin kararlılığında ve iradesinde herhangi bir değişiklik olmasının söz konusu olmadığını söyledi.
Finans piyasalarında yaşanan dalgalanmalardan Türkiye'nin etkilenmemesinin mümkün olmadığını ancak kötümserliğe kapılmayı gerektirecek bir durum da bulunmadığını vurgulayan Şimşek, "Dünyada daha çok inişler çıkışlar olacak. Türkiye önümüzdeki yıllarda daha da büyük bir cazibe merkezi haline gelecek. Türkiye büyük bir pazar. Türkiye'de iyi bir konuma gelebilmek için burada olmak gerekiyor" diye konuştu.
-"TEMEL SORUN KUR DEĞİL"-
Şimşek, bir YASED üyesinin döviz kurları ile ilgili sorusu üzerine de rekabetin kurla oynayarak artırılamayacağını ifade etti. Türkiye'de temel sorunun kur değil eğitime, altyapıya ve Ar-Ge'ye yeterli yatırımın yapılmaması olduğunu kaydeden Şimşek, "Kur hakikaten bu kadar problemli olsaydı, ihracatımızda bu performansı nasıl gösterirdik?" değerlendirmesinde bulundu.
-"BİRİNCİ GÜNDEMİMİZ KAYITDIŞI İLE MÜCADELE"-
YASED Başkanı Tahir Uysal da Genel Kurul'da yaptığı konuşmada, "Kayıtlı ekonomiye geçişin sağlanması, YASED olarak birinci gündem maddemizdir" dedi.
Türkiye'nin 2007 yılında 22 milyar dolarlık uluslararası sermaye çekerek dünya sıralamasında ilk 20'ye girdiğini hatırlatan Uysal, söz konusu sermaye girişlerinin önümüzdeki dönemde de devam edebilmesinin önünü açmak gerektiğini belirtti.
-"2008'DE REFORMLARA DEVAM EDİLMELİ"-
Uluslararası sermayenin Türkiye'deki faaliyetlerinin yalnızca yüzde 10'nun "greenfield" diye tabir edilen sıfırdan yatırımlar olduğuna dikkat çeken Uysal, "Bu durum yeni sıfırdan yatırımları çekmek için almamız gereken önlemler olduğu konusunda bizi uyarıyor" dedi. Uysal, 2008 yılı hedefleri açısından reform süreçlerinin hızla devam etmesi ve büyüme hedeflerinde kazanılmaya çalışılan istikrarın ters yöne çevrilmemesi gerektiğini belirtti. (ANKA)