Mürselat Suresinden önce, Kıyamet Suresinden sonra nazil olan Hümeze Suresi, Kur'an-ı Kerim'de Asr Suresinden sonra gelir. 9 ayetten oluşan surenin genel konusu insanlar arasındaki ilişkilerdir. Ahlakın temellerine değinen sure, devamında kötü ahlak sahiplerinin akıbetlerinden bahseder. İşte Hümeze Suresi Arapça ve Türkçe okunuşu, anlamı ve faziletleri...
Hümeze Suresi okunuşu itibarı ile Kur'an-ı Kerim'de bulunan diğer sureler gibi son derece ahenkli ve ölçülüdür. Arap alfabesini bilmeyenler için Hümeze Suresi Türkçe okunuşunu aşağıdaki metinden inceleyebilirsiniz:
Hümeze Suresi meali açısından insan ilişkilerine eğilen bir suredir. Surede insanları hakir gören ya da sürekli başkalarında kusur arayanların yanı sıra zenginlik ve servetine güvenerek yanlış yollara sapan insanların akıbetlerinden bahsedilmektedir. Bu doğrultuda tüm insanlık için önemli ibretler taşıyan Hümeze Suresinin anlamı, her Müslüman tarafından bilinmelidir.
1, 2.Mal toplayan ve onu durmadan sayan, insanları arkadan çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay haline!
3.O, malının, kendisini ebedileştirdiğini sanır.
4.Hayır! Andolsun ki o, Hutâme'ye atılacaktır.
5.Hutame'nin ne olduğunu sen ne bileceksin?
6, 7.O, Allah'ın, yüreklere işleyen tutuşturulmuş ateşidir.
8, 9.Şüphesiz uzatılmış direkler arasında (bağlı oldukları halde) ateş onların üzerine kapatılacaktır.
İslami kaynaklarda Hümeze Suresi fazileti hakkında son derece detaylı bilgiler mevcuttur. İnsan ilişkilerinin ahlaki temellerine değinen sure; her şeyden önce bu sebeple tüm İslam alemi ve insanlık için önem arz etmektedir.
Peygamber Efendimiz; Hümeze Suresini okuyanlara, Rasulullah'ın kendisi ve ashabı ile alay edenlerin on misli kadar hasene verileceğini söylemiştir.
Hümeze Suresini 7 defa okumanın nazar gibi kötü niyetli kem bakışların tesirini ortadan kaldıracağına dair halk arasında yaygın bir inanç vardır.
Hümeze Suresi konusu itibarı ile mal ve servetiyle büyüklenerek diğer insanlar alay eden ve insanların arkasından konuşan kişilerin akıbetine değinir. Çeşitli müfessirler, surede örnek olarak ele alınan kişinin Ahnes bin Şüreyk ismindeki müşrik olduğunu söylemiştir. Farklı rivayetlerde Umeyye bin Halef ve Cemil bin Amir es-Sakafi gibi başka müşriklerin de ismi geçmektedir. Rivayetlerin farklılığına dikkat çeken İslam alimleri; her ravinin kendi tanıdığı kişinin ismini vermiş olabileceğini düşünmüştür. Nitekim bir kişinin ele alınarak onun üzerinden kötü ahlaka dair çeşitli niteliklerin açıklanması, surenin verdiği evrensel mesajı görmeye engel değildir. Hümeze Suresinde, malına ve servetine güvenerek yaşlanmayacağını ya da ölmeyeceğini sanan ve dolayısıyla her türlü kötülüğü yapan insanların karşılaşacağı azap ele alınmıştır.
Diyanet'e göre Hümeze Suresinin tefsiri şu şekildedir:
“Vay haline!” diye çevirdiğimiz veyl kelimesi “çetin azap, helâk, yok olma, rezil rüsvâ olma, cehennemde bir vadi, beddua” anlamlarına gelmektedir. Meâlde bunların tamamına işaret eden “vay haline” lafzı kullanılmıştır. “Arkadan çekiştiren” diye çevirdiğimiz hümeze kelimesi ise “birini arkasından çekiştirmek, kaş göz, el kol işaretleriyle onunla alay etmek, aşağılamak” mânalarına gelen hemz kökünden türemiş bir sıfat olup “insanları arkadan çekiştirmeyi, şeref ve haysiyetlerini yaralamayı alışkanlık haline getiren, bundan zevk alan kimse” demektir. “Ayıp kusur arayan” diye çevirdiğimiz lümeze kelimesi de benzer davranışları arkadan değil, kişinin yüzüne karşı gösteren kimseyi ifade eder. Bu âyetlerin, mal ve servetinin çokluğuyla gururlanıp insanlarla alay ederek onların şahsiyetlerini zedeleyen Ahnes b. Şüreyk isimli putperest Arap hakkında indiği rivayet edilmiştir (bk. Kurtubî, XX, 183). Ancak sûrenin iniş sebebinin özel olması hükmünün genel olmasına engel değildir. İslâm dini, insan şahsiyetinin ve onurunun korunmasına son derece önem verdiği için Kur’an bu tür davranışları kınamakta ve böyle davranışlar sergileyenlerin âhirette ateşle cezalandırılacağını haber vermektedir. 2-3. âyetler servetinin çokluğuna gururlanıp insanlarla alay eden kimselerin aynı zamanda helâl haram demeden mal toplayan, onu saklayan, fakirlik korkusuyla cimrilik ederek onu hayır yolunda harcamaktan kaçınan, fakirin hakkını vermeyen ve servetinin kendisini ebedîleştireceğini sanan kimseler olduklarını da ifade etmektedir.
Hümeze kelimesi Türkçe'ye; başkalarını kötülemeyi alışkanlık haline getiren, insanların arkasından konuşan kişi olarak tercüme edilebilir.
Hümeze Suresinin Mekke döneminde nazil olduğu konusunda İslam alimlerinin geniş bir ittifakı vardır. Kıyamet Suresinin ardından nazil olan sure, nüzul sırası bakımından 32. suredir.
Kur'an-ı Kerim'in kısa surelerinden biri olan Hümeze Suresi yalnızca 9 ayetten oluşur.
Hümeze Suresi, özellikle kısa bir sure olmasından dolayı zaman zaman başka bir surenin parçası zannedilebilmektedir. Ancak sure Kur'an-ı Kerim'in müstakil surelerinden biridir ve herhangi bir başka surenin çatısı altında bulunmaz.
Hümeze Suresini okumakta zaman bakımından bir sınırlama bulunmamaktadır. Dolayısıyla Kur'an-ı Kerim'de bulunan diğer tüm sureler gibi, uygunsuz olmadığı sürece herhangi bir zaman ya da mekanda okunabilir.
Ezberden olduğu sürece Hümeze Suresini abdestsiz bir biçimde okumakta bir sakınca yoktur. Ancak İslam inancına göre Kur'an-ı Kerim'e abdestsiz el sürmek doğru değildir. Dolayısıyla mushafın yüzünden Hümeze Suresi de dahil olmak üzere herhangi bir sureyi okumak için abdestli olmak gerekir. Genel kanaat bu durumun Kur'an-ı Kerim meallerinde geçerli olmadığı yönündedir. Dolayısıyla namaz abdesti alınmaksızın, içerisinde ayetlerin Arapçasını barındırmayan bir Kur'an-ı Kerim meali üzerinden Hümeze Suresinin anlamı okunabilir.