Farklı şehirlerde Ünnap, Hinnap, İnnap, Çiğde, Kuran İğdesi gibi farklı yöresel isimlerle de bilinir. Kendiliğinden çoğalan ve kültür çalışması yapılmayan bir ağaç olduğu için, zor hava şartlarına ve zararlı böceklere karşı çok dayanıklı bir bitkidir. Yetiştiği yörelerde çok şifalı bir bitki olarak bilinen hünnap, dayanıklılığı sebebiyle toprak kaymasıyla mücadele çalışmalarında da kullanılır. Dünyada Akdeniz'den başlayarak Japonya'ya kadar uzanan bir coğrafyada rastladığımız hünnap ağacı sadece meyveleriyle değil, gövde ve dallarının kabuklarıyla ve yapraklarıyla da çok eski zamanlardan beri geleneksel tıpta değerlendirilmiş bir bitki.
Hünnap ağacı, Nisan-Mayıs aylarında hoş kokulu, sarı renkli çiçekler açar ve bu sırada görüntüsü de çok güzeldir. İğdeye benzeyen, koyu kırmızı renkli ve ilk defa yiyenlerin tadını elmaya benzettiği lezzetli meyveleri tam olarak sonbaharda olgunlaşır. Bu mevsimde yöresel semt pazarlarında hünnapa rastlayabilirsiniz.
Miktar: 100 gr
Kalori (kcal): 79
Yağ (g): 1,2
Karbonhidrat (g): 20,23
Protein (g): 0,2
Hünnap ağacı sadece meyveleriyle değil, kabukları ve yapraklarıyla da çok eski çağlardan beri pek çok hastalığın tedavisinde kullanılmıştır. Ülkemizde sadece meyve olarak tüketilen hünnap, aslında bileşiğinde bulunan pektin, tanen, şeker ve müsilajlı maddelerle pek çok endüstride kullanılabilecek potansiyele sahip bir üründür. Yakın bir zamana kadar sadece bölgesel bir tanınırlığa sahip olan hünnap, son yıllarda giderek artan bilimsel çalışmalar sayesinde bugün çok daha geniş bir kitlenin ilgisini çeker hale geldi. C, B1, B2 ve B6 vitaminleri; potasyum, bakır, kalsiyum, fosfor, demir ve manganez gibi mineralleri ve pek çok başka bileşeniyle zengin bir içeriğe sahip olan hünnap, artık gelişmiş ülkelerde tanınan ve aranan bir ürün haline gelmiştir.
Hünnaptaki C vitamini oranı, turunçgillerden çok daha yüksektir. Vücut direncini artıran böyle değerli bir besin maddesinin, soğuk algınlıklarına bağlı hastalıkların çoğaldığı kış mevsimine girmeden hemen önce karşımıza çıkması ne büyük bir şans. Hünnapın immün sistem üzerindeki güçlendirici etkisi sadece C vitamininden değil, vücutta protein sentezine katılarak çok önemli bir görevi yerine getiren B6 vitamininden (Piridoksin) de kaynaklanır.
Hünnap yüksek miktarda müsilajlı maddeler içerir. Bu maddeler suyla temas ettiğinde şişer, yapışkan bir jel kıvamı alır, bulundukları yerin yüzeyini bir kılıf gibi örter. Yumuşatıcı bir etkisi de olan bu müsilajlar iltihaplı, tahriş olmuş solunum yollarında rahatlama sağlar. Öksürüğü kesmekle birlikte öksürükten kaynaklanan yaraların iyileşmesini de hızlandırır.
Hünnapta bulunan müsilaj maddelerin bir özelliği de laksatif olmalarıdır. Yumuşatıcı etkisini sadece bağırsaklarda değil, dışkının kendisinde de gösterir. Yumuşayan dışkı daha kolay dışarı atılır. Hünnapın yüksek oranda su içeriyor olması da az su tüketiminden kaynaklanan kabızlıkları geçirmekte fayda sağlar.
Beslenme, solunum ya da cilt teması yoluyla vücudumuza giren her şey mutlaka bir şekilde kana geçer. Kan normal şartlarda kendi kendini temizleme becerisine sahiptir. Fakat alkol tüketiminin fazla olması, hareketsizlik, hastalık, hava kirliliği gibi sebeplerle kandaki toksik maddeler çoğalır, birikir ve kan kendini temizlemeye yetişemez hale gelir. Zararlı maddelerle dolu kanın dolaşımı ise zehirlenmelere, organların işlevlerinde bozulmalara, doku kayıplarına sebep olur.
Hünnap şeker hastalığında nasıl kullanılır? Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler hünnapın yüksek kan şekeri seviyelerini aşağı çektiğini ortaya koyar. Hünnapın kan şekeri üzerindeki etkisi sadece şeker seviyesinin yüksek olduğu durumlarda geçerlidir. Yani, normal değerlerde seyreden şekerin düşmesine sebep olmaz. Bu da hünnap şeker hastalığında güvenle kullanılır anlamına gelir.
Hünnap meyvesinin %80'i sudur. Bu bile hücrelerin su tutması sonucu oluşan ödemi geçirmesi için yeterli bir sebeptir. Fakat aynı zamanda yüksek miktarda suda çözünen vitamin ve mineraller içeren hünnap güçlü bir idrar söktürücü olarak Anadolu'da yüzlerce yıldır kullanılmaktadır.
Hünnap üzerinde yapılan bilimsel araştırmalar, hünnap çekirdeklerinde 4 çeşit alkaloit olduğu tespit edilmiştir. Bu alkaloitlerin sinir sistemi üzerinde sakinleştirici etkileri olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca içeriğinde yüksek miktarda bulunan B3 vitaminin de (Niyasin), zihinsel faaliyetler ve sinir sistemi üzerindeki etkileri bilinmektedir.
B3 vitamini iyi kolesterolün yükselmesini sağlar. Böylece total kolesterolün düşmesine katkı sağlayan hünnapın yağ oranı da oldukça düşüktür. Bu özellikleriyle karaciğer ve kalp damar hastalıklarından korunma ve bunlara bağlı inme, kalp krizi risklerinde de ciddi bir azalmaya sebep olur.
Yüksek su oranı, sindirimi ve bağırsak hareketlerini hızlandırması ve şişerek midede tokluk hissi yaratan müsilaj maddeler içermesi ilk başta kilo kontrolünde işe yarayacağını düşündürür. Oysa hünnap aynı zamanda iştah açıcı bir meyve olarak tanınır. Kilo vermek için uyguladığınız diyetlerde hünnap meyvesinden değil, yapraklarından faydalanabilirsiniz.
Hünnap taze ya da kurutularak tüketilebilir. Ülkemizde taze hünnap çoğunlukla meyve olarak tercih edilir. Tek başına yenebileceği gibi yoğurtla birlikte tüketilmesinde de bir sakınca yoktur. Yaprakları ve çiçekleri, tazeyken ya da kurutulduktan sonra çay yapılarak içilebilir.
Çay olarak da hünnapı tek başına ya da diğer bitkilerle karıştırarak ya da siyah çayla birlikte demleyerek içmeyi deneyebilirsiniz. Ülkemizde hünnap yaprakları kaynatılıp içilerek yüksek kan şekerini düşürmek için kullanılır.
Son yıllarda sağlığa kattıklarıyla ünü giderek yayılan hünnap, çok yakın bir gelecekte market raflarında çeşitli formlarda karşımıza çıkacak gibi görünüyor.
Hünnap, çiçeklerinin açmaya başladığı Nisan-Mayıs aylarından, yapraklarını dökmeye başladığı Kasım ayına kadar her gelişim aşamasında çiçekleri, yaprakları hatta dalları toplanarak kurutulabilir. Rutubetsiz ve serin bir yerde 1 sene boyunca saklayabilirsiniz. Kurutulmuş hünnap kuruyemiş olarak ya da bir süre suda bekletilerek yaş olarak kullanılabilir.
Hamilelikte hünnap yemenin bir sakıncası yoktur. Fakat özellikle gebeliğin ilk aylarında sindirim sistemindeki hassasiyet göz önünde bulundurularak, bütün besinlere olduğu gibi hünnapa da dikkatli yaklaşmak gerekebilir.
Hünnap içeriği bakımından değerli bir besin maddesi. Özel olarak bildirilmiş bir zararı yoktur. Ancak belki aşırı tüketimine bağlı olarak bazı yan etkilerden söz edilebilir.