20.30 sularında yaklaşık 100 kişi dış kapı önünde toplandı. Girişte çevik kuvvet polislerinin durdurduğu eylemciler, 'Ya Allah Bismillah Allahu Ekber' sloganları attı.
Çevik kuvvet polisinin yetersiz kaldığı olayın ilerleyen dakikalarında 2 adet TIR ve 1 adet kamyonun da giriş kapısında beklediği görüldü.
Daha sonra çok sayıda eylemci polis engelini aşarak döner kapıya doğru ilerledi.
Eylemcilerin içeri girmeleri son anda engellenirken yine taş ve sopalar ile binaya hasar verildi.
ANKARA'DA DA SALDIRI
Hürriyet Gazetesi’nin İstanbul’daki merkezinden sonra Ankara’da matbaasının bulunduğu Doğan Printing Center (DPC) binasına da saldırı düzenlendi.
Büyük bir araç konvoyu ile DPC önüne gelen eylemciler, Esenboğa Havaalanı yolunu trafiğe kapattı. Araçlardan inen eylemciler, DPC girişindeki kulübeye ve bariyerlere doğru ilerlediler. Bu sırada bazı eylemciler, kaldırım taşlarını sökerek kulübeyi taşlamaya başladılar.
Grubun bina içine girmesini önlemek üzere Hürriyet’in özel güvenlik elemanları duruma müdahale etmeye çalıştı. Atılan taşlar yüzünden kulübenin camları hasar gördü, bariyer ve kameralar kırıldı. Eylemciler, bir süre sonra bina içine girmeden dağıldı.
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU HÜRRİYET İÇİN TALİMAT VERDİ
Başbakan Ahmet Davutoğlu, basın kuruluşlarının korunması ve genel kamu düzeni için İçişleri Bakanı ve İstanbul Valisi'ne talimat verdi.
Doğan TV Ankara Temsilcisi Hande Fırat, Hürriyet gazetesine yapılan saldırıyla ilgili bilgi alan Başbakan Ahmet Davutoğlu'nın İçişleri Bakanı Selami Altınok ve İstanbul Valisi Vasip Şahin ile ile görüştüğünü ve basın kuruluşlarının korunması, genel kamu düzeni için talimat verdiğini açıkladı.
Hürriyet'e yapılan saldırı sosyal medyada büyük yankı uyandırdı
ABD'den 'Hürriyet saldırısı' açıklaması
ABD Dışişleri Bakanlığı Hürriyet gazetesine yapılan saldırı konusunda kaygılı olduklarını ve seçimle işbaşına gelmiş kişilerin medya kurumlarına karşı şiddete destek vermemeleri gerektiğini açıkladı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, başkent Washington’da düzenlediği basın toplantısında, konuya ilişkin soruya verdiği yanıtta, Türk hükümetine basın özgürlüğüne ve bağımsız yargıya saygı duyma çağrısı yaptı.
Basın özgürlüğü ve bağımsız yargı ilkelerinin Türk Anayasası’nda önemle vurgulandığını belirten Kirby, bu ilkelerin tüm demokrasilerin sağlıkla işleyebilmesi için kilit öneme sahip olduğunu belirtti.
Hürriyet gazetesine şiddet dolu saldırıda bulunulmasından ciddi endişe duyduklarını vurgulayan Kirby: ‘‘Seçilerek iş başına gelmiş yetkililer, medya kurumlarına yönelik şiddeti destekliyor izlenimi yaratmamak için dikkat etmeliler’’ dedi.
ABD ANKARA BÜYÜKELÇİLİĞİ DE AÇIKLAMA YAPMIŞTI
Hürriyet Gazetesi'ne önceki gece yapılan saldırıya ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nden de kınama gelmişti. Yapılan açıklamada, "Seçilmiş yetkililer medyaya yönelik saldırıları cesaretlendirir görüntüsü vermemek konusunda dikkatli olmalı. Tüm taraflar, basın özgürlüğünü desteklemeli" denildi.
Cem Küçük'ten Ahmet Hakan'a: Seni sinek gibi ezeriz, merhamet ettik de hâlâ hayatta kalabiliyorsun!
Daha önceki birçok yazısında Doğan Medya Grubu'nu ve bazı yazarlarını hedef alan Star yazarı Cem Küçük, Hürriyet yazarıAhmet Hakan'a "Şizofreni hastaları gibi hala kendini Hürriyet’in Türkiye’yi yönettiği günlerde zannediyorsun. İstersek seni sinek gibi ezeriz. Bugüne kadar merhamet ettik de hâlâ hayatta kalabiliyorsun" tehdidinde bulundu.
Ahmet Hakan'ı "hırsızlıkla" da suçlayan Cem Küçük, "Halim Aydın ve Cesim Parlak’ın paralarının çalındığı mahkeme kararıyla açıktır. Bu hırsızlık dolayısıyla Ahmet Hakan’ın imam babasının evine haciz gelmiştir. Silivri İcra Müdürlüğü Ahmet Hakan’ın imam babasının evine hırsızlık sebebiyle el koymuştur" iddiasında bulundu.
Küçük'ün Star'da "Şizofrenik ve PKK’lı bir hırsız portresi: Ahmet Hakan" başlığıyla yayımlanan (9 Eylül 2015) yazısı şöyle:
7 Haziran seçimleri öncesi PKK’nın baş propagandisti Ahmet Hakan’dı. Bunu bilmeyen yok. Türk milleti Coşkun’un tüm ihanetlerini kaydetti ve elbette bedelini ağır ödetecek. HDP=PKK’dır bu ülkede ve oluk oluk kan akıtan bu vahşi örgüte yardım ve yataklık eden hiç kimse cezasını çekmekten kurtulamaz. Biz bu ülkeyi sokakta bulmadık. Bu arada Halim Aydın ve Cesim Parlak’ın parasını çaldığı belgelenen Ahmet Hakan her ortamda morlaşan suratıyla bana küfürler yağdırmaya devam ediyor. Ettiğin küfürler belgelenmiş hırsızlığını örtmüyor garson Ahmet. Sinir hastalığı haplarını ve psikiyatrik ilaçlarını biraz daha fazla alman lazım bugünlerde. Sinir haplarının yanında şuursuzluğu düzelten haplar varsa onu da alman lazım. Önce konumunu ve haddini bilerek şuur kazanman lazım. Medaim Yanık gibi usta bir psikiyatri profesörüne muayene olup kendini hala muktedir sanan zavallı bir tip olduğunu dürüstçe itiraf etmen lazım. Şizofreni hastaları gibi hala kendini Hürriyet’in Türkiye’yi yönettiği günlerde zannediyorsun. İstersek seni sinek gibi ezeriz. Bugüne kadar merhamet ettik de hala hayatta kalabiliyorsun.
Halim Aydın ve Cesim Parlak’ın paralarının çalındığı mahkeme kararıyla açıktır. Bu hırsızlık dolayısıyla Ahmet Hakan’ın imam babasının evine haciz gelmiştir. Silivri İcra Müdürlüğü Ahmet Hakan’ın imam babasının evine hırsızlık sebebiyle el koymuştur. Bu kanıtlı ve belgeli bir dolandırıcılık vakasıdır. Yalan mı Ahmet Hakan? Aynı şey geçmişteki One Ajans vurgunu için geçerlidir. 2 Ocak 2009’da TRT’ye imzalatılan büyük soygunun hesabı hala Ahmet Hakan’a ve çetesine sorulmadı. Savcılık şu an soruşturmayı sürdürüyor ve iddianame yazılma aşamasında. Devlet Denetleme Kurulu’nun TRT’deki soygunlarla ilgili raporu bekleniyor. Hırsızlık tüm boyutlarıyla ortaya çıkacak. One Ajans vurgunu olarak kayıtlara geçen büyük soygunun içinde kimler yoktu ki. Bu soygun işini genel koordinatör gibi yöneten bizzat Ahmet Hakan’dı. One Ajans’ta Mükremin Atmaca ve Abdullah Topel Coşkun soygunun yürütücüsü iki adamdı. Ahmet Hakan’ın yengesi Özlem Coşkun da bu yolsuzluğun içindeydi. Mükremin Atmaca bir yandan İslami kesimin içinde ilişkiler kurmuş, bir yandan da Erkan Mumcu’nun çantacılığını yapmış ve bu tür alengirli işleri Erkan Mumcu’nun yanında öğrenmiş ANAP kökenli bir adamdı.
Bizim camiada özel sohbetlerde herkes Mükremin Atmaca deyince Levent Gültekin için kullanılan cümleleri sarf eder. Bu arada Levent Gültekin de ML kod adlı soruşturmada imar yolsuzluğuyla ilgili ve Cine5 döneminden de paravan şirketlerle kanalın kaynaklarını hortumlamak ile ilgili hesap verecek. İstanbul’u kirleten ve yeşili katleden Gültekin’e ait kaçak beton kulelerin yıkılması da gündemde.
Biz yeniden One Ajans vurgununa dönelim... Dönemin TRT’sinin ikinci adamı Zeynel Koç da Erkan Mumcu’nun çok yakınıydı. Ahmet Hakan ve Abdullah Topel Coşkun da İbrahim Şahin’le kankaydı. Tüm bu girift ve yoz ilişkiler ağı sayesinde 2 Ocak 2009’da o büyük vurgun yapıldı. Devletin yani milletin paraları hortumlandı. Bu soygunun hemen ardından Ahmet Hakan 5 Ocak 2009’da İbrahim Şahin’le ilgili “Yıldızı parlayan bürokrat” başlıklı basın tarihine utançla geçecek bir yazı yazdı. Dönemin TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’i yıkayıp yağlayan bu yazı soyguna yol vermesi karşılığında Şahin’e verilmiş basın rüşvetiydi. Ahmet Hakan’ın başında olduğu yolsuzluk çetesi tam anlamıyla açıktaydı. O dönem de basında bu yolsuzluklar yazıldı ve Mali Şube One Ajans soygunu konusunda detaylı dosya hazırladı fakat dosyayı işleme sokmadı. Mali Şube’yi yöneten Fethullahçı çete ile Ahmet Hakan’ın başında olduğu One Ajans çetesi arasında ne tür pazarlıklar oldu? Bunlar da teker teker ortaya çıkacak...
Sonrasında ise dönemin İçişleri Bakanı olan ve One Ajans çetesiyle haksız çıkar ilişkileri olan İdris Naim Şahin dosyanın tamamen imha edilmesini istedi. Bugün biliyoruz ki İdris Naim Şahin diğer yandan Fethullahçı çetenin emrinde bir bakandı. Bütün bu yoz ilişkilerin odağında olan ve 2012 yılında evlenen Mükremin Atmaca’nın iki nikah şahidi kimdi dersiniz? Yaptığı yolsuzluğun üstünü örten İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ve Atmaca’nın girift ilişkiler üstadı Erkan Mumcu... Düşünün her gün her ortamda Recep Tayyip Erdoğan ve ailesine küfreden Erkan Mumcu ve Ahmet Hakan aynı dönemde hem TRT’den trilyonlarca TL hortumluyordu hem de AK Parti’den siyasetçilerle ve Mükremin Atmaca aracılığıyla kimi sözde muhafazakâr gazetecilerle kanka vaziyetteydi. Ama artık bu dönem bitti. One Ajans dosyası da yeniden açılıyor ve sorumlu olan herkes yapılanın bedelini ödeyecek. Hem de en ağır şekilde...