AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, 4. Yargı Paketi'nin çözüm süreciyle ilgili olmadığını, aylar öncesinden hazırlığının yapıldığını söyleyerek, "4. Yargı Paketi'nin dışında içeride bulunan, tutuklu bulunan gazetecilerle ilgili özel bir çalışma söz konusu değildir" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çelik, 4. Yargı Paketi'nin TBMM'ye gönderildiğini hatırlatarak, paketin çözüm süreciyle ilgili olmadığına vurgu yaptı. "Bu 4. Yargı Paketi çözüm süreci ile ilgili bir mesele değil, çok aylar öncesinden hazırlığı yapılan ve bugün TBMM'ye sunulan bir yargı paketidir" diyen Çelik, "Tabii buradan herkes kendine yönelik bir şey bulabilir mi? Onu bilemem, onu herkes inceleyecek, hukukçularımız inceleyecekler, 'bunun sonuçları ne olur' çıkarımlarında bulunacaklar ama peşinen şunu belirteyim, Türkiye AİHM'de en çok şikayet edilen Avrupa Konseyi üyelerinden birisidir. 47 üyesi vardır, şu anda Rusya'dan sonra biz ikinciliği elinde bulunduran bir ülkeyiz, bu kabul edilebilir bir durum değildir. Bundan hepimizin rahatsız olması gerekiyor ve mesele bu rahatsızlığı gidermeye yönelik olduğu gibi esasen bu rahatsızlıklara sebebiyet veren vatandaşlarımızın özellikle insan hakları bağlamında, düşünce özgürlüğü bağlamındaki sıkıntılarının giderilmesine yöneliktir. Bunlar giderildiği takdirde bu insanlarda herhalde can sıkıntısından AİHM'e müracaat etmeyecektir" diye konuştu.
Paketin 21 maddeden oluştuğunu söyleyen Çelik, Bülent Arınç'ın daha önce paketle ilgili yaptığı bir açıklamanın da gazeteciler tarafından farklı algılandığını söyleyerek, "4. Yargı Paketi'nin dışında içerde bulunan, tutuklu bulunan gazetecilerle ilgili özel bir çalışma söz konusu değildir" dedi.
Çelik konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sayın Arınç, aslında bu 4. Yargı Paketi'nde Terörle Mücadele Kanunu'nun 6-7. maddelerindeki değişiklikten sözettiğini, bu kastettiğini söyledi. 4. Yargı Paketi'nin dışında tutuklu gazetecilerle ilgili yeni bir kanun çalışmasının olmadığını buradan belirtmek isterim. Bununla ilgili çok sayıda bilgi var, yanlış bilgilenmeyin İşin özü bu. AİHM'in temel itirazı şudur; Suçun unsurları çok net bir şekilde belirlenmedikten sonra genellikle AİHM, o ülkenin aleyhine karar veriyor. 'Suç unsurlarını çok net bir şekilde belirleyeceksiniz, muğlaklık olmayacak' diyor. Burada esas üzerinde durulması gereken husus şudur, birisi şiddeti överse, meşrulaştırmaya çalışırsa, tehdidi, terör örgütünü överse bunu meşrulaştırmaya çalışırsa, bunu özendirirse bu yine suç kapsamındadır.
Ancak, bir örgütle ilgili olarak herhangi bir gazeteci diyelim bir örgüt mensubunun söylediği ifadeye kendisinin de katıldığını söylediği zaman bugün bu suç kabul ediliyor, bugün bu düzenlemeyle birlikte bu artık suç kabul edilmeyecektir. Yani bu düşünce özgürlüğü kapsamında olacaktır ama şiddeti terörü, tehdidi, bu anlamdaki şantajı eğer meşrulaştıran, onu özendiren, teşvik eden yazılar yazılırsa, bunu yazan gazeteci kim olursa olsun suç işlemiş olur. Esasen terör suçuyla, terörü meşrulaştırma çabası aynı kapsamda değerlendirilmelidir."
"BİRİLERİ 2B'DEN SİYASİ RANT DEVŞİRMEYE ÇALIŞIYOR"
Hüseyin Çelik, 2B arazileriyle ilgili de değerlendirmelerde bulundu. 2B konusunun bazı kesimler tarafından çarpıtılarak tahrik konusu haline getirilmeye çalışıldığını söyleyen Çelik, "Maalesef buradan birileri siyasi rant devşirmeye çalışıyor" dedi.
"Aslında burada kimseye ekmek yoktur, varsa bir ekmek o 2-B arazilerini kullanan vatandaşlarımıza aittir" diyen Çelik, "Bundan sonra o arazilerin sahipleri olarak hayatlarını sürdürmeleri kendileri açısından da çok daha anlamlı olacaktır. Geçmişte orada büyük bir kısmı işgalci olarak görünüyorlardı, şu anda ellerinde tapularıyla o işin keyfini çıkaran bir konumda olacaklar" şeklinde konuştu.
Tarla olarak kullanılan alanların rayiç bedelinin yüzde 50 olarak belirlendiğini kaydeden Çelik, 2B ile ilgili işlemler için alınan başvuru bedelinin de bundan sonra alınmayacağını söyledi. Çelik ödemelerle ilgili olarak ise şunları kaydetti:
"Daha önce 3 yılda ve 5 yılda ödeme yapmaları söz konusuydu, şimdi bu taksitlendirildi. Belediye ve mücavir alan içinde olanlar 5 yılda 10 eşit taksitte ödeyecekler, belediye sınırları dışında ise 6 yılda 12 eşit taksitte ödeyecek bu ödemeler faizsiz olacak. Rayiç bedeline göre 2-B arazilerini hepsi ile ilgili yapılan hesaplamada bunun fiyatı 27 milyar Türk lirasıdır. Fakat bunun üzerinde kamuya ait olan alanlar var, bunlar çıkarılıyor. Bazı bölgelerin satılmaması söz konusu bunlar çıkarılıyor işin içinden. Bunlar çıktından sonra geçmişte yüzde 70 hesaplaması ile 9,8 milyarlık bir gelir elde edileceği kamuoyuyla paylaşılmıştı. Fakat şimdi yüzde 70'lik kısmın önemli bir kısmı yüzde 50'ye düştüğü için hepsinin satılması halinde ki 724 bin küsur kullanıcı var, hepsinden gelecek gelir 7,1 milyar Türk lirasıdır."
GELİRİN YÜZDE 3'Ü TARİHİ ESERLERİN ONARIMINDA KULLANILACAK
Çelik, 2B arazilerinden elde edilecek gelirin yüzde 3'ünün tarihi eserlerin onarımında, yüzde 15,2'sinin tabii afet riski altındaki yerlerin dönüşümünde, geriye kalan miktarın da yeni orman alanlarının oluşturulması için kullanılacağını ifade etti. Çelik ayrıca 2B arazileriyle ilgili bazı vatandaşların Ankara'ya getirilerek gösteri yapılmasını ise, "Halk dalkavukluğu" olarak değerlendirdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz