HABER

Huzuru Bodrum'da buldu

Son yıllarda İstanbul'dan kaçan kaçana... Uygun koşulları yaratıp gidenlerin rotası ise çoğunlukla ya Çeşme ya da Bodrum oluyor. Büyük şehir kaosundan bunalıp Bodrum'un sessiz koylarına sığınanlar arasına, iki yıl kadar önce Sertab Erener-Demir Demirkan çifti de katıldı.

Sertab Erener fotoğrafları için tıklayın...

Artık Bitez-Yakaköy'de, gözlerden çok uzak, yeşile boyanmış ve gizli kalmayı başarmış bir taş evde yaşayan Erener, işte o huzurlu mekanın kapısını InStyle Home dergisi için araladı. Bodrum'dan Ortakent'e doğru ilerlerken, telefonda Sertab Erener'in direktifleri doğrultusunda yolumuzu bulmaya ve tarif edilen stratejik noktaları kaçırmamaya çalışıyoruz. Ne mümkün! Çünkü yol bir süre sonra ne asfalt, ne mıcır. Tekerlek izinin de artık görünmediği bir arazide biz de kayboluyoruz.

Toz toprak içinde ilerlerken bize sadece yılan ve sincaplar eşlik ediyor. Tam havlu atmaya başladığımız noktada, Erener, ufukta Discovery'si ile belirerek imdadımıza yetişiyor. "Buranın haritada olduğuna emin misin?" diye sormaya hazırlanırken, "Beni takip edin hadi" diyor gülümseyerek.

Sertab Erener fotoğrafları için tıklayın...

Belli ki bu eşlik etme durumuna alışık o... Birkaç dakika sonra kendimizi tek katlı dört taş evin bulunduğu özel bir arazinin içinde ve oldukça izole görünen bir evin önünde buluyoruz. Burayı seçmekte çok haklı sebepleri olduğunu Erener ile vakit geçirmeye başladıkça daha iyi anlıyoruz. Her şeyden çok uzak ve son derece büyülü bir atmosferin içinde biz de bir mistik yolculuğa çıkıyoruz sanki onunla...

3 AYLIĞINA KİRALADIK 2 YILDIR BURADAYIZ

"Aslında başlarda üç aylığına kiralamaya karar vermiştik bu evi. Ama Demir de ben de kopamadık iki yıldır buradan" diye söze başlıyor Erener. Ayağında flip-flop terlikler ve üzerinde incecik bir eşofman takım var. Çok enerjik ve sağlıklı görünüyor. 2007 yazının başında "Painted On Water" albümünün hazırlığı için buraya gelmişler. Geliş o geliş... "İstanbul'da bunu kotaramayız. Doğanın içinde herkesten uzak olalım ve kimseyi de rahatsız etmeyelim dedik" diye düşündüklerini belirtiyor Erener. Emlakçıya da bu konuda istedikleri kriterleri bir bir anlatmışlar.

Sertab Erener fotoğrafları için tıklayın...

Demirkan'ın Bitez'de büyümesi, burayı tercih etmelerinde büyük etken olmuş tabii. Zaten Demirkan'ın annesi Naciye Hanım ve babası Rauf Bey de Bitez'de yaşıyorlarmış. Emlakçı arayıp evi göstermeye getirdiğinde yolu görüp, "Bu izole yaşam işini biraz abarttık galiba" diye düşünmemiş değil içinden Sertab Erener. Ama evin sahiplerini tanıyınca hiç tereddüt etmeden, "Evet burası tam aradığımız yer" demiş. Evi sezonluk kiralamışlar. Sahipleri Metin ve Lori Akçalı çifti de onların hemen arkasındaki evde yaşıyorlar. "Harika insanlar. ıyi dostlarımız oldular. Sanki yıllardır tanıyoruz onları" diyor Sertab Erener. Geçenlerde Lori'nin köpeğinin doğumuna köpeği Can ile apar topar gitmişler.

İSTANBUL'DAN SADECE KEDİ VE KÖPEK GELDİ

Bu 120 m²'lik evde otel mantığında bir düzen hakim... Üç oda, iki banyo ve açık mutfaklı bir salona sahip evin temizliğinden bahçe bakımına kadar servis aldıklarını söylüyor Erener... "Geldiğimizde zaten böyle eşyalıydı. Biz sadece kıyafetlerimizi, DVD ve CD'lerimizi getirdik yanımızda. ıstanbul'daki evimizi bir günde kapattık. Oradan buraya bizimle sadece köpeğimiz Can ve kedimiz Fıstık geldi" diye anlatıyor neşeyle.

Sertab Erener fotoğrafları için tıklayın...

Bahçelerinde ev sahiplerine ait iki Jack Russell cinsi köpek koşturuyor. "Onlar da bizim Can'ın arkadaşları" diyor Sertab Erener. Demir Demirkan İstanbul'daymış. Ama konuşmamız sırasında ne zaman adı geçse telefon çalıyor ve arayan Demirkan oluyor. Erener şu sıralar piyasaya sunduğu "Bu Böyle" single'ından ve Demirkan ile bu ay başında ABD'de ve Türkiye'de çıkarmaya hazırlandıkları "Painted On Water" albümünden de bahsediyor: "Bu, grubumuzun adı aynı zamanda... Albümün ismi ebru sanatından esinlenilerek konuldu. ıngilizce sözleri var. Anadolu öğeleri ve Batı enstrümanları yer alıyor içinde. Bunun için 3 bin türküyü her gün dinledik ve aralarında eleme yaparak kendi yorumumuzla albümü hazırladık. Bu albümde farklı bir evrensel dil yakaladık. Nerede dinlenirse dinlensin,

ÇOK BASİT BİR HAYATIMIZ VAR

Tanıtım ve konserler için ay sonunda New York'a gidecekler. Sonra da Türkiye turneleri başlayacak. Burada çok huzurlu bir yaşamları olduğunu söylüyor. "Burası ikimizi de bambaşka insanlar yaptı. Aslında ben buradaki yaşamı zaten çoktan hayatıma adapte etmişim.

Sertab Erener fotoğrafları için tıklayın...

Sadece mekan arıyormuşum. ıstanbul'u hiç özlemiyoruz. Burada ‘az'lıktan yanayız. Çok sade ve basit bir hayatımız olsa da her gün doğanın güzel sürprizleriyle uyanarak yeni bir şeyler deneyimliyoruz Demir'le. Bol bol kitap okuyup, meditasyon yapıyoruz. Çok sağlıklı besleniyoruz. Naciye Hanım sağ olsun, eli hep üzerimizde. Bize harika yemekler yapıyor" diye neşeyle anlatıyor ve ekliyor: "Sessiz bir zihin ancak duyabilir der Khrishnamurti. Aynı zamanda benim adamımdır. Tüm kitaplarını okudum size de tavsiye ederim."

İKİNCİ ADRES MANHATTAN

Burada güne erken başlıyoruz. Aslında bu konuda ben Demir'e ayak uydurdum. Çünkü o çok erkencidir. Sabah ilk işimiz meditasyon eşliğinde çay içme ritüelimizi tamamlamak. Bahçedeki yüzyıllık zeytin ağacı da bizi izliyor sanki...

Sertab Erener fotoğrafları için tıklayın...

Bu ağaca ikimiz de bayılıyoruz. Çayımızı ise New York'taki Çin mahallesinden alıyoruz. Zaten orada da çok güzel bir ev yaşantısı kurduk. Upper West Side'da küçücük bir Manhattan evi tuttuk. New York'a sık gittiğimiz için otel odalarında yaşamaktan çok sıkılmıştık. Bize ait bir yer olsun istedik. Orası da oldukça şirin bir ev.

En Çok Aranan Haberler