(MERKEL'İN GÜMRÜK BİRLİĞİ ANLAŞMASI AÇIKLAMALARI) "TALİHSİZ AÇIKLAMALAR. SEÇİM ATMOSFERİNDE YAPILMIŞ POPÜLİST DEĞERLENDİRMELER OLARAK DEĞERLENDİRİYOR ÇOK DA CİDDİYE ALINMAMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ"
"BİR DARBE GİRİŞİMİ ALMANYA'DA OLSAYDI, KİŞİLER TÜRKİYE'YE GELSEYDİ, ALMANYA'NIN TEPKİSİ NE OLURDU?"
"EKONOMİYİ ADETA BİR SİYASİ ŞANTAJ UNSURU GİBİ KULLANMAYA ÇALIŞMANIN DEVLET CİDDİYETİ İLE BAĞDAŞMADIĞINI İFADE ETMEK İSTERİZ"
"TÜRKİYE -ALMANYA ARASINDA YAŞANAN BU GERGİNLİĞİ ALMAN MAKAMLARININ BÜTÜN AVRUPA'YA YAYMA GAYRETİ ASLINDA ONLARIN BİR ÇARESİZLİK İÇİNDE OLDUĞUNU GÖSTERİYOR"
Hakime TORUN / ANKARA (DHA) - CUMHURBAŞKANLIĞI Sözcüsü İbrahim Kalın, basın toplantısında Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele'nin kendi isteği ile istifasını verdiğini ve dilekçesinin işleme konulduğunu ifade etti. Almanya Başbakanı Angela Merkel Türkiye ile Gümrük Birliği anlaşmasını güncellemeyeceklerini ifade etmesine ilişkin Kalın, "Bu açıklamalar talihsiz açıklamalar. Almanya'da devam eden seçim atmosferinde yapıldığını düşündüğümüz, düşünmek istediğimiz açıklamalar. Seçim atmosferinde yapılmış popülist değerlendirmeler olarak değerlendiriyor çok da ciddiye alınmaması gerektiğini düşünüyoruz. Gümrük Birliği Anlaşması kazan-kazan mantığıyla yapılan bir anlaşmadır. Ertelendiği zaman sadece Türkiye zarar görmez. Ekonomiyi adeta bir siyasi şantaj unsuru gibi kullanmaya çalışmanın devlet ciddiyeti ile bağdaşmadığını ifade etmek isteriz. Türkiye -Almanya arasında yaşanan bu gerginliği Alman makamlarının bütün Avrupa'ya yayma gayreti aslında onların bir çaresizlik içinde olduğunu gösteriyor" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Beştepe'deki basın toplantısında gündemi değerlendirerek gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kalın, Almanya Başbakanı Angela Merkel Türkiye ile Gümrük Birliği anlaşmasını güncellemeyeceklerini ifade etmesine ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Bu açıklamalar talihsiz açıklamalar. Almanya'da devam eden seçim atmosferinde yapıldığını düşündüğümüz, düşünmek istediğimiz açıklamalar. Öncelikle Türkiye'yi yüzde 50 şurada yüzde 50 burada gibi tasniflere tabi tutarak bir takım dışarıdan siyasi mülahazalar yapmak sakıncalıdır. Demokratik ilkelere de aykırıdır. Biz Almanya için benzer bir analiz yapsak Sayın Merkel'in tepkisi ne olur acaba? Ona oy vermeyen kitlenin bizden beklentisi var desek bunları kendileri de hoş karşılamaz. Seçim atmosferinde yapılmış popülist değerlendirmeler olarak değerlendiriyor çok da ciddiye alınmaması gerektiğini düşünüyoruz. Gümrük Birliği Anlaşması kazan-kazan mantığıyla yapılan bir anlaşmadır. Ertelendiği zaman sadece Türkiye zarar görmez.
AB ÜYESİ ÜLKENİN BÜTÜN AB KURUMLARINA BÖYLE BİR TALİMAT VERİR TARZDA TUTUM İÇİNE GİRMESİ DOĞRU DEĞİL
Öncelikle bir AB üyesi ülkenin bütün AB kurumlarına böyle bir talimat verir tarzda tutum içine girmesi doğru değil. Gümrük Birliği anlaşması 90'lı yıllarda imzalandı. Bu Gümrük Birliği anlaşması kazan-kazan esasına göre yapılmış bir anlaşmadır. Bu iptal edildiği zaman bundan Avrupa ülkeleri de zarar görür.
ALMAN MAKAMLARININ BÜTÜN AVRUPA'YA YAYMA GAYRETİ ASLINDA ONLARIN BİR ÇARESİZLİK ...
Ekonomiyi adeta bir siyasi şantaj unsuru gibi kullanmaya çalışmanın devlet ciddiyeti ile bağdaşmadığını ifade etmek isteriz. Türkiye -Almanya arasında yaşanan bu gerginliği Alman makamlarının bütün Avrupa'ya yayma gayreti aslında onların bir çaresizlik içinde olduğunu gösteriyor.
BİZ ALMANYA VE YA HERHANGİ BİR AVRUPA ÜLKESİ İLE HERHANGİ BİR GERİLİM YAŞAMAK İSTEMEYİZ
Biz Almanya ve ya herhangi bir Avrupa ülkesi ile herhangi bir gerilim yaşamak istemeyiz. Kendilerinin dile getirdiği konular varsa, Türkiye'nin de taleplerinin olduğunu ifade etmeliyiz. Almanya'da faaliyet gösteren terör örgütleri, bunların uzantıları, bunlara kol kanat gerilmesi büyük soru işaretlerine yol açıyor.
ALMAN MAKAMLARI TÜRKİYE'Yİ SORGULAMAK, SUÇLAMAK YERİNE HATALARI DÜZELTECEK ADIMLARI ATMALI
Alman makamlarının yapması gereken Türkiye'yi sorgulamak, suçlamak yerine bu hataları düzeltecek adımları atmak olmalıdır. Beklentimiz, seçim dönemi bittikten sonra umarız herkes aklı selim içerisinde oturur konuşur."
"DONANMA KOMUTANI ORAMİRAL VEYSEL KÖSELE KENDİ İSTEK VE ARZUSU İLE İSTİFASINI VERDİ"
Kalın, "Biraz önce ben de bu konu ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığımızla görüşerek teyitini aldım. Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele kendi istek ve arzusu ile istifasını verdi. Teamüllere uygun uygun olarak da bu istifa dilekçesi işleme konulmuştur. Kendisine hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyoruz. İhtiyaç duyulursa Genelkurmay Başkanlığmız bu konu ile ilgili açıklamayı da yine yapabilir" dedi.
"CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN 21 AĞUSTOS'TA ÜRDÜN'Ü ZİYARET EDECEK"
Kalın, "Sayın Cumhurbaşkanımızın 21 Ağustos'ta Ürdün Kralı sayın Abdullah'ın davetine icabeten Ürdün'e günü birlik resmi bir ziyareti olacaktır. Suriye, Irak, Filistin meseleleri ele alınacak" dedi.
"AB'DE BİR KAFA KARIŞIKLIĞI VE TÜRKİYE KONUSUNDA POPÜLİST TAVRINI İZLEMEKTEYİZ"
Türkiye - AB sürecine değinen Kalın, "Dün sayın Cumhurbaşkanımızın Estonya Başbakanını AB dönem başkanı sıfatı ile de bir kabulü vardı. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi yaklaşık 54 yıldır kapısında bekletilen Türkiye'nin üzerine düşen görevlerini yerine getirmediği ithamı kabul edilemez. AB'de bir kafa karışıklığı ve Türkiye konusunda popülist tavrını izlemekteyiz. Karşılıklı güven çıkar ve eşitlik ilkesine dayalı önceliklerimiz kendisine ifade edildi. Burada Avrupa Birliği'ne de görevler düşmektedir. Son dönemde yeni fasılların açılması veya Gümrük Birliği'nin güncellenmesine ilişkin bu mesaj Avrupa'daki popülist hareketlerle irtibatlı ve seçim takvimi ile doğrudan bağlantılı olduğunu biz de izlemekteyiz. AB kararlılığımızı sürdürüyoruz ama bunun hayata geçebilmesi için de Avrupa Birliği kurumlarına da önemli roller düşmektedir" ifadelerini kullandı.
"İRAN GENELKURMAY BAŞKANI İLE DEAŞ, PKK BAŞTA OLMAK ÜZERE, ASTANA SÜRECİ KONULARI ELE ALINDI"
İran Genelkurmay Başkanının Türkiye ziyaretine değinen Kalın, "Uzun bir aradan sonra İran Genelkurmay Başkanı Sayın Cumhurbaşkanımızı ziyaret etti. Verimli başarılı bir ziyaretti. DEAŞ, PKK başta olmak üzere, Astana süreci ve diğer bölgesel konular ele alındı. Bundan sonra da üst düzey ziyaretlerde mutabık kalındı" dedi.
"TERÖRLE MÜCADELE BİR ÜLKENİN TEK BAŞINA YAPABİLECEĞİ BİR MÜCADELE DEĞİL"
Terörle mücadeleye değinen Kalın, "Terörle mücadele konusunda TSK, İçişleri Bakanlığımız, Jandarma, Emniyet'le birlikte teröre karşı çok yönlü mücadele veriyoruz. İlgili güvenlik birimleri arasında tam bir koordinasyon ve işbirliğiyle bu mücadele sürdürülmektedir. Bunun neticelerini de hamdolsun son dönemde net bir şekilde görmeye başladık. Suriye ve Irak kaynaklı sınır problemleri büyük oranda minimize edilmiştir. Güvenlik güçlerimiz büyük fedakarlıkla, özveriyle bu mücadeleyi yoğun bir şekilde devam ettirmektedirler. Sınır güvenliği için tedbirleri almayı sürdüreceğiz. Terörle mücadele bir ülkenin tek başına yapabileceği bir mücadele değil. Ülkeler arasında işbirliği, istihbarat paylaşımı gibi konular önemlidir. Bugün sizin gözardı ettiğiniz terör örgütleri yarın gelip sizi çok rahatlıkla vurabilir" ifadelerini kullandı.
"TURİZM SEKTÖRÜNDE DE BİR PATLAMA VAR ADETA"
Kalın, "Ekonomide son dönemde güzel haberler gelmeye devam ediyor. Mayıs ayında istihdam edilenlerin sayısında 1.8 milyonluk bir artış sağlandı. 2 milyon hedefine de çok yaklaşıldığını göstermektedir. Özellikle içinde bulunduğumuz şu dönemde de turizm sektöründe de bir patlama var adeta. Hizmet sektörümüzün de bu sene çok verimli bir dönem geçirdiğini ifade edebiliriz" dedi.
TÜRKİYE CUMHURBAŞKANI İFADESİ
Türkiye Cumhurbaşkanı ifadesine ilişkin Kalın, "Türkiye Cumhurbaşkanı ifadesinin kullanıldığını daha önce de ifade etmiştim. Türkiye Reisicumhuru ifadesi Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve İnönü tarafından da geçmişte kullanılmıştı. Türkiye Cumhuriyeti bu milletin yönetim biçimidir. Bu konuda herhangi bir taviz verilmesi söz konusu değildir" dedi.
(SURİYE'NİN KUZEYİNE OLASI OPERASYON) "OPERASYONEL DÜZEYDE BURADA BİR DETAY VERMEM DOĞRU OLMAZ"
İran ile ilgili dün ki görüşmede Suriye'nin kuzeyine yönelik önümüzdeki süreçte olası operasyonun konuşulup konuşulmadığına ilişkin bir soruya Kalın, "İran ziyaretini önemsiyoruz. Operasyonel düzeyde benim burada bir detay vermem doğru olmaz. Türkiye sınır bölgelerinde kendine yönelik bir tehdit olduğunda gerekli tedbirleri alır. Bunun birçok örneğini yakın dönemde de gördük. Fırat Kalkanı Harekatı'nda olduğu gibi, PKK'ya ve DEAŞ terör örgütüne karşı olduğu gibi. Tedbirler alınmaya devam eder. Suriye ve Irak'ta güvenliğin sağlanması, toprak bütünlüğün korunması, bu çerçevede oradaki siyasi gelişmeleri de yakından izlediğimizi ifade edebilirim" diye yanıt verdi.
(IRAK'TAKİ REFERANDUM) "TÜRKMENLER BÜYÜK BİR İHTİMAL İLE BU REFERANDUMU DA BOYKOT EDECEK"
Irak'taki referandum kararına ilişkin Kalın, "Referandum kararı ne Kürt Bölgesel Yönetimi ne diğer bölgelerdeki sorunları çözmeyecektir. Burada Bağdat'ın da belki Erbil'i rahatlatacak birtakım adımlar atması doğru olacaktır. Bu girişimleri yok sayarak, tek çözüm referandumdur diye yola girildiği zaman netice ne olursa olsun bu Erbil yönetimini zora sokacaktır. Çağrımız bu karardan vazgeçilmesi yönünde. Irak milletinin tamamını kucaklayacak şekilde yapmamış olacaklar. Kerkük'ün de dahil edilmiş olması bizim açımızdan önemli. Kerkük Türkmen şehridir. Türkmenler diğer Araplarla birlikte büyük bir ihtimal ile bu referandumu da boykot edecekler. Dolayısıyla oradan alınacak sonucun meşruiyeti de her zaman sorgulanacak. Bizim çağrımız bu karardan vazgeçmeleri yönünde" açıklamasında bulundu.
"BU KUMPAS İLE NEYİ, KİMİ KAST EDİYORLAR BUNU CHP'NİN AÇIKLAMASI GEREKİYOR"
CHP'nin kumpas iddialarına ilişkin bir soru üzerine Kalın, "Bu kumpas ile neyi, kimi kast ediyorlar bunu CHP'nin açıklaması gerekiyor. CHP kendi içinde bir takım sorunlar yaşıyorsa liderlik, yönetim sorunu vs. Kendi içlerinde çözmesi gereken meselelerdir. Bunu cumhurbaşkanımıza atıf yaparak kendini rahatlatma çabası olarak birileri hayata geçirmeye çalışıyorsa hata yaptıklarını ifade etmeliyiz. 2019 sürecine giderken de kendisine ve milletine güvenen bir lider olarak Recep Tayyip Erdoğan'ın bir başka yola tevessül edeceğini iddia etmek ancak abeslik olur" açıklamasında bulundu.
"ALMANYA İLE İADE TALEPLERİMİZ İLE İLGİLİ ADALET BAKANLIKLARIMIZIN ÇALIŞMASI KONUSUNDA MUTABIK KALINDI"
FETÖ firarisi Adil Öksüz'ün Almanya'da görüldüğü haberleri üzerine Berlin'e nota verilmesine ilişkin Kalın şöyle konuştu: "Bu konuda hafta başında Alman makamlarına iletildi. Alman Dışişleri Bakanı 'haberlerin doğru olup olamadığını bilmiyorum' diye bir açıklama yaptı.Biz biliyoruz ki istihbarat teşkilatımız Alman makamları ile irtibat içinde. Bizim iade taleplerimiz ile ilgili Adalet Bakanlıklarımızın çalışması konusunda mutabık kalındı. Daha fazla gayret gösterilmesi gerekiyor.
BİR DARBE GİRİŞİMİ ALMANYA'DA OLSAYDI, KİŞİLER TÜRKİYE'YE GELSEYDİ, ALMANYA'NIN TEPKİSİ NE OLURDU?
Bir darbe girişimi Almanya'da olsaydı, kişiler Türkiye'ye gelseydi, aylarca buralarda kalsalardı ve Almanya karşıtı eylemlerde bulunsalardı ve biz de alan açsaydık Almanya'nın tepkisi ne olurdu, veya herhangi bir ülkenin tepkisi ne olurdu? Hukuk dışı hiçbir şeyden bahsetmiyoruz. Suçluların iadesi anlaşması çerçevesinde iade edilmesini talep ediyoruz. Son derece hukuki, meşru bir talep."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz