Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın: "Pazar günü bildiğiniz gibi teolojik anlamları olan kendilerine göre kıyamet savaşının kopacağını iddia ettikleri Dabık şehri de onların elinden alındı. Kıyamet filan kopmadı; tam tersine kıyamet DEAŞ için koptu."
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, KADEM tarafından 15 Temmuz darbe girişimi gecesi şehit olan Prof. Dr. İlhan Varank anısına 'Büyüteç ile 15 Temmuz' adlı sempozyuma katıldı.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi'ndeki sempozyumun açılışında bir konuşma yapan İbrahim Kalın, "Fırat Kalkanı" harekatı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kalın, "Bir terör örgütünü def ederken yani, FETÖ'nün darbe girişimini dağıtırken aynı zamanda bir başka terör örgütü olan DEAŞ'a karşı Suriye'de Suriye halkı için ve kendi güvenliğimiz için bir harekat başlattık. Harekat 55-56'ncı gününe girdi. Bu harekat son derece başarılı bir şekilde devam ediyor. Ta ki sınırlarımız bütünüyle güvence altına alınıncaya kadar ve Suriye halkı kendi köylerine, kasabalarına, şehirlerine bu harekat devam edecek. Pazar günü bildiğiniz gibi teolojik anlamları olan kendilerine göre kıyamet savaşının kopacağını iddia ettikleri Dabık şehri de onların elinden alındı. Kıyamet filan kopmadı; tam tersine kıyamet DEAŞ için koptu. İyi de oldu. Bu terör örgütüne karşı mücadelemiz devam edecektir. Ancak aynı zamanda bir PKK terör örgütü ile de mücadelemiz devam ediyor. Büktün bunlara ortaya koyduğumuzda Türkiye bugün 3 terör örgütüyle PKK'ya karşı DEAŞ'a karşı, FETÖ'ye karşı mücadelede tek NATO üyesi ülkedir" dedi.
DEAŞ 150 OTOMOBİLE VE 250 İHA'YA BOMBA YERLEŞTİRDİ
Musul'un terör örgütü DEAŞ'tan kurtarılması için başlatılan operasyon sürerken; ABD, DEAŞ'ın sivilleri canlı kalkan olarak kullandığını açıkladı. Times gazetesinin haberine göre ise Musul'daki DEAŞ militanları 150 otomobil ile 250 insansız hava aracına bomba yerleştirdi. DEAŞ'ın, bir tank taburunu yok edebilecek mühimmata sahip olduğu belirtildi.
Irak'ın en büyük ikinci kenti Musul'un DEAŞ'ın geri alınması için başlatılan operasyonda üçüncü güne girilirken, ABD kanlı terör örgütünün sivilleri canlı kalkan olarak kullandığını duyurdu.
BBC Türkçe'nin haberine göre, Washington'da bir basın toplantısı düzenleyen ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Jeff Davis bir gazetecinin "DEAŞ sivilleri canlı kalkan olarak kullanıyor mu?" sorusuna, "Kesinlikle" yanıtını verdi.
Jeff Davis, "İnsanlar zorla Musul'da tutuluyor. Halkın kentten ayrılması yolunda herhangi bir değişim gözlemlemedik" dedi. Irak'ın kuzeyindeki kentte halen yaklaşık 700 bin kişinin yaşadığı sanılıyor. Kentteki DEAŞ militanlarının tahmini sayısı ise yaklaşık 5 bin.
'TANK TABURUNU YOK EDEBİLECEK MÜHİMMATA SAHİPLER'
Times'ın haberine göre Musul'daki DEAŞ militanları 150 otomobil ile 250 insansızhava aracına bomba yerleştirdi ve bir tank taburunu yok edebilecek mühimmata sahip.
Gazeteye konuşan Irak hükümetinin istihbarat danışmanı Hişam El Haşimi, yapılan hazırlıkların DEAŞ'ın Musul'da sert bir direniş göstereceğine işaret ettiğini belirtiyor.
KENTİN ETRAFI TÜNEL VE MAYINLARLA DOLU
Financial Times'ın haberine göre, DEAŞ militanları kent çevresinde çok sayıda tünel kazdı ve bu tünelleri kullanarak geri çekildi.
Financial Times'ın Musul yakınlarındaki muhabiri Erika Solomon, militanların şehrin etrafına çok sayıda mayın döşediklerine dikkat çekiyor.
'DEAŞ, TÜRKMENLERİ CANLI KALKAN OLARAK KULLANIYOR'
Terör örgütü DEAŞ’ın temizlenmesi için başlatılan Musul operasyonu devam ederken, çatışmaların olduğu Hazır bölgesinde bulunan Irak Türkmen Cephesi Erbil Milletvekili Aydın Maruf Selim, bölgedeki son durumu Hürriyet’e anlattı.
Musul’da halen 200 bin Türkmen’in bulunduğunu kaydeden Selim, “DEAŞ, Türkmenleri canlı kalkan olarak kullanıyor, büyük endişe içindeyiz. Musul ikinci Halep olma yolunda, Türkmenler hem Musul’da hem de Telafer’de etnik temizlik korkusuyla yaşıyor” ifadelerini kullandı. Çatışma bölgesinde bulunan Selim, 2 gündür Musul’un çevresinde şiddetli çatışmalar yaşandığını belirterek özetle şunları söyledi:
DEAŞ MUSUL’DA DİRENİŞ GÖSTERİYOR
“Musul’un merkezine henüz kara harekatı başlamadı. DEAŞ, şehrin etrafındaki köy ve bölgelerde fazla direniş göstermeden çekildi. Tuzaklanmış patlayıcılar, mayın ve bombalar döşenmiş. Bombalı araçlarla saldırılar yapıyor. Musul merkeze yönelik şuan top atışları ve hava saldırıları devam ediyor. DEAŞ Musul’da direniş gösteriyor. Kara harekatı başladığında kanlı çatışmalar olacak.
TÜRKMENLER CANLI KALKAN
Şu an Musul’da 200 bin Türkmen var. DEAŞ, Türkmenleri, operasyonlara karşı canlı kalkan olarak kullanıyor. Bir taraftan DEAŞ, diğer taraftan ise Haşdi Şabi ile PKK, Türkmenlere yönelik etnik temizlik yapacağı korkusunu yaşıyoruz. Türkmen kenti olan Telafer’de 100 bin Türkmen DEAŞ’ın esaretinde. Kimse Telafer’i konuşmuyor. Telafer’de büyük bir sessizlik hakim, herkes endişe içerisinde. Musul’u kaybedecek DEAŞ burada katliamlar yapabilir. Hem Musul’da hem de Telafer’de Türkmenlerin geleceği belirsiz. Sadece DEAŞ değil Şii Haşdi Şabi ile PKK’nın da hedefinde Türkmenler var. Musul, ikinci Halep olma yolunda. Sivil katliamlar yaşanabilir, insani koridor açılması ve sivillerin tahliye edilmesi gerekir. Türkiye’nin Türkmenlere sahip çıkması, burada olmasını istiyoruz. Aksi halde Türkmenlere yönelik etnik temizlik yapılacak, Türkmen bölgesi diye bir yer kalmayacak.”
MASADAKİ MUSUL
İstihbarat birimlerince hazırlanan baştaCumhurbaşkanı ile Başbakan olmak üzere ilgili kurumlara sunulan Musul raporunda ise DEAŞ’ın kontrolüne geçmeden önce Musul’da 3 milyon kişinin yaşadığı, bunun 600 bininin Türkmen olduğu belirtilerek, “DEAŞ’ın Musul’a girmesinin ardından 400 bini Türkmen olmak üzere 1 milyona yakın kişi Musul’dan ayrıldı. Şuan Musul’da 2 milyona yakın sivil bulunmakta. Bunun 200 bini Türkmen. Söz konusu DEAŞ’tan sonra Musul’a Şii milislerin yerleşmesi durumunda şu an Musul’da bulunan 200 bin Türkmen’in de yerinde olacağı, daha önce kenti terk eden 400 bin Türkmen’in ise geri dönemeyeceği, bunun da Musul’da Türkmen varlığının sonu olacağı” değerlendirilmesinde bulunuldu.
UNICEF: MUSUL’DA 500 BİN ÇOCUK RİSK ALTINDA
UNICEF, Musul’da kontrolün geri alınmasına yönelik düzenlenen askeri operasyonun başlamasıyla birlikte kentte yaşayan 500 bini aşkın çocuğun ve ailelerinin büyük risk altında olduğunu duyurdu. UNICEF Irak Temsilcisi Peter Hawkins konuya ilişkin yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
“Musullu çocuklar son iki yıldır büyük acılar çekiyor. Bu çocukların çoğu zorla yerlerinden edilebilir, cephe hatları arasında mahsur kalabilir ya da tarafların açtıkları karşılıklı ateşlere hedef olabilir. 150 binden fazla kişinin derhal yararlanabileceği şekilde yeterli su, duş, tuvalet ve hijyen kitini önceden konumlandırmış olup, önümüzdeki birkaç hafta içinde bu imkanların 350 binin üzerinde kişiye ulaşması planlanmaktadır. Gezici ekipler de, çocuklar arasında görülebilecek kritik zihinsel ve fiziksel travmalara müdahale için hazır durumdadır. Ayrıca, çocuk felci ve kızamık gibi hastalıklara karşı aşı kampanyası başlatmak üzere UNICEF’in Sağlık Bakanlığı ile birlikte 50’nin üzerinde ekibi hazırda bulunmaktadır.”
HAŞDİ ŞABİ'DEN TEDİRGEN EDEN AÇIKLAMA
Irak'ta Şii milis gücü Haşdi Şabi, Irak ordusunun Musul'u ele geçirmek için giriştiği operasyona destek olacağını açıkladı. Bu açıklama, nüfusun çoğunluğu Sünni olan Musul ve çevresinde mezhep çatışması endişesini artırıyor. Haşdi Şabi'nin yönleneceği iki bölgeden biri ise yaklaşık 100 bin Türkmen'in yaşadığı Telafer.
Halk Seferberlik Gücü (PMF) olarak da bilinen ve büyük bölümü İran'ın eğittiği militanlardan Haşdi Şabi, Musul'un 55 km batısındaki Telafer kentine doğru ilerleyen Irak birliklerine destek olacaklarını açıkladı.
Telafer'in çoğunluğu hem Sünni hem Şii olan Türkmenlerden oluşan nüfusunun Şii kesimi, bölgenin 2014'te DEAŞ’ın eline geçmesinden sonra bu bölgeden kaçmıştı.
Haşdi Şabi, batı yönünden Musul'a doğru ilerleyen Irak ordusunu da desteklediklerini bildirdi.
Grubun internet sitesinde dün gece yer alan bir açıklamada,"PMF batı cephesindeki güvenlik güçlerini iki eksen üzerinden destekleyecek: Bunlardan biri Telafer diğeri ise Musul merkezine giden güçler olacak" denildi.
UYARILARA RAĞMEN...
PMF açıklaması, insan hakları gruplarının PMF militanlarının bu bölgede savaşa katılmasının mezhepsel şiddeti alevlendireceği uyarılarına rağmen gerçekleşti.
PMF şeklen Irak Başbakanı Haydar el Abadi'ye karşı sorumlu. Abadi, mezhep savaşı kaygılarını yatıştırmak için,Musul kentine sadece ordu ve polis güçlerinin girmesine izinverileceğini söylemişti.
IRAK'TA 'HAŞDİ ŞABİ' ENDİŞESİ
Uluslararası Af Örgütü dün açıkladığı bir raporda Şii milislerin DEAŞ’ın elinde bulunan bölgelerden kaçan sivillere, insanlığa karşı suç tanımına girebilecek kadar ciddi insan hakları ihlallerinde bulunduklarını bildirmişti.
Birleşmiş Milletler Temmuz ayında, Şii milislerin Felluce'de 640 Sünni yetişkin ve erkek çocuğu kaçırdıklarını bildirmişti. Raporda milislerin elindeki 50 kişinin daha işkence ve yargısız infaza maruz kaldıkları belirtilmişti. (AJANSLAR)