HABER

İbrahim Kalın: "TSK'nın Savunma Bakanlığı'na bağlanması konuşulan konulardan biri"

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın CNN Türk'te katıldığı canlı yayında, TSK'nın Savunma Bakanlığına bağlanmasının konuşulan konulardan biri olduğunu açıkladı.

CNN Türk canlı yayınında soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın şöyle konuştu:

TSK’NIN SAVUNMA BAKANLIĞI’NA BAĞLANMASI

Konuşulan şeylerden birisidir bu. TSK’nın içine sızmış FETÖ’cülerle, TSK’yı birbirinden ayırmamız lazım. Bu grubun vatana ihanetleri ortada. Ama bunu Türk ordusunun tamamına teşmil etmek çok yanlış olur. TSK’nın içinde vatanperver on binler yüzbinler var. Onları net şekilde ayırmamız lazım.

OHAL, Anayasa’da olan bir şey. Anayasa’nın amir hükmü gereğince alınan bir karar. İsmi tabi 90'lı yılları, JİTEM’i çağrıştırıyor. OHAL ile sıkı yönetim farklı şey.

'BUNLARA KİMSE İNANMASIN'

Biz bir darbeyi durdurduk, bir askeri yönetimin kurulması söz konusu değildir. Seyahat, ifade, toplanma, gösteri özgürlüğü normal akışında devam edecek.
O kadar abuk sabuk iddia var ki, banka hareketleri durdurulacakmış falan bunlara kimse itibar etmesin. Sokaklardaki demokrasi şöleni devam edecek.
Neden buna ihtiyaç duyuldu? Savaş gibi durumlarda bir ülke bu belayı defetmek için…

Darbe sonrası atılması gereken adımlar var. Bir başka darbe girişimi, kamikaze hareketine karşılık atılması gereken adımlar vardı.

'BÜYÜK BİR DARBE YEDİLER'

Bunlardan herşey beklenir. Asker üniformalı teröristlerden her şey beklenir. Zihnen, ahlaken sapık bu adamlardan her şey beklenir. Açıklamalarında ifadelerinde gördünüz. Ta 89’da kendisine verilen sorularla alındığını, 25 yıldır bugüne hazırlandığını, verilen emirleri uyguladığını, ses dinleme cihazlarını kimlere verdiğini…

Büyük bir darbe yediler. Bu FETÖ mensubu ister askeriye, emniyette, yargıda neredeyseler bununla ilgili zaten süreç vardı. Önemli kilit adamları yurtdışına kaçtılar. Şimdi son çare olarak bu darbeyi gündeme soktular, uyguladılar. Hamd olsun milletimiz büyük bir demokrasi, cesaret örneği göstererek demokrasisine sahip çıktı.

Elinde hiçbir şey olmayan insanların üzerine helikopterle bomba yağdırdılar. Komutanları rehin alınmaya başlanmış, sabah 6-7 sularında Cumhurbaşkanı Külliyesi’nin önündeki vatandaşlara bomba attılar. Orada mesela caminin önünde, sabah 6 sularında orada gezen sivil insanları bombaladılar. Orada şehidimiz var. Gözü dönmüş bu insanlardan her şey beklenir. Biz bütün tedbirleri aldık.

'PKK'YA YAPMADIKLARINI VATANDAŞIMIZA YAPTILAR'

Birinci kapıya önce iki tane tank geliyor. Girmeye çalışıyorlar, koruma ve vatandaşlar püskürtüyor. Tanklar durmuyorlar. Karşı taraftan 4 manga askerle geliyorlar. Artık ellerinde tüfeklerle, orayı esir alacaklar. Aynı şekilde vatandaşlar, bizim polis, koruma bir kısmını derdest ediyorlar, diğerleri de kaçıyor.
Bunlar PKK’ya yapmadıklarını, bizim vatandaşlarımıza yaptı bu alçaklar.

OHAL 3 ay yeterli olursa devam edilir, olmazsa meclis bunu 3 ay daha uzatabilir. Fransa’da bunu yaptı. Paris saldırısı oldu, 6 ay OHAL ilan ettiler, hükümet 3 aylık getirmiş, parlamento 6 ay dedi. Paris saldırı iğrenç bir terör saldırısıydı. OHAL ilan ettiler. Hiç kimse Fransa’da ekonomi çökecek, insan hakları sözleşmesi demedi. Belçika’da da OHAL ilan ettiler. Kimse Belçika’ya söyleyemediğini Türkiye’ye söylemesin. Ama bu darbecilerin kazınması için devlet ne gerekiyorsa onu yapacak.

Fakat’la başlayan cümleler, hukuk kuralları içinde hareket etmeli gibi ifadeler… Hukuka karşı hareket ettiğimizi kim söylüyor? Bu millet şu anda bunun hesabının görülmesini istiyor. Hukuk dışı bir şey söz konusu değil.

'BU ÇİFTE STANDARTTIR'

Son yıllarda batı medyasında, Türkiye’nin attığı her adımı karalayan bir trend var. Diktatörlük, otoriterlik vesaire… ABD’de bir saldırı oluyor, polis vatandaşı öldürüyor, kimseden ses çıkmıyor. Hamd olsun polisimiz böyle bir şey yapmıyor. Ama kamu düzenine dönük bir şey yapıldığında…
Ferguson’da da yaptılar, OHAL ilan ettiler. Başka yerlerde de ilan ederler. Bunlara kamu düzeninin korunması olarak bakılırken, bizde söz konusu olduğunda işte özgürlükler ortadan kaldıracaklar gibi yorumlar yapılıyor. Bu açıkça çifte standarttır.

Sayılar meselesine gelince, 17-25 Aralık’tan beri zaten yürüyen bir süreç var. Bunun bir kısmı uyuyan hücre, bir kısmı destekçileri… Şimdi elimizdeki bilgiler belgeler çerçevesinde harekete geçildi. Burada hukuksuz bir askıya alma gözaltı söz konusu değil. Zaten bir yargı süreci var. Bu gözaltına alınanlar cezası yoksa aklanır, varsa da cezalandırılır.

'DARBEYİ 5-6 SAAT ERKENE ALIYORLAR'

MİT, Genelkurmay kendi raporlarını analiz edildiğini raporluyorlar. Baktığınız zaman MİT’in verdiği istihbaratla başlıyor. Kendi aralarında bu koordinasyonu sağlarken, Cumhurbaşkanımıza MİT bir istihbarat aktarılırken… Bizim tahminimize göre darbe erkene alınıyor. Yaklaşık 5-6 saat önceye alınıyor. O sırada da tabi herkes imkanı ölçüsünde, elindeki imkanı seferber ederek harekete geçti. Resmi açıklamalardan biliyoruz ki, 18:30’da toplantıdan sonra Genelkurmay bir dizi tedbiri hayata geçiriyor.

NEDEN CUMHURBAŞKANI ARANMADI?

Şimdi o saatlerde cumhurbaşkanımıza ulaşmaya çalışırken, benim bilgilerim dahilinde söylüyorum bunu. Ertesi gün Antalya’da futbol etkinliği vardı. O sırada zaten hareketlilik başlayınca, ilk saldırdıkları yerlerden bir tanesi Özel Hareket ve MİT. Tabii olaylar çok hızlı gelişiyor, ilk haberler geliyor, bir şeyler oluyor belli noktalarda, Akıncılar Üssü'nde. Bunlar toparlanıp bir şey haline gelene kadar bu adamlar harekete geçiyor. Dedim ya insanların aklına gelebilecek en son şeylerden birini yaşadık orada.

Tablo netleşmeye başladığı anda cumhurbaşkanımızla temas ettik, talimatlarını istedik. İlk söylediği şeylerden birisi vatandaşlarımızı sokağa davet ediyoruz. Biz yayın hazırlığı yaptık, yerel gazeteci şu bu falan otele gönderdik. Onlar gittiler çekimi yaptılar, 3-4 dakikalık bir çekim. Ben içişleri bakanımızla, milli savunma bakanımızla görüşüyordum. Komutanlara ulaşılamıyor. Hasan bey, kaydı yaptık ve TV’lere yükleyelim dedi. Yarım saat 40 dakika gecikti. Helikopterler kayıttan hemen sonra geldi. Kaydı yapıp çıkıyor cumhurbaşkanımız.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN ENDİŞELİ MİYDİ?

Olağanüstü bir şey olduğunun farkındaydı ama ben ne ses tonunda, en ufak bir korku endişe hissetmedim.

Biz MİT müsteşarıyla pek çok defa görüştük. Bir anda başlayınca, şöyle söyleyeyim o trafik bir başladı, o arada ben TV’lere bağlandım. Telefonum susmuyor bu arada. Bir kısmı ne oluyor diye aradı, bir kısmı istanbul’da şunları görüyoruz diye. Ben de kızdım yani nasıl yüklenemiyor diye, bizim arkadaşlarımızı da aradık şunu yükleyin bir an önce diye. O arada sizin yayınınız devreye girdi. O çok kritik bir andı. Cumhurbaşkanı işinin başında, iki milleti demokrasiye çıkmaya davet ediyor.

Vatandaş o gece o cesareti gösterip, sokağa çıkmasaydı olay çok başka yere gidecekti. Ben size de teşekkür etmek istiyorum. Baştan beri grup olarak gösterdiğiniz tavrın yanı sıra, yayın çok kritikti. Ben aslında kızdım, hiç hoşuma gitmedi o görüntü. Yayınımız var halbuki, onu vermeye çalışırken…
Siz bağlandığınızda açıklamayı yaptı, çıkmak üzere hazırlık yapıyordu. Yayın gecikince, ekranlarda biz onu göremeyince, hasan bey sağ olsun, bari buradan yapalım demiş. Sizinle temas ediyor. Sonra birkaç kanala daha bağlandı.

En Çok Aranan Haberler