HABER

"İç savaş mı çıkaracaksınız?"

DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, DTP milletvekillerini, meydanlarda “ayrılmayı” kışkırtmakla suçladı.

ANKARA (ANKA) - DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, DTP milletvekillerini, meydanlarda “ayrılmayı” kışkırtmakla suçladı ve “Bir devletten bir yöre ayrılacaksa ayrılır, ama ayrılmak için ödeyeceği bedeli iyi hesap etmesi lâzım. İç savaş mı çıkaracaklar? Çok büyük yenilgiye uğrarlar” dedi. Cindoruk, “demokratik açılıma” işaret ederek Hükümete, “Kürt açılımı dedikleri hadise, Kürt kelimesini kullanmaktan kaçınmadan ortaya konmalı” sözleriyle seslendi.

DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Aylık Ekonomi Dergisi “EkoEnerji”nin sorularını yanıtladı. Röportajında, AKP hükümetine eleştiriler yönelten Cindoruk, şu anda parlamentonun gündeminin “olması gerekenlerle” meşgul olmadığını savundu. Öncelikle, “Demokratik Açılım” olmak üzere siyasi partiler yasasının meclis gündemine alınması gerektiğini ifade eden Cindoruk, “Başta seçim barajı. Artık dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde yüzde 10 baraj yok. İsrail’de olduğu gibi yüzde 2’den başlıyor, en fazla yüzde 5’te duran bir baraj sistemi var. Bu bizde kaldırılmak istenmiyor. Başka ne değiştirilmek istenmiyor? Partilerin seçim ittifakı yapmaları. Dünyanın her yerinde koalisyonlar seçimlerden sonra kurulmuyor, seçimlerden evvel hem muhalefet cephelerinde ve hem de iktidarlar cephelerinde koalisyonlar kurulmuş oluyor. O zaman parlamento hükümeti ortaya çıkarmakta vakit kaybetmiyor, o da yok. Başka ne var? Seçimlerin finansmanı ile ilgili yasa, her adayın, her partinin bir seçim bütçesi olmalı ve bu denetlenmeli. Seçimlerden sonra da bunun hesabı yapılmalı ve ibra edilmeli. Dünyanın her yerinde bu böyle” dedi.

-“KÜRT DEMEKTEN KORKMAYIN”-

Cindoruk, hükümetin demokratik açılım çalışmalarını da eleştirerek, “Bir Kürt açılımı dedikleri hadise, Kürt kelimesini kullanmaktan kaçınmadan ortaya konmalı. Ama buna karşın, siyasi partilerin büyük çoğunluğunun uzlaşmasıyla tedbirler ortaya çıkarılmalı. Bizde öyle olmuyor. Gizli kapaklı birtakım teşebbüsler var” dedi. İçişleri ve Dışişleri Bakanları ile görüştüğünü anımsatan Cindoruk, açılımlarının içeriğinin boş olduğunu gördüğünü, belirtti. Bakanlarla yaptığı görüşmedeki izlenimlerini şöyle aktardı:

“İçeriği değil, metodu söylüyorlar. Metot önemli değil, metot siyasette zaten dikkat edilmesi gereken bir alan. Ama önemli olan, bu kadar tarihi ve siyasî önemi olan, hatta devlet bütünlüğüyle ilgili niteliği olan bir hadisenin içeriğidir. Henüz şu saate kadar ben içeriğini bilmiyorum. Devlet meselelerini çözmekte acele ediliyor. Çünkü seçim yaklaşıyor. Seçimden önce oy oranlarını artırıcı sonuçlar alacağını ümit ediyor. Bence yanılgısı var.”

-“KÜRT MESELESİ ORTADOĞU MESELESİDİR”-

Cindoruk, Kürt meselesinin aslında Ortadoğu meselesi olduğunu, tek başına çözülecek bir konu olmadığını ifade ederek şöyle devam etti:

“Çünkü Kürt ırkı İran’da, Suriye’de ve Irak’ta bir de Türkiye’de var. Önemli ölçüde var, azınlık olmadıklarını kabul etmek gerekiyor, ama çoğunluk da değiller. Çoğulculuk içinde bu meselelerin çözümünde, Türkiye tek başına hareket etse bile sonuç alamaz. Nitekim terör yolunu seçmiş olan siyasî Kürtçü örgütler ülkeler arasında hareketli, mobil halde gidiyorlar geliyorlar. Suriye’ye giriyorlar, Irak’a gidip kuzeyine çıkıyorlar, oradan Kandil Dağı’na ve oradan İran’a. O nedenle bütüncül olarak baktığınız zaman bölgesel bir sorun. Bir başka açısı da var. Bilhassa demokrasi ile idare edilen ülkelerde özgürlük hareketi gibi telâkki ediliyorlar. O nedenle oralarda da kuvvetleri var, destekleri var.”

Cindoruk, PKK’ya işaret ederek, “Terör örgütü muhatap alınır mı? Alınamaz. Bir kere bildiğimiz şey o. Çünkü silahla hak alınmaz, ancak can alınır. Bu da ortaya çıkmıştır. Silah kullananlar hiçbir hak alamadılar, ama çok can aldılar” dedi.

-“DTP’Lİ VEKİLLER İÇ SAVAŞ MI İSTİYOR?”-

DTP’li milletvekillerini de eleştiren Cindoruk, şöyle devam etti:

“DTP milletvekilleri, eşbaşkanları meydanlarda açıkça ayrılmayı, bölünmeyi düşündüklerini söylediler. Ayrılma izne tabi bir iş değildir. Bir devletten bir yöre ayrılacaksa ayrılır, ama ayrılmak için ödeyeceği bedeli iyi hesap etmesi lâzım. Türk Devleti kimseye ‘ayrılabilirsiniz buyurun’ der mi? Demeyeceğine göre kavgayı, savaşı hesaplıyor demektir. Bir siyasî partinin iç savaşı ortaya çıkartması, iç savaşın sonunda elde edilmesi mümkün olan veya muhtemel olan bir hadiseyi, sanki çok kolay bir işmiş gibi göstermesi iç dünyamızı karartmıştır. Buna mukabil milletin en az yüzde 95’i, oy oranları öyle gösteriyor, bu ayrılmadan yana değil. O zaman ayrılmayı bir referandum, bir plebisit, hatta bir genel seçimle çözmek de mümkün değil. İç savaş mı çıkaracaklar? Çok büyük yenilgiye uğrarlar. Çok önemli ölçüde de can kaybına, mal kaybına sebep olurlar. Onlar da söylemlerini yeniden ayarlamalı ya da söylem birliği sağlamalı. Çünkü, arkasından Ahmet Türk diyor ki, ‘Hayır, bizim öyle bir fikrimiz yok’, Onların da kendi aralarında bir fikir birliği oluşmadığı anlaşılıyor.”

-“BÖLÜNME ENDİŞESİ KARŞISINDA SİYASETÇİ KUŞKULU OLMALI”-

Cindoruk, bir siyasetçinin her an kuşkulu olmak zorunda olduğunu, her an her meselenin altından ne çıkacağını hesap edeceğini belirterek, “Siyasette başarının tek sırrı hadiseleri tahlil, düşünce, organizasyon gibi konulardaki becerisidir. Ben hadiseye şöyle bakıyorum; dünyada bölünmeyen devlet olmaz, bölünebilir. Bu şu anda Türkiye için söz konusu olmayabilir. Ama sürecin nereye götüreceğini bilmiyorsunuz. Dış müdahalelerle de olabilir, iç hadiselerden başka. Sevr Antlaşması’nı dikkate alırsanız, Türkiye’nin geçmişte bölündüğünü görürsünüz. Ama bu bölünmeyi Türkiye reddetmiş, Milli Mücadele ve Atatürk’le bunu aşmış olabilir. Ama bir süre Türkiye bölünmüştür, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yabancı devletler egemendir, Kürdistan, Ermenistan ve buna benzer küçük devletler Türkiye’ye sızmışlardır. Türkiye ancak Milli Misak sınırlarına giderek, hem Osmanlı’nın son meclisinde ve hem de Millet Meclisi’nde ortaya koymuş ve bunu tatbik etmek için savaş kazanmak zorunda kalmıştır” dedi. (ANKA)

En Çok Aranan Haberler