İçişleri Bakanı Efkan Ala, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Hava kuvvetleri imamı" olduğu belirtilen Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Adil Öksüz'ün yurt dışında olduğuna yönelik iddialara ilişkin, "Bizde henüz ona dair bir bilgi yok. Arıyoruz. Çünkü iletişim araçlarını kullanmıyor artık. Sadece işi bu olan özel ekipler görevlendirdik, inşallah netice alınır." dedi.
Ala, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. "FETÖ'ye yönelik soruşturmalarda şu ana kadar bu örgüt üyelerinin ağırlıklı olarak TSK, emniyet teşkilatı ve yargıya sızdığı ortaya çıkarken, siyaset kurumunda da FETÖ'cü olup olmadığı merak ediliyor.
Bu soruşturmalar, siyasi kurumlara yönelik de genişletilecek mi" sorusu üzerine Ala, "Tabi ki bunlar derinleştikçe siyasi ayakları da ortaya çıkıyor." ifadesini kullandı. AK Parti'nin yayımladığı genelgeyle, bu terör örgütü mensuplarının partide asla yer almaması ve tüm hassasiyetle konunun üzerine gidilmesi gerektiğini bütün teşkilatlara duyurduğunu anımsatan Ala, şöyle devam etti:"Zaten biliyorsunuz, bazıları milletvekiliydi, bir önceki dönem. Onların kimi Amerika'ya kaçtı, kimisi tutuklandı. Bunlar partileri ele geçirmeye çalıştılar, partilerin yönetimlerine yönelik kaset operasyonları yaptılar. Bunların yapmadığı alçaklık kalmadı. Yani milletin iradesine, siyasetine, evlatlarına, kaynaklarına verdikleri zararın haddi hesabı yok. İnsan ilişkilerimize, güven ilişkimize, dindar insanlara, dinimize, vatanımıza, milletimize yapmadıkları hıyanet kalmadı. Şimdi de en fazla dışarıda tezviratta bulunuyorlar. Çünkü paraları buralardan götürmüşler, 'himmet' adı altında paraları almışlar, gasbetmişler, oralarda şimdi bütün paraları yurt dışında lobilere harcıyorlar. Siyasi ayakları soruşturmalar derinleştikçe daha da çıkacaktır."
"TEHDİTLE, ŞANTAJLA PARA TOPLAMIŞLAR"
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) ile mücadele kapsamında, örgütün sivil ayağına yönelik ne gibi soruşturmalar yürütüldüğü ve örgüte üye sivil ve kamu personellerinin belirlenmesinde hangi kriterlerin dikkate alındığının sorulması üzerine Ala, bu örgütün hiyerarşisinin çok farklı olduğunu bildirdi. Bakan Ala, işinde gücünde zannedilen bir vatandaşın bütün kamu kurumlarının üzerinde "İmam" tayin edilmiş olabileceğine dikkati çekerek, bu kişilerin bazılarının kurum içi bazılarının ise kurum dışından olduğunu kaydetti. Bir ilde battaniye ticareti yapan birinin bile "İmam" seçilebileceğini belirten Ala, örgütün sivil ayaklarının bu kişilerden oluştuğunu vurguladı. Olayın bir de "Himmet" ayağı olduğunu aktaran Ala, şu görüşlere yer verdi: "Himmet toplamışlar, para toplamışlar ve finansörlüğünü yapmışlar. Milletten bir müddet sonra tehditle, şantajla, devlet gücünü, nüfuzunu kötüye kullanarak para toplamışlar. Düşünün, bir yerde kamu görevlileri, vergi memurları devlete çalışmıyor da eğer terör örgütüne çalışıyorsa 'buraya vergi vereceğine, götür oraya himmet ver.' diyor." Ala, bu şekilde çok fazla olayın ortaya çıktığına değinerek, Erzurum'da 2014'te FETÖ'ye himmet vermeyen kuyumcuların sahte tutanakla hapse atıldığını, örgüte himmet verenlerin dosyalarının ise yok edildiğini anlattı.
"ACIMASIZ, DEVLET GÜCÜNÜ KENDİ ÇIKARLARI İÇİN KULLANAN BİR YAPI”
Bakan Ala, FETÖ'nün sivil ayağının nasıl yapılandığına yönelik şu bilgileri paylaştı: "Böyle acımasız, devlet gücünü kendi çıkarları için kullanan bir yapıdan bahsediyoruz. Bu soruşturmalar sonucunda ortaya çıkanlar var. İkincisi kendi bankalarına para yatırtanlar, legal görünüm altında illegal faaliyetlerde bulunanlar var. Çok sayıda bunlar. Kendi özel haberleşme sistemini kullananlar ve oradan illegal faaliyetlerini yayanlar ve nasıl yapacaklarını söyleyenler var." Herkesin çevresinde "Kimin kim olduğunu bildiğine" vurgu yapan Ala, şunları anlattı: "Açık sır bunlar. Herkesin bildiği sırdır. Esnaf da memurlar da hepsi birbirini biliyor ama bir terör örgütü olduğu, bu kadar alçaklığı yapabileceği kimsenin tahmin edeceği bir husus değildi. 15 Temmuz'dan sonra bu alçaklığı artık millet gözünün önünde görünce o zaman harekete geçti. Devlet, millet, toplum, medya herkes harekete geçti ve çok sayıda bilinen kimselerin gereği yapıldı. Hem toplumdan dışlanması hem devletten temizlenmesi için adımlar atıldı. Bütün bakanlıklar, kamu kuruluşları, belediyeler harekete geçti. "Bilinen kişilerin yanı sıra "Kripto FETÖ mensupları"nın da bulunduğuna işaret eden Ala, "Bir de özel soruşturmalarla çok gizli çalışan birimlerin ele geçirilmesi, elde edilmesi ancak özel soruşturmalarla yapılabiliyor. Onlar da devam ediyor, ne kadar çıkarsa. Daha da çıkabilir." dedi.
"ÖZEL EKİPLER GÖREVLENDİRDİK"
Ankara Akıncı Üssü yakınlarında 16 Temmuz'da jandarma ekiplerince gözaltına alındıktan sonra sevk edildiği Ankara Batı 2. Sulh Ceza Hakimliğince serbest bırakılan ve örgütün "Hava kuvvetleri imamı" olduğu belirtilen Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Adil Öksüz'ün yakalanması çalışmalarının ne aşamada olduğuna yönelik soru üzerine de Bakan Ala, "Hem jandarmada hem emniyette ekipler oluşturduk. Bu ekipler takip ediyorlar henüz yakalanmadı." yanıtını verdi. Ala, "Yurt dışında mı" sorusuna karşılık, "Yok, bizde henüz ona dair bir bilgi yok. Arıyoruz. Çünkü iletişim araçlarını kullanmıyor artık. Sadece işi bu olan özel ekipler görevlendirdik, inşallah netice alınır." ifadesini kullandı.
"KESİNLİKLE SINIR KAPILARININ DIŞINDA GEÇİŞ OLMAYACAK"
İçişleri Bakanı Efkan Ala, sınır güvenliğinin sağlanması ve kaçakçılıkla mücadele edilmesi kapsamında özel sınır güvenliği birliklerinin kurulması yönündeki çalışmalarla ilgili soruya, şu yanıtı verdi: "Bizim daha önce hazırladığımız Entegre Sınır Yönetimi Kanunu var. Bu sivil bir iradeyi, sivil bir sınır genel müdürlüğünü öngörüyor. Ülke sınırlarının özel bir birim tarafından koordine edilmesi, güvenliğinin de bu sivil otorite ve burada istihdam edilecek buraya bağlı özel güvenlik birimlerince sağlanmasını öngörüyor. Bu Avrupa Birliği ile ilgili bir husus aynı zamanda. Tabii çok önemli bir yatırımı gerektiriyor, önemli bir düzenleme. Türkiye'nin bütün sınırlarının sivil bir organizasyon tarafından ele alınması, devir alınması ve bunların gereğinin yapılması, alt yapısının yapılması uzun dönem alacak iş. Önemli bir husustur ama biraz zaman alacaktır. Yasa tasarısı hazır ama hükümet değerlendiriyor. Meclis'e ne zaman gönderileceği hükümetin takdirinde. "Suriye ve Irak sınırının güvenliğinin Türkiye için çok önemli olduğunu vurgulayan Ala, karşı tarafta terörün olduğunu belirterek, sınır kapılarının dışında kesinlikle geçişin olmayacağını bildirdi. Bakan Efkan Ala, şu değerlendirmelerde bulundu: "Çünkü öbür tarafta terörist var. Kaçakçılık sınırın geçilmesinde meşru bir gerekçe olamaz. Kaçakçılık bu ülkede yasaktır. Karşı tarafta teröristlerle iş birliği yapmadan oradan ticaret yapmak da mümkün değil. Böyle bir şey de olamaz. Biz her vatandaşımızın ticaret yapabileceği imkanı kapılarda sağlıyoruz. Hakkari ile Çukurca arasındaki Üzümlü Gümrük Kapısı faaliyete tekrar geçirilecek. Ticaret buradan yapılacak, öbür taraflarda teröristler var. Vatandaşlarımız bilsin ki oralardan geçiş kesinlikle yasaktır. Yani sınır kapısı olmayan, gümrük kapısı olmayan yerden Irak'a ya da Suriye'ye geçmek veya Irak'tan ve Suriye'den Türkiye'ye geçmek kesinlikle sınır ihlalidir ve yasaktır. Oradaki sınır birlikleri, bir ülkenin sınırından yasa dışı geçenlere karşı hangi yetkilere sahipse bu kişilere karşı o yetkilere sahiptir. Yani vatandaşlarımız hayatlarını asla tehlikeye atmamalılar ve oralardan geçmemeliler. Hiçbir mazeret kabul edilmeyecektir."
AA