İçişleri Bakanı Muammer Güler, 8 Mayıs 2013 tarihinde Hatay Emniyet Müdürlüğü'nden, ses getirici bir bombalı eylem yapılacağı yönünde ihbar alındığını açıkladı. Güler, “Hatay ilimizle beraber birçok yerde önleyici tedbirler aldırılmıştır. Ancak trafiğe hiçbir şekilde çıkmayan ve bir depoda muhafaza edildiği anlaşılan araçların kısa zaman içinde olay mahalline getirilerek eylemin gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.” dedi.
İçişleri Bakanı Muammer Güler, Genel Kurul’da Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşanan ve 51 kişinin hayatını yitirdiği bombalı saldırı ile ilgili milletvekillerine bilgi verdi. Güler, olayda kullanılan iki aracın, büyük miktarda fabrikasyon plastik patlayıcı etken maddesi olan RDX kullanılarak hazırlanmış bombayla yüklü olduğu ve muhtemelen uzaktan kumandalı düzeneğin patlatılması sonucu saldırının gerçekleştirildiğini belirtti.
Güler, şu bilgileri verdi: “Hâlen 12'si ağır olmak üzere 40 vatandaşımızın tedavileri devam etmektedir. Ağır yaralıların büyük bir çoğunluğu hayati tehlikeyi atlatmış bulunmaktadır ve hâlen 4'ü yoğun bakımdadır.” Hayatını kaybeden 51 kişiden şu ana kadar 43'ünün kimlik tespitinin tamamlandığını kaydeden Güler, “Bunların 38'i Türk vatandaşıdır, 5'i Suriyeli'dir, diğer 8 kişinin kimlik tespit çalışmaları devam etmektedir." diye konuştu.
Olayın hemen ardından olay yerine gidilerek gelişmelerin yakından takip edildiğini söyleyen Güler, şöyle devam etti: “Zanlıların kaçma ihtimaline karşı sınır kapıları kapatılarak birimler teyakkuza geçirilmiş, araç giriş-çıkışları kontrol altına alınmıştır. Ayrıca barınma merkezlerinde misafir edilen Suriyelilere yönelik herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması için gerekli güvenlik önlemleri de aldırılmıştır. Reyhanlı'da yaşanan bu hain saldırı sonrası ilçede yaşayan Suriyeliler de talepleri üzerine 700 kişi Adıyaman, Nizip ve Akçakale barınma merkezlerine nakledilmişlerdir."
"TAZMİNAT ÖDENECEK"
Reyhanlı ilçesine olay günü itibarıyla gerek il merkezi ve çevre ilçelerden gerekse civar illerden 2 bine yakın güvenlik görevlisinin takviye kuvvet olarak görevlendirildiğini aktaran Güler, şöyle devam etti: “Meydana gelebilecek istenmeyen olayların önlenmesi ve provokasyonlara meydan verilmemesi için ilçede bulunan sivil toplum örgütleri ve kanaat önderleriyle görüşme yapılmıştır. Burada ifade ediyorum, provokasyonlara alet olmayan Reyhanlılı ve Hataylı hemşehrilerimize, örnek teşkil eden bu sağduyulu davranışları dolayısıyla, yüce Meclisimizin huzurunda şükranlarımızı sunuyorum. Yine, siyasi partilerimizin sayın genel başkanlarına, grup başkan vekillerine ve bölge milletvekilleri başta olmak üzere bütün milletvekillerimize, bölgeye giderek halkımızın acısını paylaştıkları için, ayrıca teşekkürlerimi ifade ediyorum. Değerli milletvekilleri, olayın oluş anından itibaren Sağlık Afet Koordinasyon Merkezi'nce 22 adet 112 ambulansı, 2 ulusal medikal kurtarma ekibi, il dışı hasta nakilleri için 3 adet uçak ambulans görevlendirilmiştir. Hatay Valiliği'nce yapılan hasar tespit çalışmaları neticesinde 452 iş yeri, 62 araç, 11 kamu binası ve 293 konutun hasar gördüğü anlaşılmıştır. Çalışmalar tamamlandıktan sonra vatandaşlarımızın her türlü maddi zararları 5233 sayılı Terör ve Terör Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında en kısa sürede ve tümüyle karşılanacaktır. Bu meyanda, yaralanan vatandaşlarımızın tedavi giderleriyle evleri, iş yerleri, araçları ve eşyalarıyla ilgili zararları da bütünüyle karşılanacaktır. Başbakanlık tarafından acil ihtiyaçları karşılamak üzere hemen 7,5 milyon TL Hatay Valiliği emrine gönderilmiştir. Bu sadece acil ihtiyaçlar için kullanılacaktır, diğer zararlar bunun dışındadır. Ayrıca hayatını kaybedenlerin yakınlarıyla sakatlanan ve yaralanan vatandaşlarımıza tazminat ödenecektir. Yaşamını yitiren vatandaşlarımızın mirasçılarına ve malullere de maaş bağlanacaktır. Reyhanlı'da zarara uğrayan esnafımızın sigorta ve vergi ödemelerinin ertelenmesi için Başbakanlığımızca gerekli talimat verilmiştir.”
“AMAÇ ÇÖZÜM SÜRECİNE DARBE VURMAK”
Saldırıda amacın huzur ortamını bozmak, yürütülmekte olan çözüm sürecini provoke etmek ve bölge insanlarını tahrik etmek olduğunu söyleyen Güler, "Reyhanlı'daki terör eylemi Türkiye'nin istikrarına karşı yapılan bir eylemdir. Ülke olarak sorunlarımızı çözme iradesini ortaya koyduğumuz bu dönemde meydana gelen eylemin zamanlaması da oldukça manidardır. Bu eylemi, ülkemizdeki gelişmeler ve bu gelişmelerle birlikte, bölgedeki duruşumuzla birlikte değerlendirmemiz gerekiyor. Türkiye'yi Suriye'deki kanlı bataklığın içine çekme yönündeki her hürlü provokasyon karşısında son derece dikkatli, hassas ve en önemlisi de son derece soğukkanlı olmak zorundayız. Büyük devlet hadiseler karşısında soğukkanlılığını muhafaza edebilen, aklıselimle düşünebilen ve hareket edebilen devlettir.” şeklinde konuştu.
Suriye'de kanlı sürecin başladığı andan itibaren Türkiye'nin kirli bir senaryonun içine çekilmek istendiğini kaydeden Güler, “Özellikle Hatay ilimizde birtakım hassasiyetleri tahrik etmek suretiyle kaos oluşturulmak ve fitne çıkarılmak istenmektedir. Biz, en başından itibaren bu tür girişimler karşısında çok dikkatli ve soğukkanlı olduk; bundan sonra da bunu güçlü bir şekilde muhafaza edeceğiz." dedi.
Bu terör olayının, Suriye rejimi ve Suriye'deki istihbarat örgütüyle doğrudan irtibatlı olduğu düşünülen bir terör örgütü tarafından yapıldığını kaydeden Güler, “Saldırıda yer alanların da, yardım ve yataklık yapanların da Türkiye vatandaşı oldukları tespit edilmiş ve bu suretle saldırının arkasındaki güçler ve kullanılan taşeronlar büyük oranda deşifre edilmiştir.” ifadesini kullandı.
“İHMAL OLUP OLMADIĞI ARAŞTIRILIYOR”
Olayın öncesinde herhangi bir ihmalin, davranışın bulunup bulunmadığını ve hangi tedbirlerin alındığını tespit etmek için Başbakan’ın talimatıyla, Başbakanlık ve Mülkiye Teftiş Kurulları’nın geniş bir araştırma yapacaklarını söyleyen Güler, “Bu saldırıyı çok dikkatli analiz etmek ve arkasındaki gizli niyetleri iyi okumak durumundayız.” diye konuştu.
Olayın Suriyeli muhalifler ya da sığınmacılarla herhangi bir ilgisi bulunmadığını vurgulayan Güler, şunları kaydetti: “Olay sonrasında gecikmeksizin güvenlik ve istihbarat birimlerimizce yürütülen çalışmalar neticesinde eylemi planlayan şahıslara yardım ve yataklık yapan 13 şahıs gözaltına alınmıştır. Bunlardan bazıları keşif yapan, bazıları ise araçları saklayan, suçluları belirli yere getirip götüren kişilerdir. Biz eldeki bilgi ve ifadeler doğrultusunda bu menfur terör olayının faillerini biliyoruz. Eylemi organize eden 4 şahıs ile birlikte, yine bu şahıslara yardım ve yataklık yapan 2 şahıs olmak üzere, toplam 6 şahsın en kısa sürede yakalanması için yoğun bir çalışma yürütülmektedir. Çok iyi biliniyor ki Cilvegözü'nde de benzer patlama olmuş ve failleri kısa bir sürede yakalanmıştı. Reyhanlı faillerini de en kısa sürede yakalayacağımızı umuyorum."
“8 MAYIS’TA BOMBALI EYLEM YAPILACAĞI YÖNÜNDE İHBAR ALINDI”
8 Mayıs 2013 tarihinde Hatay Emniyet Müdürlüğü'nden ses getirici bir bombalı eylem yapılacağı yönünde ihbar alındığını aktaran Güler, ihbara rağmen olayın önlenememesini ise şöyle açıkladı: “Alınan bu ihbar üzerine 9 Mayıs günü güvenlik birimlerimize gereği için talimat verilmiş, bütün ilgili kurumlar da bu arada bilgilendirilmiştir. Alınan istihbari bilgiler doğrudan Reyhanlı ilçesine ilişkin bir tehdidi işaret etmemekte, bölgenin ve yurdun bazı yerlerine yönelik eylem hazırlıklarını kapsamaktadır. Bu nedenle de Hatay ilimizle beraber birçok yerde önleyici tedbirler aldırılmıştır. Ancak trafiğe hiçbir şekilde çıkmayan ve bir depoda muhafaza edildiği anlaşılan araçların kısa zaman içinde olay mahalline getirilerek eylemin gerçekleştirildiği anlaşılmıştır. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum ki bugüne kadar Hatay ilimiz de dâhil olmak üzere, birçok ses getirici terör eylemi yapılan istihbari çalışmalar neticesinde, daha gerçekleştirilmeye fırsat verilmeden engellenmiş ve bu saldırıya benzer birçok teşebbüs akamete uğratılmıştır. Elbette ki bunu başaran da yine güvenlik güçleridir ve istihbarat örgütleriyle sağlanan çok sağlıklı bir koordinasyon ve iş birliğinin sonucunda önlenen eylemler vardır. Bunların birçoğundan ilgili makamlar dışında haberdar olunmaması da tabiidir ve işin doğası da bunu gerektirmektedir.”
“LÜTFEN TAHRİKLERE KAPILMAYIN”
Bölgedeki vatandaşlardan tahriklere kapılmamasını isteyen Güler, “Aramıza nifak sokmaya, bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara karşı uyanık olsunlar ve böyle zamanlarda kışkırtıcı, ayrımcı ve ayrıştırıcı tavırlara da fırsat verilmemelidir.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin Suriye’de yaşanan insanlık dramına seyirci kalmasının düşünülemeyeceğini aktaran Güler, “Gerek rejimin fütursuzca şiddet ve terör siyasetini bölgeye yayma çabası, gerek sınır kapılarımızın karşısında yerleşik bir otoritenin mevcut bulunmaması ulusal güvenliğimize yönelik güvenlik risklerini artırmaktadır. Bu çerçevede, mevzuatımız ve yüce Meclis'in hükûmetimize verdiği yetki ışığında gereken tüm tedbirlerin alınacağından hiç kimse tereddüt etmemelidir. Yaşanan büyük insanlık dramı karşısında ülkemiz sessiz kalamaz ve bunun sonuçlarına katlanamaz. Yurdunu, toprağını, evini barkını terk eden, çaresizlik içinde kapımızı çalan Suriyeli komşularımıza elbette sırtımızı dönemeyiz. Türkiye, en başından itibaren yanı başındaki bu insanlık dışı hadiselere sessiz kalmış olsaydı bile, bu tür saldırı veya tahriklerin muhatabı olmaya devam edecekti. Bunu herkesin iyi bilmesi gerekir. Esasen, bu saldırılar, Suriye politikamıza yönelik değil, her geçen gün bölgesinde ve dünyada güçlenen ve büyüyen Türkiye'ye yöneliktir. Bu tür saldırı ve tahrikler hiç kimsenin yanına kâr kalmayacaktır.” diye sözlerini tamamladı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz