İçişleri Bakanı Soylu, gazeteci Cüneyt Özdemir'in sorularını yanıtladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sokağa çıkma yasağına ilişkin "Hiçbir yasağı almaktan çekinmeyiz. 'Evde kal' çağrıları ile vatandaşları evde tutabiliyoruz. Hafta sonu itibarıyla yüzde 95 civarında insanlar eve çekildi. Yarını ve diğer günü de izleyeceğiz" dedi.
Programın başında Özdemir, ABD'de koronavirüse yakalanan polisler olduğunu belirtip İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya "Güvenlik teşkilatından Koronavirüse yakalanan var mı?" sorusunu yöneltti.
Bakan Soylu, şu cevabı verdi: "Var, hem semptomları olan var, hem de bir takım temaslardan dolayı olan mensuplarımız var. Şu anda sayısı 20 civarında. Bunlardan iyileşenler de var. Arkadaşlarımızın sahada olması ve görevlerini devam ettirebilmeleri bizim için çok önemli. Ülke açısından da çok önemli. Birçok işlemi güvenlik güçleri üzerinden yürütmeye çalışıyoruz."
Soylu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Uyguladığımız bir süreç var. Bu mesele önce Çin'de başladı ve yakın komşumuz İran'a geldi. Avrupa, ABD de izlerken bu salgın bize hiç gelmeyecekler diye düşündü. Biz Sağlık Bakanımızla Elazığ'dayken Cumhurbaşkanımız Sağlık Bakanını aradı. Corona virüsle ilgili konuşunca, Sağlık Bakanımıza "Sen Ankara'ya gel. Süleyman orada kalsın" dedi. Sağlık Bakanımızdan corona virüsün araştırılmasını istedi.
Dünyada tedbir alınmamışken biz İran sınırında Sahra hastaneleri kurduk. O günden bugüne Sağlık Bakanmızın hakkını vermek isterim. Bu virüsün dışarıdan geleceğini, üzerimize çok iş düşeceğini söyledi. Ardından tüm tedbirleri almaya başladık. 4 tane süreç var; Kamu sistemi, Sağlık sistemimizin ayakta kalması, Gıda-Sağlık hizmeti, Sosyal izolasyon.
Toplum bunun Türkiye'ye gelip gelmeyeceği konusunda acaba ne olacak sorusuyla karşı karşıya. Dünya ilk kez bu virüsle karşı karşıya. Hiçbir tereddütümüz olmadı. Almamız gereken tedbirleri zamanında aldık. Birazdan da yeni bir genelge yayınlayacağız. Bizim dünyadan farkımız şu; bazı ülkeler rakamlar veriyorlar, ne kadarı topluma ulaştırılıyor. Biz işin başından itibaren şeffaf bir sistem kurduk. Sağlık Bakanımızdan ilk günden beri açıklamalarda bulundu. Adımlarımızı atmaya devam ediyoruz.
Dünyada uçak yolculukları, sınırlarını kapatalı çok bir zaman olmadı. Bize gelen umrecilerimizde veya yurtdışından gelenlerde. Avrupa'da patladığını gördüğümüz an pat diye tedbirimizi aldık. Suudi Arabistan'dan bize vakalarla ilgili bilgi gelmedi. Biz ta ki gelen Umrecilerden birinde vaka gördük. Hemen karantina kararı aldık. Ardından yurtdışından gelenlere de bunu uyguladık. Başka ülkelerin büyükelçileri gelmek istedi. Ya karantinada kalırsınız ya da dönersiniz" dedik.
Bu süreçte hemen koordine olduk. Umreden gelenler evlerine gitmeyi beklerken biz onları karantinaya aldık. 24 saat içerisinde tüm gerekenleri yerine getirdik. Hepsiyle ilgili de sağlık kontrolleri yapıldı. Virüsün hangi etkenden yayıldığını tespit ettiğimiz sürecinde önlemimizi aldık.
Bizim almayacağımız tedbir yoktur. Sabahleyin valilerimizle bir değerlendirme yaptık. Bu değerlendirmeyi de Cumhurbaşkanmıza arz ettik. Son 4-5 gündür Türkiye'de hayat yüzde 80 durmuş idi. Şimdi sokağa çıkma yasağı koyulabilir de. Üretim ve tedariğin dışında, sağlık dışında bir izolasyonun sağlandığını söyleyebilirim. Hiçbir tedbir almaktan çekinmeyiz. Bütün parametreleri izliyoruz. Şu anki durumda cumartesi pazar yaklaşık yüzde %95 durumunda eve çekildi. Yarını izleyeceğiz öbür günü izleyeceğiz.
Ekonomi muhakkak etkileyecektir. Dünyanın ekonomileri de etkileniyor. Ülkeler artık kendi ülkeleri içerisinde mi üretim yapacaklar. Bizim için 4 tane konuyu ayakta tutmamız önemli. Sağlık, gıda-hijyen, kamu düzeni ve sosyal izolasyonu sağlamaya çalışıyoruz. Bu 4 konu bizim için önemli. Eğer sağlayamazsak tüm tedbirleri alacağız.
2 gün önce Bolu'da bir kardeşimizi karantinaya aldık. Para istemiyoruz, 3 öğün yemeğini veriyoruz. Her türlü hijyen ve ihtiyacını karşılıyoruz. Benim devletime küfür ediyor. Ben şimdi bunu gözaltına almayayım mı?