ANKARA (ANKA) - Anayasa Mahkemesi, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında, bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edileceğine ilişkin hükmü iptal ederek,idarenin tüm işlem ve eylemlerine karşı yargı yolunun açık olması yolundaki anayasal hükmün etkisiz hale getirilemeyeceğine dikkat çekildi.
Anayasa Mahkemesi, İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin başvurusu üzerine 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kararların sonuçları" kenar başlıklı 28. maddesinin 1. fıkrasının "Ancak, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında, bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir" şeklindeki cümlesinin iptaline karar verdi. Kararın gerekçesi Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı. Kararın gerekçesinde, kişilerin, devlete güven duymalarının, maddi ve manevi varlıklarını korkusuzca geliştirebilmelerinin, temel hak ve özgürlüklerden yararlanabilmelerinin ancak hukuk güvenliğinin ve üstünlüğünün sağlandığı bir hukuk düzeninde gerçekleşebileceğine dikkat çekildi. Hukuk güvenliğinin ve hukukun üstünlüğünün sağlanabilmesi için devletin her türlü işlem ve eyleminin yargı denetimine açık olmasıyla gerçekleşeceğinin ifade edildiği gerekçede, hukukun güvenliği için devletin işlem ve eylemlerine karşı yargı yolunun açık tutulmasının yeterli olmadığı, yargı mercileri tarafından verilen kararların gecikmeksizin uygulanması gerektiği kaydedildi. Gerekçede, bir işlemin hukuka aykırı olduğu yapılan yargısal denetim neticesinde tespit edilmesine rağmen işlemin iptali yönündeki yargısal kararın uygulanmamasının, devletin işlem ve eylemlerine karşı yargı yolunun açık tutulmasını anlamsız hâle getirdiğinin vurgulandı.
-TEK TARAFLI HUKUKA AYKIRI İŞLEM VARLIĞINI SÜRDÜDÜR-
İdari işlemlere ilişkin mahkeme kararlarının gecikmeksizin uygulanması prensibinin yasal düzeyde de benimsendiğinin belirtildiği gerekçede, şöyle denildi:
"İtiraz konusu kuralda, bu prensibe bir istisna getirilmiş, ihtiyati haciz ve haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında ancak kararın kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edileceği belirtilmiştir. Buna göre bir kamu borçlusunun malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisinin hukuka aykırı bir haciz veya ihtiyati haciz işlemiyle sınırlandırılması nedeniyle mahkemelerce işlemin iptali ve yürütmesinin durdurulması kararı verildiğinde, bu karar uygulanmayacak ve kararın kesinleşmesine kadar idarenin tek taraflı iradesiyle tesis ettiği hukuka aykırı işlem varlığını sürdürecektir."
Gerekçede, düzenlemenin, idarenin tüm işlem ve eylemlerine karşı yargı yolunun açık olması yolundaki anayasal hükmü etkisiz hâle getirdiğinin, bireyin hukuk güvenliğini açık şekilde zedelediğinin ve yargısal denetim aracılığıyla hukukun üstünlüğünün sağlanması amacına zarar verdiğinin altı çizildi. Düzenlemenin haciz ve ihtiyati hacze ilişkin idari işlemlerin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının derhal uygulama zorunluluğunun ortadan kaldırdığı, kişilerin telafisi imkânsız veya zor zararlarla karşılaşmalarına yol açacak nitelikte olduğunun vurgulandığı gerekçede, "İdari yargıda yürütmenin durdurulması kararıyla güdülen amacın kişilerin hak arama özgürlüklerini daha etkili biçimde kullanabilmelerini sağlamak olduğu gözetildiğinde, böyle bir durumun yürütmenin durdurulması kararlarıyla gerçekleştirilmek istenen hukuksal yararı olumsuz yönde etkileyeceği ve hak arama özgürlüğünü zedeleyeceği açıktır" denildi.